İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, genel başkanlığa seçilmesinin ardından ilk ziyaretini memleketi Ordu Fatsa’ya yaptı.
12 Eylül’den önce Fatsa Ülkü Ocağı başkanlığı yapan Dervişoğlu, Fatsa’nın 1979’da bağımsız olarak seçilen sosyalist belediye başkanı Terzi Fikri (Fikri Sönmez) ve 12 Eylül öncesinde Fatsa hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Özgür Özel’in görüşmesini ve Sinan Ateş iddianamesini de değerlendirdi.
Sözcü’den İsmail Saymaz’ın soruları ve Dervişoğlu’nun cevaplarından öne çıkanlar şöyle:
12 Eylül’den önce Fatsa’yı sosyalist belediye başkanı Fikri Sönmez yönetmişti. Terzi Fikri nasıl biriydi?
Mukallit bir adamdı. Yani, kendini dinlettiren, taklitçi. Çok has bir adamdı. İyi bir adamdı. Doğru ve dürüst bir adamdı.
Gençliğinde Adalet Partiliydi. 1969’da fındık mitingi gerçekleştirildi, Perşembe’de. O mitinge gidildi. Mitingden sonra farklı dünya görüşleri oluşmaya başladı.
1971 yılı Fatsa için çok önemlidir. Mahir Çayanlar cezaevinden firar ettikten sonra Fatsa kırsalında bir müddet kaldı. Bizim geleneklerimizde, namuslu kaçağa bakılır. Çayanlar sonra Kanadalı teknisyenleri kaçırdılar. Kızıldere’de öldürüldüler.
Ölen 10 kişinin üçü Fatsalıydı; Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Nihat Yılmaz. “Ağabey” dediğimiz insanlardı. 12 Mart, Fatsa’ya abanınca ve çok sayıda tutuklama olunca ilçe sola yöneldi.
Terzi Fikri’nin başkanlığı nasıldı?
İşini yapan, iyi bir başkan. Fatsa’nın açılamayan yolları açıldı o dönemde. Fikri Sönmez, Devrimci Yol’un adayıydı. Sandıklara baskı yapıldığı söylenen seçimden sonra başkan oldu. Demokratik açıdan seçilemediğini söylemek istemiyorum. O şartlarda seçilirdi, çünkü öyle bir taban oluşmuştu.
Bilgisinin dışında olduğuna inandığım birtakım organizasyonlar yapıldı. Devlete kafa tutacak adam değildi Fikri Sönmez. ‘Fikri abi’ dediğim adam, o da.
12 Eylül’den sonra beraber yattınız mı?
Amasya Cezaevi’nde yattık. Bir gün savunmasını yazarken bir olay çıktı. O yukarıda tek başına kalmıştı. Ben olayın onun olduğu yere nüfuz etmemesi için elimden geleni yaptım.
Anne ve babanızı ziyaret için mezarlıktaydınız. 1979’da sol örgütlerce öldürülen ülkücü Oktay Orbey’in mezarında da dua ettiniz. Dönerken, Mahir Çayan ile Kızıldere’de öldürülen Ertan Saruhan’ın bu mezarlıkta yattığını bana söylediniz ve ondan “Ertan abi” diye söz ettiniz.
Siz de şaşırdınız. Ertan abi, öğretmendi. Çok güzel Kuran okurdu. Bize namaz kılmayı öğretti. Dayımın arkadaşı.
Kan ter içinde dönersin ya okuldan, onun annesi Sabıka teyze, geçerken sırtıma bakar, tülbent koyardı. Biraz haşarıydım. Önlüğümün düğmeleri kopardı. Annem görmesin diye, Sabıka teyze düğmelerimi diker, beni eve gönderirdi.
Babası Lütfü amca, dedemin askerlik arkadaşı. Dava vekilliği yapardı. Babam avukattı. Ağabey kardeş ilişkisi vardı. 72’de Ertan abiler vefat etti Kızıldere’de. 77’de babam…
Babam vefat ettiğinde MHP ilçe başkanıydı. Lütfü amca 78, 79 ve 80 senelerinde Kızıldere’de vefat eden oğlunun mezarını ziyaretten sonra evimize yürüyerek gelir, küçük yaşta yetim kalmış kardeşime bayram harçlığı verirdi.
Bunu anarşinin ve terörün en yoğun yaşandığı süreçte yapmış olması, Lütfü amcanın hem insani hasletini ortaya koyuyor hem aileler arasında ne tür bir bağ olduğu gerçeğiyle bizi buluşturuyor. Bu akıl Türkiye’yi birleştirir.
“Mahkeme, iddianameyi reddetmeliydi”
Dervişoğlu, kendisi gibi Ülkü Ocakları genel başkanlığı yapmış Sinan Ateş suikastı iddianamesi hakkında da şunları söyledi:
“Ciddi bir soruşturma yapılmamış. Suçluların himaye edildiği gerçeğiyle buluştum. Benim gözümde o bir hukuki metin değil, hukuk tarihimizin çamurudur. Belki bir dönem adaletin tecelli etmesini engelleyebilirler ama kimse adaletten kaçamaz. Bunlar bırakın millete, adalet heykeline bile hesap veremez. Bunlar hukukçu değil. Adalet müessesesinin zedelendiği yerde toplumda zedelenmemiş müessese kalmaz. Siyaset de bundan nasibini alır. Onun için hatır senedi benzetmesi yaptım. Birilerinin hatırına istinaden tanzim edilmiş bir iddianame.
“Mahkemeden iddianameyi reddetmesini bekliyorduk. Hiçbir mahkeme onu kabul edemezdi. Siyasi gerekçeler ve buyurmalarla iddianamenin kabulü gerektiğini söyleyenler vardı. Hakimlere talimat vermek noktasına iş gelmişse adalet çürümüş demektir.”
“Bu zamana kadar gere gere getirdikleri şeyi şimdi yumuşatmaya çalışıyorlarsa arkasında gizli ajanda olması lazım”
Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Özgür Özel arasındaki görüşme için ise “gizli ajanda” iddiası ortaya attı.
“’Siyasette bahar havası’ deniyor. Millet dört mevsim kara kışı yaşarken kimseye baharı yaşatmayız. Önce kara kış kaldırılacak. Tencere kaynayacak
“Ben olsaydım bu konuları görüşmezdim şimdiden. Kara kışa sebep olanlar bir kahramanlık devşirmemeli ve buna partiler izin vermemeli. Görüşsünler, bir mani yok. Ben liderlerin Cumhurbaşkanı tarafından davet edilerek durum değerlendirmesi yapmalarına karşı değilim. Ama bu zamana kadar gere gere getirdikleri şeyi şimdi yumuşatmaya çalışıyorlarsa arkasında gizli ajanda olması lazım.”
Saymaz’ın “Ne olabilir” sorusuna, Dervişoğlu “Rivayetler muhtelif” diye cevap verdi.