Ana SayfaHaberlerİtalya’nın vandal turist sorunu: En son Colosseum duvarına “Ivan+Haley 23” yazdılar

İtalya’nın vandal turist sorunu: En son Colosseum duvarına “Ivan+Haley 23” yazdılar

İspanyol Merdivenleri’ne Maseratilerini sürüyorlar, Venedik kanallarında gondol kaçırıp, çıplak yüzüyorlar, Trevi Çeşmesi’nde "La Dolce Vita" filmindeki öpüşme sahnesini yeniden canlandırmaya çalışıyorlar. En son geçen hafta Kolezyum duvarına “Ivan+ Haley 23” yazarken videolarını paylaşan iki çift artık İtalyanları çıldırttı. Kültür Bakanı, çiftin bulunması için kampanya başlattı. Nihayet çift İngiltere’de tespit edildi. İtalya’ya dönerlerse onları hapis ce para cezası bekliyor. İtalyanlar uzun süredir hassas şehirlerini ziyarete gelen turistlerin vandallıklarından şikayetçi. Bazı uzmanlara göre bunun sebebi İtalya hakkındaki “Kural yoktur” önyargısı. Başka uzmanlara göre ise sorun turist psikolojisinde: "Bir anonimlik hissimiz var. Tanınmıyoruz ve bu da bize biraz koruma sağlıyor. Ayrıca parayı verince her şeyi hakettiğini düşünmek de var"

CNN.com’un haberini aktarıyoruz

Covid seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasından bir yıl sonra Avrupa’da ziyaretçi patlaması yaşanırken, İtalya’da vandal ziyaretçi vakaları azalma belirtisi göstermiyor.

Bu hafta genç bir turistin Colosseum’un duvarına kendisinin ve kız arkadaşının isimlerini kazıdığı iddiasıyla filme alınması, İtalya Kültür Bakanı Gennaro Sangiuliano’nun çiftin kimliğinin belirlenmesi için insan avı başlatılması çağrısında bulunmasına neden oldu.

Bakan, “Umarım bu eylemi gerçekleştiren her kimse tespit edilir ve yasalarımıza göre cezalandırılır” diye tweet attı.

Üç gün sonra Roma jandarma teşkilatı, İngiltere’de ikamet eden bir şüphelinin kimliğini tespit ettiklerini açıkladı.

Şüpheli, dünyanın en ünlü yapılarından birine “Ivan+Haley 23” yazısını kazımaktan suçlu bulunursa, en az 15,000 € (16,360 $) para cezası veya beş yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak.

Bu olay, İtalya’da turistlerin vandallıkları meselesini yeniden gündeme getirdi.

2022 yazında ülke genelinde yaşanan bir dizi olay manşetlere kadar çıkmıştı.

Haziran 2022’de iki Amerikalı turist Roma’daki İspanyol Merdivenleri’ne scooterlarını iterek – ve sonra da aşağı atarak – tarihi merdivenlerde 25,000 dolar değerinde hasara neden olmuştu.

Bunun kötü olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Bir ay önce de Suudi bir ziyaretçi kiraladığı Maserati’yi traverten merdivenlerden aşağı sürerek iki basamağı kırdı.

Bu arada Venedik’te turistler, şehrin kanalizasyon sistemi olarak da kullanılan ve UNESCO tarafından korunan kanallarda düzenli olarak yüzüyor.

Ağustos 2022’de iki Avustralyalı Büyük Kanal’da sörf yapmış, Mayıs ayında ise Amerikalılar 14. yüzyıldan kalma Arsenale’nin yanında çırılçıplak yüzmüşlerdi.

Bir sezonda olabilecek en kötü şey bu olabilir mi?

Hayır, değil.

Yine Ağustos 2022’de bir Avustralyalı, antik Roma sit alanı Pompeii’de motosikletiyle dolaşmaya karar verdi.

Ekim ayında bir Amerikalı ise Papa’yı göremeyeceği söylendikten sonra Vatikan Müzesi’ndeki iki paha biçilmez heykeli parçaladı.

Bir de oyma olayları var.

Ağustos 2022’de Amerikalı bir çift, Colosseum’un yanındaki 2000 yıllık Augustus Kemeri’ne isimlerinin baş harflerini kazırken yakalandı.

İtalya’nın tıka basa turistle dolu olduğuna şüphe yok.

İtalya’nın turizm kurulu ENIT’e göre, Ocak-Temmuz 2022 arasındaki uluslararası ziyaretçi sayısı 2021’e göre %172, hatta pandemi öncesi kayıtlara göre %57 arttı.

Ve 2023 daha da dolu geçecek gibi görünüyor. ENIT verilerine göre, 2023’ün ilk çeyreğinde uluslararası ziyaretler bir önceki yıla göre %86 artış gösterdi.

