Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Cibin Köyü’nde bulunan bir taşınmazın “tarihi yapı” olarak satışa çıkarılması sosyal medyada tepkilere yol açtı.
“Şanlıurfa Halfeti kilise ve papazın evinin arsası satılık” başlığıyla paylaşılan ilan, tarihi mirasın satışa çıkarıldığı şeklinde yorumlandı. Söz konusu yapının bulunduğu köyde birçok yer 2019 yılına kadar sit alanı olarak değerlendiriliyordu.
Göbeklitepe ve çevresindeki arkeolojik kalıntıları tanıtan, Şanlıurfa Valisi ve Şanlıurfa milletvekillerinin de takip ettiği “Taş Tepeler” X hesabının paylaşımıyla yayılan iddia birçok medya kuruluşunda haber oldu.
Ulusal ve yerel medyada iddiayla ilgili birçok haber yapıldı.

“Dedem 1960’ta İl Özel İdaresi’nden açık arttırmayla aldı”
Serbestiyet, Şanlıurfa’da gündem olan iddiaya kaynaklık eden ilanın sahibi Mesut Akbaş’a ulaştı.
Mesut Akbaş, söz konusu yapının tarihi bir değer taşımadığı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü kayıtlarında ailesine kayıtlı olduğunu söyledi.
Akbaş, taşınmazın geçmişiyle ilgili şunları anlattı:
“1960 yılında dedem, buranın tapusunu İl Özel İdaresi’nden açık arttırmayla satın aldı. O tarihten itibaren burada yaşamaya başladık.
Zaman içinde yapının duvarları yıkılmaya başladığında, kendi imkanlarımızla tamir ettik. Deprem sonrasında bile özel taş ustaları getirterek. Yıllar boyunca bu yapının ayakta kalmasına vesile olduk ve adeta bekçiliğini yaptık. Şu an tapusu bana ait.”

Yapının eski hali.
“Eskiden Ermeni köyüydü”
“Bu köyde 150-200 yıl önce Ermeniler yaşıyordu ve ilandaki yapının bahçesinde kilisenin papazı yaşıyordu. 1915 yılında tehcirle birlikte Ermeniler köyü terk etti, geride kalanlar ise Müslüman oldu.
Zamanla kilise, papazın evi ve diğer yapılar arsa olarak değerlendirildi. Tapusu bize ait olan bu taşınmaz da 6 Şubat depreminde ağır hasar aldı. Deprem öncesinde biz burada yaşıyorduk. Yıkımın ardından bir duvarı caminin arka kısmıyla birleşti.”

“Bakanlık’tan gelenler bir tespit yapamadı”
“2008 yılında Kültür Bakanlığı’ndan gelen arkeologlar, yapının Roma dönemine ait olabileceğini ancak yıllar içinde defalarca tadilat gördüğünü ve orijinal halini kaybettiğini tespit etti. Kayda değer bir tarihi unsur olmadığı için herhangi bir işlem yapmadan ayrıldılar.”

“Altın olduğu inanışı var”
Akbaş, taşınmazın tarihi değeri nedeniyle değil, köylüler arasında dolaşan altın söylentileri nedeniyle değerli görüldüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Buranın altında altın gömülü olduğu yönünde köy halkı arasında bir inanış var. Bu söylentiler nedeniyle buraya daha fazla bir önem ve değer atfediliyor.
Ancak resmi olarak bakıldığında burası tarihi bir yapı değil ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü kayıtlarında konut olarak geçiyor.”

Tartışmalara konu olan ilan.
Cibin Köyü’ndeki Ermeni kız çocukları
Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Cibin Köyü’nde 1915 öncesinde yoğun bir Ermeni nüfusu bulunuyordu.
1915’te tehcir kararıyla birlikte birçok Ermeni aile Halep’e veya Avrupa’ya göç ederken bazı aileler uzun ve sonu belirsiz çıkarmak istemedikleri kız çocuklarını güvendikleri Müslüman komşularına emanet etti.
Daha önce konuyla ilgili yapılan araştırmalara göre köyde tahminen 30 kadar Ermeni kız çocuğunun kaldığı tahmin ediliyor.
