Meclis Genel Kurulu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında terör gündemiyle toplandı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Meclis’i bilgilendirdi.
“Orada olmasaydık, kendi şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik”
Güler şunları söyledi:
“Pençe Kilit Operasyonları ile kilit kapatılmıştır. Eğer orada olmasaydık, kendi şehirlerimizde daha büyük bedeller ödeyecektik. Bugün artık yurt içinden şehit haberi gelmiyor.
Bugün Gabar’da petrol çıkarılıyor, Hakkari’nin yaylalarında festivaller yapılıyorsa, bunlar terörü kaynağında yok etme stratejimizin sonucudur. Bölgedeki üslerimizde güvenlik tedbirlerini sürekli artırıyoruz. Üs bölgelerimiz, mütemadiyen güçlendirilmektedir.
Bugüne kadar Pençe serisi üs bölgelerimize 3 bin 150 defa saldırı ve taciz girişimi yapıldı. Bu saldırılarda 1689 terörist etsiziz hale getirildi. Irak ve Suriye’nin kuzeyinde son 5 günde 78 terörist etkisiz hale getirildi. Böylece son 1 yılda 2 bin 375 terörist etkisiz hale getirilmiştir.”
“KYB, PKK’ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz”
Fidan’ın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle konuştu:
“Devletimizin terör belasını kati suretle bitirme yönündeki azmi ve kararlılığı her şeyin üzerindedir. Meşru müdafaa hakkımız çerçevesinde PKK/YPG ve destekçileriyle sınır ötesindeki mücadelemiz, son terör odağı etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecektir.
“Geldiğimiz noktada bölücü örgüt Türkiye’de silahlı varlığını kaybetmiş ülke içindeki faaliyeti minimum düzeye indirmiştir. Ülkemizin her bölgesi emniyet ve güven duygusu içerisinde yaşanır hale gelmiştir. Örgüt artık Türkiye’den daha çok Suriye’nin ve Irak’ın milli güvenlik tehdidi haline gelmiştir.
“Terör örgütleri üçüncü ülkelerden temin ettikleri lojistik eğitim ve silah destekleri ile varlıklarını devam ettirmektedirler. Türkiye’de zemin kaybeden PKK faaliyetlerini ağırlıklı olarak sınır ötesine taşımak zorunda kalmıştır. Biz de sınır ötesinde yürüttüğümüz terörle mücadelesi stratejimizde de önemli ve yeni adımlar attık bunların birçoğunu detaylı az önce Milli Savunma Bakanımız arz ettiler. Bu strateji doğrultusunda terörü kaynağında bertaraf ediyoruz. Suriye ve Irak ayrımını ortadan kaldırdık nereden gelirse gelsin örgütü her iki alanda da aynı anda hedef alıyoruz.
“Irak ve Suriye sahasındaki operasyonlarımız her zaman Birleşmiş Milletler şartını 51. maddesinden doğan meşru müdafaa hakkını doğrultusunda, komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak sivillerin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınarak kesin istihbarat ve keşif bilgilerine dayanan nokta atışlarla icra edilmektedir.
“KYB’nin Süleymaniye ve mücavirinde PKK’ya alan açması örgütün bu bölgede giderek güçlenmesine neden olmuştur. Aidiyeti ihtilaflı bölgelerde sahadaki Peşmerge varlığının azalması da bir takım Iraklı bazı milis kuvvetlerle PKK arasında taktiksel ilişkiler kurulması sonucunu vermiştir.
“KYB’nin Suriye’deki PKK -YPG unsurlarına eğitim verdiği, Irak’ın kuzeyinde düşen SDG helikopterleri ve Arbad havalimanı hadiseleri ile iyice açığa çıkmıştır. Bu durum KYB ile PKK arasındaki ilişkinin boyutlarını da ortaya koymaktadır. Süleymaniye’ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen PKK’ya tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz.”
“Terörü besleyen icraatlara imza atıp, sinek avlamakla övünüldüğü için mi bitirilemiyor?”
Bakanların bilgilendirme konuşmalarının ardından Genel Kurul’da Saadet-Gelecek grubu adına Grup Başkanı Selçuk Özdağ ile Grup Başkanvekili Bülent Kaya konuştu.
Özdağ’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“40 yılı aşkın bir süredir hep aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç elde edilemediği için mi bitirilmiyor bu terör? Öncesinde niye yapılmadığı eleştirileri gargaraya getirilip her şehit haberinin sonrasında, ‘Biz de şu kadar teröristi öldürdük, misliyle karşılık verdik’ denildiği için mi bitirilemiyor? Terörle mücadele etmek yerine, sadece terörist öldürüldüğü için mi bitirilemiyor? Terörü besleyen her icraatın altına imza atıp, sulayıp gübreleyerek büyütülen bataklığı kurutmak yerine; sinek avlamakla övünüldüğü için mi bitirilemiyor?
“Bir ya da iki şehit haberi aldığımızda kılını bile oynatmayan devletlular, 5-10 şehit verdiğimiz zaman bir anda cevvalleşiyor. Selam bile vermeye tenezzül etmedikleri muhalefete, ‘Bildirilerimize imza atın, yoksa hain ilan ederiz’ deniyor. Ama bu durum ne hikmetse hep seçim zamanlarında oluyor. Seçimlerin olmadığı zamanlarda mesela ne kadar şehit verirsek verelim, ‘Ne notası, müzik notası mı bu’ diye dalga geçmekten, ‘Birkaç şehit verdik diye TBMM mi toplanırmış’ diyene kadar pervasızlığın, lakaytlığın ve sorumsuzluğun bini bir para maalesef.