2023 yazı için havayoluyla yaklaşık 3 milyon kişinin gelmesi planlanıyor ve bunların büyük çoğunluğunu yabancı.

Bu rakamlara, İtalya’ya arabayla gelen çok sayıda Avrupalı dahil değil.

Ancak ziyaretçi sayısı arttıkça İtalya ve onun değerli miras alanları daha da büyümüyor.

İtalya’nın 2021 ve 2022 yıllarında en çok ziyaret edilen müzesi olan Floransa’daki Uffizi Galerisi’nin müdürü Eike Schmidt geçen yaz CNN’e yaptığı açıklamada turistlerin kötü davranışlarının yeni bir şey olmadığını söyledi:

“Bu yıl daha kötü olduğunu düşünmüyorum – bence şu anda sahip olduğumuz şey 2019’da durduğumuz yer ve geri geldi çünkü ziyaretçiler geri geldi. Kesinlikle içinde bulundukları duruma saygı duymayan insanlar var. Salgın öncesi paha biçilmez sanat eserlerinin arasında oturup kendine pedikür yapan kadın gibi.”

Schmidt, Uffizi’nin iyi denetlendiğini ve içeride nadiren olay yaşandığını söylüyor – ama dışarıda durum farklı. Galeri, yorgun ve aç turistlerin oturması için yerel pietra serena taşından oyulmuş banklarla kendi ayağına kurşun sıkmış oluyor.

Çünkü ziyaretçiler sadece bu tarihi banklarda oturmuyorlar. Bankların 16. yüzyılda elle oyulduğu gerçeğinden habersiz bir şekilde oturup yemek yiyorlar, gözenekli taşa soslar sürüyorlar.

Schmidt, personelin her sabah “insanların gece geç saatlerde çok fazla içki içtikten sonra binalara ekledikleri tüm işaretleri” temizlemek için yoğun bir çaba sarf ettiğini anlatıyor:

“İnsanlar temiz bir yüzeye yazı yazma eğiliminde değiller – ancak bir kişi küçük bir çizim yapmışsa veya kötü bir kelime yazmışsa, [kendinizinkini eklemek] çok daha kolay oluyor çünkü psikolojik bariyer daha düşük. Artık insanlar binalara çok nadiren bir şeyler yazıyor. Ancak pandemi sonrası geri dönen şey panini, şarap, Coca-Cola ve her türlü yağlı ve şekerli şey sorunu. İnsanlar bunları oturma yeri olmayan yerlerden satın alıyor, oturacak yer arıyorlar ve buldukları ilk şey anıtlar oluyor.”

Mayıs ayında İtalyan bir ziyaretçi Redentore kilisesine grafiti ile kalıcı hasar verdi.

Venedik Belediye polisi 2022 yılının ilk 10 ayında kanallarda yüzen turistlerle ilgili 43 olaya müdahale etmiş.

CNN’e konuşan Baş Komiser Gianfranco Zarantonello’ya göre bu sayı, 24 yüzücünün yakalandığı 2021 yılının tamamındaki toplam sayının neredeyse iki katı. Ve endişe verici bir şekilde, 2019’daki 37 vakanın da üzerinde.

Ocak ayından Ekim 2022’ye kadar Venedik’teki anıtlara zarar veren 46 turist vakası da yaşandı:

“Bazen Venedik bir şehir olarak görülmüyor. Turistler sanki plajdaymış gibi davranıyor.”

Dışarıdan bakıldığında eylemler giderek şiddetleniyor gibi görünüyor.

Geçen yaz bir turist bir su taksisi çaldı ve Büyük Kanal’da devirdi.

Zarantonello aşırı davranışların yeni olmadığını söylüyor: “Birkaç yıl önce bir Rus turist bir vaporetto (deniz otobüsü) çaldı. İnsanlar gondol çaldı. Bir keresinde yeni yılda [çalıntı bir gondoldan] düştüler ve biz onlara ulaştığımızda içlerinden biri hipotermiden ölmek üzereydi. Onu kurtardık.”

Kanalda yüzmenin yanı sıra, Zarantonello ve meslektaşları geçen yıl bir savaş anıtının üzerinde üstsüz güneşlenen bir Çek turist, rıhtımda Vespa kullanan bir Belçikalı, eFoil’lerle Büyük Kanal’da zıplayan iki Avustralyalı ile uğraşmış:

“İki yıl sonra ilk seyahatiniz, gençsiniz ve kendi ülkenizde alkole izin verilmiyor, ilk kez buradasınız ve kendi ülkenizde utanacağınız davranışlarda bulunabilirsiniz.”

