Ana SayfaANALİZLERAltılı Masa’da bitmeyen gerilim: Yol haritası

Altılı Masa’da bitmeyen gerilim: Yol haritası

CHP ile İyi Parti arasındaki “yol haritası gerilimi” bitmedikçe Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayı belirlenemeyecek. İyi Parti lideri Akşener, 13 Şubat’a kadar parti kurullarında bu konuyu görüşecek. “Ben Kemal, geliyorum” diyenlerle, “Her şey çok güzel olacak” diyen İyi Partililerin nasıl bir anlaşmaya varacağı ya da daha gerilimlisi; anlaşıp anlaşmayacağı merak konusu. 13 Şubat’ta Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde yapılacak liderler toplantısında aday konuşulacak ama kimse adayın açıklanmasını beklemiyor.

Altılı Masa’nın seçim beyannamesi, ortak programı niteliğindeki “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” Ankara’da açıklandıktan sonra TBMM’de meclis kürsüsüne çıkıp konuşan ilk isim CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu oldu.

Metnin açıklanmasından önce masanın ortak cumhurbaşkanı adayının 13 Şubat’ta belirleneceğini hatta açıklanabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, metnin açıklanmasından sonra meclis kürsüsünden Cüneyt Arkın’lı Yeşilçam filmine gönderme yapıp “Ben Kemal, geliyorum” diye bağırdığında sadece onu mecliste dinleyen CHP’liler değil televizyon başındaki eski-yeni siyasetçi, akademisyen ya da gazeteci herkes “Bitti bu iş” yorumu yapmıştı. Kılıçdaroğlu’nun “Ben Kemal, geliyorum” derken gideceği adres belliydi: Cumhurbaşkanlığı.

Dümdüz bakıldığında CHP’lilerin yoğunlukla dillendirdiği bu yorumda bir sıkıntı yoktu. Ne de olsa Altılı Masa’yı kuran, büyüten Kılıçdaroğlu’ydu. İyi Parti lideri Meral Akşener “başbakanlık” istediğine göre Kemal Kılıçdaroğlu da cumhurbaşkanı olacaktı.

Masadaki liderlerden Ali Babacan sorulduğunda cumhurbaşkanlığı görevini yürütebileceğini söylemiş olsa da onun da esas vurgusu “ortak aday” üzerineydi. Ortak aday olmazsa muhalefetin kazanma şansının matematiksel olarak azalacağını anlata anlata dilinde tüy bitmişti. Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu da ortak aday fikrini destekliyordu, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da, Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal da… Uysal ile Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak baktıklarını her fırsatta dile getirmekten kaçınmayan isimler olarak hafızalarda yer etti.

Ortak aday fikri Altılı Masa liderlerinin her toplantısından sonra yayınlanan ortak açıklamaya yansısa da, siyaset kulislerindeki “çoklu aday” tartışmasının bir türlü bitmeyişi de dikkat çekiciydi. En son İyi Partili Cihan Paçacı, bu tartışmanın sönmediğini dillendirmişti. “Çoklu aday” tartışmalarının kaynağı İyi Parti’ydi. Herkes bunu biliyor artık. Altılı Masa çalışmaya başladığı günden beri “kazanacak aday” tanımında ısrar eden, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı “kazanacak aday” kategorisinde Kılıçdaroğlu’nun önünde tutan İyi Parti lideri Akşener ile kurmayları, İmamoğlu’nun siyasi yasak kararıyla birlikte adaylık denkleminden çıktığını söyleyenlere kulak asmadı. Peki neden?

“Akşener daha fazla sorumluluk, daha fazla yetki alsın”

Bu soru bugün siyaset kulislerinde ortak cumhurbaşkanı adayının kim olacağından daha çok soruluyor: İyi Parti neden bir türlü Kılıçdaroğlu ismine ikna olmuyor?

İyi Parti kurmaylarının bu soruya yanıtı şöyle: Çünkü İyi Parti ülkeyi yönetmeye talip. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçildiğinde Akşener başbakan olacağına göre Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayının “büyük yardımcısı” Akşener olmalı. Akşener, masadaki diğer liderlerden daha fazla sorumluluk almalı, daha yetkili olmalı. Bu; kesinlikle “masada eşitlik olmasın istiyoruz” gibi algılanmamalı.

Buradan anlaşılıyor ki; İyi Parti, Kılıçdaroğlu ile çetin bir müzakere, istişare süreci yürütüyor. Bu müzakere süreci de; ortak cumhurbaşkanı adayının nasıl bir kadroyla çalışacağını gösterecek olan “parlamenter sisteme geçişin yol haritası”yla ilgili. İyi Parti, Kılıçdaroğlu’na “Siz cumhurbaşkanı olacaksanız, Akşener de şöyle olmalı. İyi Partililer de şu bakanlıkları almalı” gibi önerilerle gidiyor bu metnin sonuçlanması için. Hem cumhurbaşkanı hem de cumhurbaşkanlığı kabinesi için müzakere ediliyor açık açık.

