15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasında önemli rol oynayan, dönemin Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korg. Zekai Aksakallı, M5 Savunma-Strateji Dergisi’nin Yayın Yönetmeni Ardan Zentürk’e konuştu.
Darbe girişiminin ardından kahraman ilan edilen Aksakallı, 2017’de Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan alınarak Gelibolu’daki 2. Kolordu Komutanlığı’na atanmıştı ve bu adım kamuoyunda “kızağa çekildi” yorumlarına neden olmuştu. Aksakallı, 2020’de de “kadrosuzluk” gerekçesiyle emekliye sevk edilmişti.
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu yarın yayımlanacak olan dergideki röportajdan önemli bölümlerini bugünkü yazısında paylaştı.
“Semih Terzi’nin 2014’te FETÖ mensubu olduğu kanaatine vardık”
Aksakallı röportajda, darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmeye çalışan, Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürülen darbeci general Semih Terzi için “2014’te FETÖ mensubu olduğu kanaatine vardığını” ancak uğraşmasına rağmen tasfiye etmeyi başaramadığını söyledi.
Aksakallı’nın 2014’le ilgili anlattıkları şöyle:
“2014’te maiyetimdeki üç tugay komutanının FETÖ mensubu olduğu kanaatine vardık. Bunlardan biri Semih Terzi’ydi. Dönemin Genelkurmay başkanına durumu arz ettik. 2015 Ağustos şûrası sonucunda üç FETÖ mensubu tugay komutanından ikisi değişti. Terzi değiştirilmedi. Sonra çok uğraş verdik ama göndermeyi başaramadık. Eğer bu değişimlerin hiçbiri yapılmasaydı 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Özel Kuvvetler’in üç komutanı da FETÖ mensubu olacaktı. Bütün muharip birliklerin kontrolü FETÖ’nün elinde olacaktı.”
“2015-2016 arasında iki defa Terzi’nin görevden alınmasını teklif ettim”
Aksakallı, Terzi’yi tasfiye etmek için daha sonraki yıllarda da çaba gösterdiğini ancak başarılı olamadığını söyledi:
“2015-2016 yılları arasında Semih Terzi’nin buradaki görevinden alınması için iki defa teklifte bulundum. Ancak görevden alınmadı. Terzi’ye olumsuz sicil ve kanaat yazdım. Darbe girişiminden 5-6 ay öncesinde kendisine Silopi’de ‘Dilekçeni yaz ve birlikten defol git’ dedim. Terzi’nin FETÖ’cü olduğunu tahmin ediyordum.”
“2015’te Alankuş ve Yarımbaş’ın atanmasını engellemek için mücadele verdik”
Aksakallı ayrıca 2015’te de bir sene sonra darbe girişime katılacak olan iki albayın Özel Kuvvetler Komutanlığı’na alay komutanı olarak atanmasını engellemeye çalıştığını, şu anda Milli Savunma Bakanı olan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’in de kendisiyle aynı fikirde olmasına rağmen atamaların engellenemediğini söyledi.
“2015 alay komutanlıkları atamalarında iki FETÖ mensubu kurmay albayın, Özel Kuvvetler Komutanlığı’na alay komutanı olarak planlandığını öğrendik. Bu atamaların yapılmaması için mücadele verdik. Genelkurmay 2. Başkanı E. Orgeneral Yaşar Güler de bu atamalara karşıydı. Kara Kuvvetleri Komutanı E. Orgeneral Salih Zeki Çolak ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümgeneral Şevki Gençtürk de bizimle aynı görüşteydi. Buna rağmen bu atamalar yapıldı. Albaylardan biri Fırat Alakuş, 15 Temmuz ihanetinde Genelkurmay Karargâhı’nı ele geçiren ekibin başında yer aldı, diğeri ise Albay Fatih Yarımbaş beni ele geçirmeye çalışan ekibin başındaydı.”
“Tasfiye edilmemi Yaşar Güler engelledi”
Terkoğlu, Aksakallı’nın kendisinin tasfiye edilmeye çalışıldığını anlattığını belirterek “Yaşar Güler’in buna engel olduğunu biliyorum” dediğini aktardı.
Aksakallı, Terzi’yi vurma emri verdiği Ömer Halisdemir’le son konuşmasını şöyle anlattı:
“Bir baba oğulun inanılmaz hisleri içerisinde o tarihi emri verdim. Özetle; ‘Ömer, kardeşim 20 yıla yakın birlikteliğimize dayanarak sana tarihi bir görev veriyorum; Terzi darbeci bir haindir, onu karargâha girmeden öldür. Bunun sonunda şehadet olduğunu biliyorsun, hakkını helal et’ dedim. O da ‘Emredersiniz, komutanım, hakkım helal olsun’ dedikten sonra telefonu kapattık.”
“Başarıya ulaştığında, mücadeleye katılmayanların makam mevki sahibi olduğunu görebilirsiniz”
“Ardan Zentürk, Aksakallı’ya, darbeden sonra Akar tarafından tasfiye edilmesini de sormuş” diye belirten Terkoğlu, Aksakallı’nın şu yanıtını aktardı:
“Malumunuz Milli Mücadele döneminde baştan beri Yunan işgalini tanımayan ve sonuna kadar mücadele eden Manisa Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey, Milli Mücadele için toplanan akıncılara şunu ifade eder; ‘Bu bir vatan namus ve istiklal mücadelesidir, kişisel hiçbir karşılığı yoktur. Milli Mücadele başarıya ulaştığında, sağ kalanlar geriye döndüğünüzde, bizimle birlikte mücadeleye katılmayanların, geri planda kalanların, makam mevki ve servet sahibi olduğunu görebilirsiniz. Eğer bir hak iddia edecekseniz şimdiden vazgeçin ve bizimle beraber mücadeleye katılmayın.’”