İmamoğlu’nun yazısından öne çıkan satırlar şöyle:
“Türkiye’nin yeni bir gelecek tahayyülüne ihtiyacı var. Bu hayali geçmişimizin zengin deneyimlerinin ışığında kuracağız. Cumhuriyetin kurucu değerlerini yeniden yorumlayıp hevesle ve cesaretle Türkiye’nin yeni yolculuğunu inşa edeceğiz.
“Yeni bir siyasal örgütlenme mimarisi öneriyorum”
Yeni bir siyasal örgütlenme mimarisi öneriyorum. Siyasal partilerin günümüzdeki örgütlenme modelinin Türkiye’nin ihtiyaçlarına cevap vermediği ortadadır. Siyasi Partiler Kanunu üzerine yıllardır yoğun tartışmalar olur ama maalesef parti elitleri örgütlenme modelini değiştirmez.
Bugün partiler topluma kapalı, liderin şahsi tercihlerinin ve etraflarındaki dar çevrelerin etkili olduğu, dışlayıcı yapılara dönüşmüşlerdir. Siyasal partiler küçülmektedir.
“Türkiye’deki mevcut rejimin kendini devam ettirmek için kurguladığı kutuplaşma, partileri esir almış durumdadır”
Diğer yandan şüphesiz siyasi partilerin içinde bulunduğu durum, sadece parti elitlerinin ve örgütlerin yetersizliğiyle açıklanamaz. Türkiye’deki mevcut rejimin kendini devam ettirmek için kurguladığı kutuplaşma, partileri esir almış durumdadır. Partiler muhayyel sosyolojilere ve kimlik siyasetine sıkışmışlardır.
“Siyasi Partiler Kanunu’nun demokratikleştirilmesi zorunlu”
Bir yandan Siyasi Partiler Kanunu’nun demokratikleştirilmesi, diğer yandan da parti içi demokrasi kanallarının açılmasıyla kimlik siyasetinin aşılması bir zorunluluktur.
Yeni ve demokratik bir siyasi hayatın inşası bir kez daha Türkiye’nin kurucu partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendini köklü bir şekilde yenileyerek önümüzdeki dönemin ihtiyaçlarına cevap vermesiyle mümkündür.
CHP’nin, kuruluş ilkeleri ışığında emeği önceleyerek toplumun gerek örgütlü gerek örgütsüz kesimleriyle güçlü bağlar kurduğu yeni bir teşkilat mimarisini oluşturacak tarihsel birikimi, ideolojik donanımı ve insan kaynağı mevcuttur.
“İstanbul İttifakı” vurgusu
2019 yerel seçimlerinde inşa ettiğimiz İstanbul İttifakı tam da parti siyasetinin ötesinde bir birliktelik modeliydi. Başta gençler ve kadınlar, İstanbul İttifakı’nın paydaşları olarak beraber yürüdük, önceliklerimizi ve tercihlerimizi beraber tartışıp beraber belirledik. Önümüzdeki dönemde yerelde şekillenen partiler ötesi birliktelikleri ulusal düzeye taşımamız, yerel İttifakları Türkiye İttifakına dönüştürmemiz gerekmektedir.
“Türkiye’nin toplumsal barışını hakkıyla tesis etmemizi engelleyen, yüzyılı aşan büyük meseleleri vardır”
Burada özellikle cesaretin altını çizmek istiyorum. Cesur demokrasi için cesur liderlik gerekmektedir. Türkiye’nin toplumsal barışını hakkıyla tesis etmemizi engelleyen, yüzyılı aşan büyük meseleleri vardır. Ülkemizin farklı düzeylerde yönetimine talip olan siyasal liderlerin öncelikle kendini dışlanmış hisseden vatandaşlarımızın ve toplum kesimlerinin sorunlarını çözmek için cesaretle hareket etmeleri bugün bir zorunluluktur.
Kürt ve Alevi sorunu vurgusu
Demokratik liderlik başta Kürt ve Alevi sorunu olmak üzere ülkenin açık yaralarını iyileştirmek için gerekli zemini titizlikle inşa eder. Risk almaktan kaçınmaz. Ülkemizin birlikteliğini güçlendirecek çözümler için cesur ve kararlı bir irade ortaya koyar. Bu irade Türkiye’nin köklü dönüşümü için kaçınılmaz bir yükümlülüktür.”
Gazete Oksijen’in Ekrem İmamoğlu’nun yazısının altına koyduğu not ise dikkat çekti:
“Yayın hayatına başladığı günden bu yana yerli ve yabancı yazarların op-ed (görüş) makalelerine sayfalarında yer veren Oksijen, günlük siyasi tartışmalardan uzak durmaya özen gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gündelik siyasetin ötesinde Türkiye ve dünyaya orta vadeli bakış açısını yansıtan bu önemli makalesini yayın ilkelerimiz çerçevesinde okurlarımızla paylaşıyoruz. Türkiye’nin gündemindeki siyasetçilerden biri olan Ekrem İmamoğlu’nun makalesinin siyasi hayatımızda tartışma yaratacağını ve bu nedenle önemli bir haber niteliği taşıdığını düşünüyoruz.”