‘Ziyaretçi yoğunluğunun bir yan ürünü’

Turistlerin kötü davranması elbette yeni bir olgu değil. Örneğin İngiliz, Avustralyalı ve Amerikalı turistler Güneydoğu Asya’da uzun zamandır çirkin davranışlarıyla biliniyor.

Ancak Avrupa Turizm Birliği (ETOA) CEO’su Tom Jenkins, İtalya’da yaşanan olayların çok özel olduğunu ve bunun İtalya’nın kendine has hassas dokusundan kaynaklandığını söylüyor:

“Fransa’da [dünyanın en çok ziyaret edilen ülkesi] hiçbir yer bu kadar hassas değil. Çevre çok kırılgan olduğu için, herhangi bir zararın muhtemelen bir dünya mirası alanını etkileniyor. İtalya’nın sadece sanatsal, mimari ve arkeolojik merak peşinde koşmaktan daha geniş bir ilgi alanına sahip insanları çekmesi ve bu insanların çevreye uyum sağlamaması da bir neden. Dolce vita, yani İtalya’nın özgürce dolaşılabilecek bir yer olduğu fikri, mirasına pek de iyi gelmiyor.”

Ancak İtalyan uzmanlar bunun İtalya’nın kırılganlığından kaynaklanmadığını söylüyor.

Fransa, İspanya ya da 2022’de Avrupa’nın diğer popüler destinasyonlarından benzer hikayeler duymadık. Daha ziyade, yabancıların İtalya hakkındaki düşüncelerinin kötü davranışlarına neden olduğunu söylüyorlar.

Sinema tarihçisi Nicola Bassano’ya göre, Marcello Mastroianni ve Anita Ekberg’in öpüşmek için Trevi Çeşmesi’ne atladığı 1960 yapımı Federico Fellini klasiği “La Dolce Vita” gibi filmler yurtdışında İtalya hakkında yanlış bir fikir yarattı:

“İtalya, yabancı turistler ve özellikle de Amerikalılar tarafından, kökleri filmlere, özellikle de “La Dolce Vita” ve “Roman Holiday “e dayanan stereotipler ve yabancıların [İtalyan] göçmenlik yoluyla bizde oluşturdukları imaj aracılığıyla görülüyor ve yargılanıyor. Burası kuralların ve yasaların olmadığı, her şeyin sanat olduğu ve dolayısıyla hiçbir şeyin sanat olmadığı bir yer olarak görülüyor. Turistler sanatsal mirasla nasıl ilişki kuracaklarını bilemiyorlar çünkü tarihimizle hiçbir ilişkileri yok – bu yüzden kültürel hayal güçlerine ve dolayısıyla sinemamıza başvuruyorlar. “Dolce Vita” Trevi Çeşmesi sahnesi taklit edilecek bir model haline geldi. Her şey kuralların olmadığı bir gösterinin parçası haline geliyor.”

Gazeteci ve “How to be Italian” kitabının yazarı Maria Pasquale de aynı fikirde:

“Dünya İtalya’ya hayranlık duyuyor ve İtalyan yaşam tarzı ülkenin alametifarikası. İtalyanların hayata yaklaşımlarında elle tutulamayan bir şey var. Gerçekten de şimdiye kadar düzenlenmiş en havalı, en görkemli parti gibi hissettiriyor – herkes katılmak istiyor ama davetiyeler sınırlı. Çünkü İtalyan olmak bir duygudur, gerçekten ifade etmek zordur. Ve bu partinin bir parçası olmak, bu duygunun çok fazla şeyden ilham aldığını takdir etmektir: hayranlık uyandıran manzaralar, sesler, tatlar, kokular, hepsi. İtalya bir fikir, bir imge olarak heyecan verici, dinamik, çekici ve sarhoş edicidir. Yabancılara bir kaçış sunar; özgürlük sunar.

Yıllar boyunca pek çok turist bana ‘İtalya’da kural yoktur’ dedi. Ama yanılıyorlar. Elbette kurallar var, ancak burada yaşayan ve bürokratik, ekonomik ve kurumsal istikrarsızlığın günlük mücadelesini deneyimleyen birinin size söyleyebileceği gibi: ne yazık ki kurallara uymayanlar için genellikle yaptırım yoktur.”

Venedik Belediye Başkanı Luigi Brugnaro, Twitter’da sürekli olarak yetkililerin “embesillerle” başa çıkmak için sahip oldukları sınırlı yetkilerden yakınıyor. Kanallarda yüzmek gibi bu tür eylemlerin çoğu medeni suçlar sınıfına girdiğinden, şehirler bu kişilere sadece para cezası verebiliyor ve 48 saatlik bir süre için şehir sınırlarını terk etmelerini yasaklayabiliyor. Sadece simgesel yapılara zarar verildiğinde kovuşturma söz konusu olabiliyor.

