“Ben bu görevi tamamlamak için bu Dünya’ya gönderildim” diyor. Bunda hiçbir suç ve günah yoktur.”
Bir Hindu din görevlisi olan Dubey, 6 Aralık 1992’de Hindistan’ın kutsal şehri Ayodhya’daki 16. yüzyıldan kalma Babri Mescidi’ni yıkan yüz binlerce Hindu erkekten biriydi.
Binlerce kişinin hayatını kaybettiği olaylardan 30 yılı aşkın bir süre sonra, bir zamanlar Hinduizm’in en saygı duyulan tanrılarından biri olan Lord Ram’a ait büyük bir tapınağın bulunduğu caminin açılışı, Hindistan Başbakanı Narendra Modi tarafından bugün günü yapılacak.
Açılış için binlerce Hindu ve Modi’nin milliyetçi partisi BJP üyeleri Ayodhya’ya akın ediyor.
Pazartesi günkü tören, Modi’nin bu yılki seçim kampanyasının başlangıcı olarak görülüyor.
30 yıl önce camiyi yıkan Hindulardan Dubey, başardıklarından gurur duyduğunu söylüyor:
“Yaptığımızı yapmasaydık, tapınak asla inşa edilemezdi. Dini duygular anayasadan daha üstündür. Şu anda son derece mutluyum. Lord Ram evini alana kadar evimi tamir etmeyeceğime dair söz vermiştim.”
Ancak şehirde yaşayan Müslümanlar, tedirgin. Gerilimin artabileceği korkusuyla bazı aileler çocuklarını şehir dışına gönderiyor.
Şehrin Müslüman ahalisinden Mohammad Shahid, “Bir kez ihanete uğradık, bu yüzden korkuyoruz. Birçok yabancı Ayodhya’ya gelecek ve sorun, dışarıdan gelenler geldiğinde ortaya çıkacak” diyor.
Hindulara göre Babür’un 500 yıldan fazla bir süre önce Lord Ram’ın doğum yerinde bulunan bir tapınağı yıkıp üzerine bir cami inşa etmişti.
Müslümanlar, ise Lord Ram’ın putlarının yerleştirildiği 1949 yılına kadar camiyi 500 yıldır kullandılar.
1949’da mahkeme kararıyla caminin kapıları kapatıldı. 1986’da yeniden açıldı.
1990 yılında küçük bir parti olan Modi’nin Hindu Milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi (BJP) Hindu tapınağı inşa etmek için kitlesel bir kampanyaya öncülük etti.
Kampanya daha sonra BJP’yi bugün Modi’nin başında bulunduğu neredeyse yenilmez bir siyasi deve dönüştüren önemli adımlardan biri oldu.
1990’da yüzbinlerce Hindu Ayodhya’da toplandı. Tartışmalı bölgeye doğru ilerlemeye başladıklarında polis onlara ateş açarak düzinelerce kişiyi öldürdü.
İki yıl sonra Hindular Ayodhya’da yeniden toplandı. Ve camiye saldırdı. Çıkan olaylarda binlerce kişi hayatını kaybetti.
Şimdi 65 yaşında olan Anwari Begüm o günü çok iyi hatırlıyor:
“Ayodhya’nın her yerinde yüz binlerce adam vardı. Ellerinde sopalar, kılıçlar ve üç çatallı mızraklar vardı. Evimiz onlarla çevriliydi. Evlerimizden kaçtık. 6 aylık bebeğim ve küçük çocuklarımla koştum. Eşim arkamızdan koşuyordu. Döndüğümde bazı adamlar tarafından yakalandığını gördüm. Koşmaya devam etmek zorunda kaldık.”
Begün, ertesi gün, Muhammed Amin’in öldürüldüğünü öğrendi:
“Bir görgü tanığı bize onun yakalandığını, kol ve bacaklarının kesildiğini, bir çuvala atılıp götürüldüğünü söyledi. Cesedini hiçbir zaman bulamadık.”
Caminin yıkılmasının ardından Hindistan’ı kasıp kavuran şiddet olaylarında 2 bine yakın kişi hayatını kaybetti. Yalnızca finans başkenti Mumbai’de 900’den fazla kişi öldü; bunların yaklaşık üçte ikisi Müslümandı. Jaipur, Bhopal, Ahmedabad ve Haydarabad gibi diğer şehirlerde de cinayetler yaşandı.
Tapınağın açılışının Hindistan’ın dört bir yanından insanları çekmesi bekleniyor
Ayodhya’daki tapınak alanı, açılış öncesinde havaya toz gönderen vinçler ve kazıcılarla dolup taşıyor. Bölgede baretli binlerce işçi bulunuyor.
Başbakan Modi, insanlardan 22 Ocak’ta Ayodhya’ya gelmemelerini ve evlerinde bir lamba yakmalarını istedi. Ancak ertesi günden itibaren herkesin ziyaret edebileceğini de söyledi.
Başbakan Modi ve BJP’nin bu yıl tapınağın açılışının ardından genel seçimleri kazanması bekleniyor.