“Milletimizin değerleri üzerinden kendinize kutsal kaleler oluşturmaktan vazgeçin artık. Hükümet ve TSK yetkilileri mızrağın çuvala sığmadığının farkına varsın ve şehitlerimizin hesabını versin istiyoruz. Bu işi beceremiyorsanız istifa edin ve yapabilenlere yol verin diye sesleniyoruz.
“Önceki dönemlerde İçişleri Bakanı bilgilendirmişti, bugün Dışişleri Bakanı…”
Kaya’nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Sayın Dışişleri Bakanım, daha önceki dönemlerde Meclisimizi terör eylemleriyle ilgili olarak Milli Savunma Bakanımızla birlikte İçişleri Bakanımız bilgilendirmişti. Bugün Sayın Milli Savunma Bakanımızla birlikte Dışişleri Bakanı olarak siz bilgilendiriyorsunuz. Bunu hükümetinizin terör meselesine uluslararası bir bakışla yaklaştığının bir ifadesi olarak görüyor ve önemsediğimizi ve memnuniyetimizi ifade ediyoruz.
“Çünkü terörle ilgili meseleleri, ‘Ben kendi düşünce ve ifade özgürlüğüm etrafında bunları söyledim, elimde hiçbir delil yoktu’ söylemiyle yürütemeyiz. Terörle mücadeleyi miting meydanlarında, ‘Saadet Partisi terör örgütleriyle anlaşma imzaladı’ diyerek yönetemeyiz. Yine ‘40 terörist kaldı, onun da çoğunun ayakkabı numaralarını biliyoruz’ diyerek bu meseleyi dar bir çerçevede değerlendirmekle sonuç alınacağını elbette düşünemeyiz.
“Bu manada, mücadelenin toplumsallaştırılmasının ve terörist tanımının amacına uygun olarak sınırlandırılmasının terörle mücadelede ne kadar kıymetli olduğunu eminim sizler de gayet iyi bilmektesiniz. Dolayısıyla terör ve şiddet eylemlerinin günlük politik malzeme konusu yapılmasının sadece mücadeleye zarar verdiğini en iyi sizler bilirsiniz. O halde Sayın Dışişleri Bakanım, bu olayların arttığı dönemde toplumsal barışı tehdit eden dil ve söylemlerden öncelikle sizin iktidarınızın ve partinizin kaçınması, daha sonra bu sağduyulu dili her partiye tavsiye etmenizi bekliyoruz.”
CHP Grubu adına Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır söz aldı.
Başarır: “Mustafa Kemal Atatürk’ün askerinin altı yaverinden beşi teröristi çıkmaz. Genelkurmay Başkanlığı yapmış bir kişinin muhalefeti genelleyerek bir ithamda bulunması, suçlamalarda bulunması kabul edilemez. Kendisi lütfen 15 Temmuz’a ve cephedeki Mehmetçiğe baksın, farkı görür. Mehmetçiğe saygı göstermekten bahsetti. Biz Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak Mehmetçiğe gerekli saygıyı gösteriyoruz ama aynı saygıyı da bu iktidardan bekliyoruz.”
DEM Parti grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit:
“Bu ölümlerden hepimiz sorumluyuz. Şayet biz Meclis olarak görevimizi yerine getirebilseydik bu ölümler yaşanmazdı. Meclis bu kayıplardan sonra derhal sorumluluk almalıdır. Daha ne bekleniyor? Meclis ölümlerin durması için sorumluluk alırsa biz canla başla çalışacağımızın sözünü veriyoruz. Türkiye’nin barışı yapacak deneyimi vardır. Gelin Meclisimiz bir kez olsun bütün bu ezberleri bozsun. Çatışmasızlığı esas alan, şiddeti devre dışı bırakan rasyonel akla ve politikalara dayanan bir süreç için parlamento rol üstlensin. Bu parlamento çatışmasızlığı esas alan bir çalışmayı yürütebilir. Çünkü geçmişte yürüttü. Bildiri yayınlamak sorunları çözmüyor, ortadan kaldırmıyor. Parlamento yas evi, taziye dileme yeri değildir. Parlamento, insanları yaşatmak için söz kurma, elini taşın altına koyma ve eyleme yeridir”
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Hasan Karal: “40 yıldan beri sürdürdüğümüz mücadele bize gösterdi ki terörle mücadele sadece askeri araçlarla ve yöntemlerle olmamaktadır. Teröre karşı çok güçlü bir askeri gücümüzün olmasının yanı sıra; terörü oluşturan, besleyen, destekleyen her türlü unsurla mücadele etmemiz aynı zamanda konunun sosyolojik analizlerini de iyi yapmamız la doğrudan ilintilidir. Biz güven içinde yaşamanın herkes için bir temel insan hakkı olduğunu savunuyoruz. DEVA Partisi olarak hiçbir ayrım ve müsamaha gözetmeksizin tüm terör örgütleriyle azim ve kararlılıkla mücadelede devletimizin her daim yanındayız. Cani örgütlerle mücadelenin kırmızı çizgimiz olduğunu gür bir sesle vurguluyoruz.”