Ünlü futbolcuların dolandırıldığı davada Seçil Erzan Denizbank’ı suçladı.
Seçil Erzan Davası iddianamesinde yer alan ifadesine göre Erzan bankayı suçlayarak şunları söylüyor:
“Ben tüm mağdur olduğunu iddia eden şahıslar ile gerçek mağdurların sistemde hesaplarını kontrol ettiğim sırada log kayıtları sisteme düşmektedir.
Mağdurlara verdiğim tüm evrakları bankada sistemde düzenledim. Banka başından itibaren durumdan haberdardır. En azından haberdar olmalıydılar.
Kamera kayıtları ve yazıcıdan çıktı alınırken her şey banka hafızasında yer almaktadır. Yani banka bir şey bilmediğini söyleyerek kendisini kurtarmaya çalışmaktadır. Ben 12 yıl Florya’da şube müdürlüğü yaptım. Banka bunu bildiği halde göz yummuştur.”
Sen bizi koru biz de seni koruruz
Genel Müdür Hakan Ateş’in ise9 Nisan Pazar günü akşam saatlerinde bankaya gelerek, “kızım biz zaten insanların parasını vereceğiz ama ortada bir enkaz var, kimden ne aldıysan söyle zaten bu bir zimmet değil, zimmet olsa sen yıllarca içeride çürürdün, bu sebeple de kendin banka dışında ne aldıysan onları söyle, sen bizi koru biz de seni koruruz, Seçil’e hemen bir avukat tutalım, avukatını ben tutacağım, Sağlık Sigortanı iptal etmeyelim, annenin hastalığı ile de ilgileceğim” dediği iddianamede yer alıyor.
Seçil Erzan gözaltında alındığında evinde bulunan tablolar ile ilgili:
“Bu tablolar aslında banka tarafından oluşturulmuş tablolardır. Bu tabloda aslında banka tam olarak şunu yapmak istiyordu; alacak ile vereceği eşitleyip borcu minimuma indirmek istediler.”
Arda Turan ile Bankacı Seçil Özcan arasında geçen konuşmalar
A.T.: Benim şimdi 20 bin dolar param kaldı. Benim borçlarımı ben saydım. Ne yapacağım ben?
S.E. Onların hepsini banka öder. Kim ne aldı listesini çıkaracağım. Siz yarın akşam mı toplantı yapacaksınız?
A.T.: Biz sabah 8.00’da banka genel müdürünü arayacağız. Yarım saat sonra da buluşacağız. Bu listenin 6-7’de elimde olması lazım.
S.E.: Kim kim?
A.T.: Ben, Emre Belözoğlu, Fatih Terim. Benim oraya elimde bir şeyle gitmem lazım. Böyle böyle mağduruz. Eğer sen bu listeyi vermezsen, adamlar bu mağduriyeti kabul etmezlerse herkes savcılığa gidecek. 1 saat sonra tutuklanırsın.
A.T: Senin akrabalarını aradık, durun bir sakin olun konuşalım diye. Ya Seçilcim o akrabalarına, o Nazlılara falan ne yapmışsın ya… Sen bana tahmini zararı söylesene
S.E.: Arda onu yarın söyleyeyim mi net bir şekilde.
A.T.: Hayır hayır Seçil bu şimdi artık senin zamanın değil. Artık bizim zamanımız. Ben sana soru soracağım kibarca. Burada en çok mağdur olan benim.
S.E.: Tabi sensin. En çok sen girdin çıktın çünkü.
A.T.: Ya ne istediysen getirdim sana ya.
S.E: Evet Arda senin o giriş çıkışlar. Toplam mağdur edilenlerin parası yirmi milyon falan çıkar buradan maksimum. Yani çıkmaz bile o kadar.
A.T.: Ha yirmi milyon dolara bu konu kapanır mı? O akrabaların falan
S.E.: Kapanır. Arda rahat kapanır.
A.T.: Bu konu nasıl kapanır biliyor musun. Son adamın bile parasını verip kapanır.S.E.: Bak sen ne güzel söylüyorsun hesabını. Benim faizim böyleydi diyor. Sen faizli bakiyeni söylemiyorsun ki.
A.T.: Yok ne faizi ya. Ya biz anaparadayız. Ya Seçilcim. Ya bana arsamı sattırdın ya. Seçil ben ne yapacağım. Eşime şimdi ne diyeceğim Seçil.
S.E.: Banka bunu kapatmak zorunda. Ben de cezasını çekmek zorundayım.
A.T.: Emre Belözoğlu, Emre abi ne zorluklarla verdi biliyorsun Bir lira adamın parası kalmamış koskoca Emre Belözoğlu’nun ya. Sana getiriyor 4 milyon 200 bin dolar para veriyor ya. Adam maaşını bağışlamış depremzedelere.
A.T.: Ya senden para istedim Seçil ya. Bana bir yüz bin Euro ver de bağış yapayım diye ya. Millet 500 bin lira bağış yaptık diye dalga geçiyor. Sana yalvardım, para ver insanlar zor durumda, deprem bölgesine yardım yapalım diye. Ah be Seçil be.
A.T.: Seçil seni arıyorum Çorlu’dayım diyorsun. Annen için geçmiş olsun iyi misin diyorum. Meğerse Fatih hocanın yanına gelmişsin ya. Fatih hocanın yanındaymışsın bize yalan söylüyorsun İstanbul’dayken.
S.E.: Arda ben o gün gelmiştim hocanın yanına. Sonra Çorlu’ya döndüm. Hoca acil gel demişti….