Necip Hablemitoğlu suikastı davasının dün başlayan ilk duruşmasına bugün devam edildi.
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tetiği çeken kişi olmakla suçlanan eski ÖKK subaylarından Tarkan Mumcuoğlu’nun savunması alındı.
Hazırlanan iddianamede, iz bırakmamak için o dönem görevli olduğu Kazakistan’dan Kuzey Kıbrıs’a, oradan da gizlice Türkiye’ye gelerek suikastı işlemekle suçlanan Mumcuoğlu, suçlamaları reddetti.
Mumcuoğlu: “Kazakistan’dan hiç ayrılmadım, oradan ayrılmadığıma dair belge var”
Gerçek Gündem’den Furkan Karabay’ın haberine göre Hablemitoğlu’nun suikasta uğradığı günlerde Türkiye’de olmadığını söyleyen Mumcuoğlu, “Ben Hablemitoğlu cinayeti işlendiğinde, o tarihte, 18 Aralık 2002’de Kazakistan’da görevdeydim. Kazak subayları eğitmek için gitmiştim. Kasım 2002-Mayıs 2003 döneminde hep Kazakistan’daydım, hiç ayrılmadım” dedi.
Mumcuoğlu, cinayet tarihinde Kazakistan’da görevde olduğuna dair kanıtlar bulunduğunu söyledi ve “Aralık ayında Kazak subayların kurs bitim tarihi olan 23 Aralık 2002 tarihinde çekilmiş fotoğrafım var. Bu kurs 20 gün sürüyor. Buna ilişkin askeri ataşe tarafından ve benim tarafımdan imzalı kurs bitim belgesi var” diye konuştu.
Mumcuoğlu sözlerinin devamında, iz bırakmamak için Kıbrıs’tan Türkiye’ye geldiği iddiası üzerine ise “Benim cinayeti işlemek için Kıbrıs’a gittiğim oradan Ankara’ya gittiğim iddia ediliyor. Ben Kıbrıs’a ilk kez 2008 yılında gittim” dedi.
“Gözlerinizin içine tüm masumiyetimle bakarak diyorum ki…”
Mumcuoğlu’nun sözlerinin arından Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu’na teşhis işlemi yaptırıldı. Mumcuoğlu’na bakan Şengül Hablemitoğlu, “Aradan 20 yıl geçti. Kimsenin günahına girmek istemem ama eşimin yanında gördüğüm kişiye bakışları ve gülüşü çok benziyor. Ama çok zaman geçti. Kendisi beni hayatında görmediğini söylüyor. Bunun üzerine bir şey diyemiyorum” dedi.
Mumcuoğlu, Şengül Hablemitoğlu’na hitaben “Benim fotoğraflarımı bu dava nedeniyle internet siteleri yayınladı. 20 yıllık bir acının üzerine benzetmiş olabilirsiniz ama sizin gözlerinizin içine tüm masumiyetimle bakarak diyorum ki sizi ve eşinizi hayatımda hiç görmedim” diye konuştu.
Mumcuoğlu, suikastı organize etmekle suçlanan eski Özel Kuvvetler Komutanlığı MAK Alay Komutanı Levent Göktaş hakkında da şunları söyledi:
“Ben cinayet tarihinde resmi görev için Kazakistan’daydım. Oradan hiç ayrılmadım. İzne çıkmadım. Beni Kazakistan’a gönderen Levent Göktaş değil o tarihteki Özel Kuvvetler Komutanıdır. Ben görevde iken Levent Göktaş’ın emrinde değildim. MAK Alayı’ndan ayrılıp Özel Şube isminde bir komutanlığın emrine girdim.
“Yurt dışındaki görevlere gidenler için aynı prosedür uygulanır. Göktaş’la benim bir emir komuta ilişkim Hablemitoğlu cinayetinin işlendiği tarihte yoktu.”
“MİT’te hasmınız var mı” sorusuna yanıt: “Birçok insanla anlaşmazlığım oldu”
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın kendi internet sitesindeki haberine göre, Mumcuoğlu’na çapraz sorgusu sırasında sanıklardan sadece Levent Göktaş soru yöneltti.
Mumcuoğlu, Göktaş’ın soruları üzerine kendisini Kazakistan’a ÖKK’nın gönderdiğini, izne gelinmek istense ÖKK Kurmay Başkanı’ndan yetkili olduğunu, Kazakistan’da Göktaş ile hiçbir irtibatının olmadığını ve ondan kanundışı hiçbir emir almadığını söyledi.
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, ellerindeki tek hukuki metin olan iddianameye bağlı kalarak soru yönelteceğini vurgulayıp, “Bunu Cumhuriyet Savcısı’nın yapması gerekir, ama yapmadığı için ben yapıyorum” diyerek Mumcuoğlu’na çok sayıda soru sordu.
Mumcuoğlu, “MİT’te hasmınız var mı?” şeklindeki bır soruya, “Bu tip husumetler açıklanmaz. Şu kadarını söyleyeyim; birçok insanla anlaşmazlığım oldu” karşılığını verdi.
Mumcuoğlu’nun avukatı Mehmet Eren Turan ise iddianameyi hazırlayan Savcı’yı eleştirip, “Savcı, Gökhan Nuri Bozkır, Zihni Çakır, Abdurrahman Şimşek arasında kare kurulmuş. Bu iddianame değil bir paçavradır” diye konuştu.