Ana SayfaDış HaberPORTRE | Lahey’de savcılar var: Karim Khan

PORTRE | Lahey’de savcılar var: Karim Khan

Netanyahu hakkında tutuklama kararı çıkarttıran savcı: Karim Khan: Ahmedi, Pakistanlı, Edinburghlu. Kariyerine Miloseviç ile başladı; Putin ve Netanyahu ile devam ediyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) Başsavcısı Karim Khan, Ukrayna’nın ardından Gazze’deki savaşa verdiği yanıtla da dikkatleri üzerine çekti.

Bu talep ICC tarihinde bir ilk; zira bundan önce haklarında tutuklama kararıyla gündeme gelen liderlerin hiçbiri, başta ABD olmak üzere Batı’nın yakın müttefiki olarak görülmüyordu.

ICC, 2011 yılında Libya lideri Muammer Kaddafi İçin “insanlığa karşı suç işlemek” iddiasıyla tutuklama emri çıkarmıştı.

Bundan önce de eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir hakkında işkence ve zorla yerinden etmeye kadar farklı suçlamalarla 2009 ve 2010’da olmak üzere iki ayrı tutuklama emri çıkarmıştı.

Khan’ın talebine İsrail ve yakın müttefiki ABD tepki gösterdi.

“İsrail’i Hamas ile hangi cesaretle karşılaştırırsınız?” diyen Netanyahu, başsavcıyı “dünyadaki Yahudi karşıtı yangına benzin dökmekle” suçladı.

İsrail ile Hamas arasında bir denklik olmadığını söyleyen ABD Başkanı Joe Biden ise, “Her zaman İsrail’in güvenliğine yönelik tehditlere karşı onlarla birlikte duracağız” ifadelerini kullandı.

Ancak ICC ya da Başsavcı açısından, alınan kararların sert tepki görmesi yeni bir durum değil.

Başsavcı Khan, ICC’nin bundan yaklaşık bir yıl önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova için tutuklama emri çıkarmasında da benzer bir rol üstlenmişti.

İki ismin Ukrayna’dan ve işgal altındaki topraklardan Rusya’ya yasa dışı insan nakli ve sınır dışı etmelerden sorumlu olduğu iddia ediliyordu.

Bu kararı takip eden birkaç gün içinde Rusya, Khan ve üç ICC yargıcı hakkında soruşturma başlattı. Bundan aylar sonra ise ICC yetkilileri Rusya’da “aranan suçlular” listesine alındılar.

2020’de Donald Trump’ın başkan olduğu dönemde ABD, Afganistan’da Amerikan askerlerinin savaş suçu işlediği iddialarını soruşturan ICC yetkililerine yaptırım kararını açıklamıştı.

Peki kim bu devletlerin hışmını çeken cesur savcı?

İskoçya’nın Edinburgh kentinde doğan Karim Khan uluslararası ceza hukuku ve insan hakları avukatı olarak 30 yılı aşkın mesleki deneyime sahip kıdemli bir avukat.

1970 doğumlu Khan, babası Pakistan’ın Mardan kentinde dünyaya gelmiş bir dermatolog. Annesi İngiltere’de doğmuş bir hemşire.

Khan, Ahmediye Müslüman Cemaati mensubu.

1900 yılında Pencap’ta kendisini peygamber olarak ilan eden Mirzâ Gulam Ahmed’in kurduğu Ahmedi’ye cemaati ya da diğer bilinen adıyla Kadiyanilik kendisini İslam’ın içinde görüyor. Yahudilere Hz. Musa’dan sonra İsa’nın geldiği gibi, Müslümanlara da Hz. Muhammed’den sonra peygamber geldiğine inanan grup İslami çevrelerde din dışı görünüyor.

Bu yüzden Ahmedilerin katliamlar ve baskılarla karşı karşıya gelmiş, mensupları Batı’ya göç etmiş bir dini grup.

Khan’in ilk eşi Mirza Gulam Ahmed’in dördüncü halifesi Mirza Tahir Ahmad’ın kızı Yasmin Rehman Mona’ydı.  Kardeşlerinden biri eski İngiliz Muhafazakâr milletvekili Imran Ahmad Khan.

King’s College mezunu Khan, Galler’de önce avukatlık yaptıktan sonra savcılığa başladı.

Uluslararası hukuk kariyerine 1997 ve 1998 yılları arasında Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılık Ofisi’nde başladı..

Daha sonra 2000 yılına kadar Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Savcılık Ofisi’nde Hukuk Danışmanı olarak görev yaptı.

2008 yılında Miloseviç’i yargılayan savcı Carla del Ponte’nin baş sözcüsü oldu.

Kamboçya ve Lübnan’da kurulan özel mahkemelerde görevler aldı.

Khan, Liberya eski Devlet Başkanı Charles Taylor, Kenya Cumhurbaşkanı Yardımcısı William Ruto, Kosova Başbakan Yardımcısı Fatmir Limaj ve Seyfülislam Kaddafi’nin uluslararası mahkemelerde avukatlığını yaptı.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanistan’dan sınır dışı edilmeleri ve ardından mülklerinin kamulaştırılmasıyla ilgili olarak davalarda Arnavut topluluklarına danışmanlık yapan ekibi yönetti.

Yine 2017 yılında, Kenya’daki İngiliz sömürge yönetimi sırasında işlendiği iddia edilen insan hakları ihlalleri için tazminat talep eden 100.000’den fazla mağduru temsil etti.