Ancak, gelecek biraz daha parlak görünebilir. Nisan 2023’te hükümet, yasalaşması halinde, sanat eserleri ve peyzajların yanı sıra simgesel yapılara zarar veren kişilere hapis dahil çeşitli cezalar verilmesini öngören bir yasa tasarısı sundu.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni Nisan ayında attığı bir tweet’te “Sanatımıza zarar verenler bunun sorumluluğunu üstlenmeli ve bedelini kendi ceplerinden ödemelidirler” demişti. Tasarı şu anda parlamentoda görüşülüyor.

Peki neden kötü davranışlar özellikle tatilcilerde ortaya çıkıyor? İngiliz Psikoloji Derneği üyesi psikolog Dr. Audrey Tang’a göre bu, sosyal medyadaki trollere benzer bir durum:

“Bir anonimlik hissimiz var. Tanınmıyoruz ve bu da bize biraz koruma sağlıyor.”

“Jung hepimizin karanlık bir tarafı olduğunu ve bunu bastırırsak düdüklü tencereye benzediğini ve bir noktada patlayacağını söyledi. Tatiller bize patlamamız için izin verir. Ve [pandemiden bu yana] daha da kötüye gitmiş olabilir çünkü zorla içimize attık.”

Dahası, tatil için para ödemek bir hak etme duygusunu da ortaya çıkarıyor:

“Hakkımız olan şeyin sosyal kabul edilebilirlikle birlikte gelmesi gerektiğini unutuyoruz. Ve bir topluluğun parçası olduğumuzu unutuyoruz. Eğer herkes [kuralları çiğneyenlerle] aynı şekilde davranırsa bu bir sorundur.”

Bazen turistler yaptıklarının yasak olduğunu bilmediklerini söylüyorlar.

Pompeii’de at sürerken yakalanan Avustralyalının bahanesi buydu.

Zarantonello, bazen bunun doğru olduğunu söylüyor. Venedik’te yüzmek ya da sörf yapmak söz konusu olduğunda, “bunlar kendi ülkelerinde izin verilen ancak burada yasaklanan eylemler. Yani bu tür davranışlar yasal olarak görülüyor.”

Belki de mesele cehaletten çok internette popüler olma arzusudur.

Tang, sosyal medya üzerimizde daha da güçlü bir etki yarattıkça, giderek daha fazla çirkin davranış görüyoruz, diyor:

“Kötü davranışlar olumlu şeylerden daha fazla beğeni, paylaşım ve şöhret kazanıyor ve pek çok insan takipçi kazanmak ve etki yaratmak için bunu kullanıyor. Korkunç derecede yanlış bir şey bunun için son derece etkili olabilir.”

Üniversite öğretim görevlisi olan bir İngiliz turist, Temmuz 2022’de, kahramanı 19. yüzyıl şairi Lord Byron’a öykünmek amacıyla Büyük Kanal’da yüzdüğü ve ardından polisten kaçtığı bir videoyu tweetledi.

Ancak Zarantonello, bu tür davranışların Byron’ın sevdiği şehre zarar verdiğini söylüyor ve kanalda yüzmek gibi sıradan görünen bir şey söz konusu olduğunda bile insanların davranışlarını gözden geçirmeleri için yalvarıyor.

“Bu şehre saygı meselesi. Burası tarih açısından çok zengin bir yer, tüm bu şeyleri yapabileceğiniz bir havuz ya da plaj değil”

“Byron 200 yıl önce buradaydı. Büyük Kanal’da yüzmektense onun şiirlerinden birini okumanız daha iyi olur.”

Kendini İtalya hayranı ilan edenler de dikkatli olsa iyi olur.

Geçtiğimiz Ekim ayında Vatikan Müzeleri’ndeki büstler kırıldığında, Roma’ya hac ziyaretleri düzenleyen Mountain Butorac, CNN’e verdiği demeçte, bunun sadece vandallar için değil, hepimiz için yansımaları olabileceğinden endişe ettiğini söyledi.

Michelangelo’nun Pietà heykeli 1972 yılında eli çekiçli bir Macar tarafından saldırıya uğradıktan sonra kurşun geçirmez camın arkasına yerleştirilmişti. Butorac bunun gelecek şeylerin işareti olabileceğinden korkuyor:

“[Müzenin] güzel yanlarından biri de ziyaretçilerin bu heykellerle tam anlamıyla yüz yüze gelebilmelerine olanak sağlaması – korkum, bu tür davranışlar karşısında bariyerlerin konulması.”

(CNN)

- Advertisment -