İyi Parti kurmayları, bu müzakerenin 26 Ocak’ta İyi Parti’nin ev sahipliğinde yapılan Altılı Masa toplantısı öncesinde de yapıldığını doğruluyor. İyi Parti meclis grup başkanı İsmail Tatlıoğlu ile Cihan Paçacı’nın da aralarında olduğu bir İyi Parti heyeti aslında AK Parti’nin başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifini görüşmek için CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ediyor. Başörtüsünün yanında “parlamenter sisteme geçişin yol haritası” da konuşuluyor. İyi Parti lideri Akşener’e olası kabinede daha fazla sorumluluk ve yetki verilmesi gerektiği fikri de Kılıçdaroğlu’na açılıyor.

Siyaset kulislerinde Kılıçdaroğlu’nun bu fikir karşısında “Yok, olmaz öyle şey. Masayı bunun için kurmadık biz” çıkışında bulunduğu konuşulsa da; bu bilgiyi CHP de, İyi Parti de doğrulamıyor. Peki ne yapıyor Kılıçdaroğlu? Her fikrin masada konuşulmasından, liderlerin ortak anlayış geliştirmesinden yana bir tutum sergiliyor.

Zaten 26 Ocak tarihli toplantı sonrasında anlıyoruz ki; yol haritası üzerinde masada bir anlaşma yok. Daha önce seçim beyannamesi ile yol haritasını aynı tarihte, 30 Ocak’ta kamuoyuna açıklamakta anlaşan liderler sadece seçim beyannamesini açıklayabileceklerini belirtiyorlar.

Öyle de oldu; 30 Ocak’ta “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”, yani Altılı Masa’nın seçim beyannamesi kamuoyuyla paylaşıldı.

“Akşener, Kılıçdaroğlu’nu kastetti”

Seçim beyannamesi açıklandıktan sonra mecliste kürsüye çıkan İyi Parti lideri Meral Akşener’in kullandığı “Bu kutlu mücadele hiçbir kaprise, hiçbir inada kurban edilemez. Hiçbir şahsi hırsa, hiçbir koltuk hesabına feda edilemez” sözleri de, Kılıçdaroğlu’nun “Ben Kemal, geliyorum” sözleri kadar tartışıldı.

Çünkü zaman daralıyor ve Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayı bir türlü belli olmuyorken Kılıçdaroğlu 13 Şubat’taki toplantıyı işaret etmişti. Kılıçdaroğlu’na göre aday belli olabilir ama açıklanmayabilirdi. Akşener ise “Ben Kemal, geliyorum” sözünü doğrudan destekleyecek yerde kişisel hırslardan, koltuk hesaplarından bahsediyordu. CHP’de de, İyi Parti’de de Akşener’in bu sözlerinin Altılı Masa’da kişisel hırslardan öte milletin çıkarlarının ön planda tutulduğuna yorulmasını söyleyen çok.  Dümdüz okunduğunda bu yorum çok mantıklı ve Altılı Masa’nın ruhuyla birebir örtüşüyor. Ama İyi Parti’den yükselen “Akşener’in bu sözleri Kılıçdaroğlu’na söylediğinin anlaşılması bu kadar zor olmasa gerek. Kılıçdaroğlu’nu kastetti. Kılıçdaroğlu’yla uyum içinde çalışıyoruz ama Türkiye’yi en iyi yönetecek kabineyi kurmamız gerekiyor” seslerinin azımsanmayacak kadar çok olması ilginç. Bu seslere “Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını söyleyen CHP’liler de var. İmamoğlu siyasi yasaklıysa Mansur Yavaş var. Yavaş, Anadolu’dan çok oy alır, AK Parti’den çok oy kopartır” yorumları birbiri ardına ekleniyor da ekleniyor.

Sonuç?

CHP ile İyi Parti arasındaki “yol haritası gerilimi” bitmedikçe Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayı belirlenemeyecek. İyi Parti lideri Akşener, 13 Şubat’a kadar parti kurullarında bu konuyu görüşecek. “Ben Kemal, geliyorum” diyenlerle, “Her şey çok güzel olacak” diyen İyi Partililerin nasıl bir anlaşmaya varacağı ya da daha gerilimlisi; anlaşıp anlaşmayacağı merak konusu. 13 Şubat’ta Saadet Partisi’nin ev sahipliğinde yapılacak liderler toplantısında aday üzerinde tartışmalar olacak ama kimse adayın açıklanmasını beklemiyor. Açıklanırsa herkese büyük sürpriz olacak.

- Advertisment -