Haziran 2021’e kadar Irak’ın başkenti Bağdat’ta bulunan Khan, Güvenlik Konseyi’nin kararı uyarınca kurulan Irak’ta Daeş/IŞİD Tarafından İşlenen Suçlar İçin Hesap Verebilirliğin Geliştirilmesine Yönelik Birleşmiş Milletler Araştırma Ekibinin (UNITAD) Özel Danışmanı ve Başkanı olarak görev yaptı.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres tarafından Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı olarak görevi atanan Khan,  Şubat 2021’de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) başsavcısı olarak seçildi.

Nisan 2022’de Khan Ukrayna’daki savaş için Putin hakkında  “sistematik sınır dışı etme, nakil ve rehin almaya karşı iki kuralını ihlal ettiğini iddia ederek” tutuklama kararı çıkarttı.

Karara büyük tepki gösteren Rusya, Khan hakkında tutuklama emri çıkardı

2023’te Khan, UCM’nin Güney Afrika, Bangladeş, Bolivya, Komor Adaları ve Cibuti’den İsrail’in işlediği iddia edilen savaş suçlarını soruşturmak için ortak bir talep aldığını açıkladı.

[Güney Afrika Dışişleri Bakanı Naledi Pandor Khan’a neden Rusya Devlet Başkanı Putin için tutuklama emri çıkarabildiğini ancak İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu için çıkaramadığını sordu.

 İsrail hükümeti UCM’nin Netanyahu, diğer üst düzey yetkililer veya İsrail Savunma Kuvvetleri subayları hakkında tutuklama emri hazırlayabileceği endişesiyle acil toplantılar düzenledi. Tutuklama emirlerinin çıkarılmasını engellemek amacıyla mahkemeye ve ‘nüfuz sahibi diplomatik şahsiyetlere’ ulaşmaya karar verdi.

Netanyahu konuyu İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile yaptığı görüşmelerde gündeme getirdi ve onlardan yardım istedi.

24 Nisan 2024 tarihinde Khan’a 12 Cumhuriyetçi ABD senatörü[a] tarafından imzalanan ve UCM’nin Benjamin Netanyahu veya İsrail hükümetinin diğer üyeleri için uluslararası tutuklama emri çıkarması halinde kendisini ve diğer BM hukukçuları ile ailelerini kişisel sonuçlarla tehdit eden bir mektup gönderildi.

Mektupta, imzacılar, herhangi bir tutuklama emrini “sadece İsrail’in egemenliğine değil, aynı zamanda ABD’nin egemenliğine de bir tehdit” olarak göreceklerini söylediler ve savıclığı “İsrail’i hedef alırsanız biz de sizi hedef alırız” ve savcılık çalışanları ve ailelerine ABD’ye giriş yasağı çıkarılmasıyka tehdit ettiler.

Mektup “Uyarıldınız” diye bitiyordu.

Khan, sert bir açıklamayla tehditleri kınadı.

20 Mayıs 2024 tarihinde Khan, aralarında Lord Justice Fulford, Barones Helena Kennedy, Yargıç Theodor Meron, Elizabeth Wilmshurst, Amal Clooney ve Marko Milanović’in de bulunduğu UCM uzmanlarından oluşan bir heyetin tavsiyesi üzerine İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu,  İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinwar, İsmail Haniye ve Muhammed el Masri hakkında tutuklama kararı çıkarılması için başvuruda bulundu.

Khan, uluslararası hukuk alanındaki çalışmaları için  “Bazı tarihi adaletsizliklerin tanınması gerekiyor… Bu konuda çok tutkulu hissediyorum ve bu gerçekten değerli bir şey” diyor.

Netanyahu ve Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri

Uluslararası Ceza Mahkemesi, bugün (21 Aralık) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamas Komutanı Muhammed Deyf ve Hamas yöneticisi İbrahim el Masri hakkında tutuklama emri çıkarttı.

UCM’den yapılan açıklamada, Netanyahu ve Gallant hakkında “en az 8 Ekim 2023’ten, Başsavcılığın tutuklama emri başvurusunda bulunduğu 20 Mayıs 2024’e kadar olan dönemde işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle yakalama emri çıkarıldığı” bildirildi.

Açıklamada Netanyahu ile Gallant hakkındaki kararın gerekçeleriyle ilgili şunlar yer aldı:

“Gazze’deki sivil nüfusu hayatta kalmaları için gerekli olan gıda, su, ilaç ve tıbbi malzemelerin yanı sıra yakıt ve elektrikten kasten ve bilerek mahrum bırakmak.

İnsani yardımları insancıl hukuka aykırı bir şekilde engellemek.”

Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama kararlarının UCM’ye taraf olmadığı için İsrail açısından bağlayıcılığı bulunmuyor.

Başsavcı Khan’ın tutuklama emrinin ardından İsrailli yetkililer ateş püskürdü.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog: “Karar, demokrasi ve özgürlük yerine terörizm ve kötülüğün tarafını seçti ve uluslararası adalet sistemini Hamas’ın insanlığa karşı işlediği suçlar için bir insan kalkanına dönüştürdü.”

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar: “Uluslararası Ceza Mahkemesi için karanlık bir an. Mahkeme bu saçma emirlerle tüm meşruiyetini kaybetti.”

İsrail’in muhalefet lideri Yair Lapid: “İsrail, vatandaşlarımıza saldıran, onları öldüren ve tecavüz eden terör örgütlerine karşı yaşamı savunuyor, bu tutuklama emirleri terörizmin ödülüdür.”

Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett: “UCM tutuklama emirleri, İsrail liderlerinin değil, UCM’nin kendisinin ve üyelerinin utanç vesikasıdır..”

İsrail Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir: “Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi, baştan sona antisemit olduğunu bir kez daha gösterdi.”

- Advertisment -