Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2016-2023 yılları arasında başdanışmanlığını yapan İlnur Çevik, gazeteci Nursun Erel’e konuştu.
Nursun Erel’in blog sayfasında yayımladığı röportajda, Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili eleştirilerde bulunan Çevik, görevde olduğu dönemle ilgili ilginç anılar da paylaştı.
Çevik’in anlattıklarından öne çıkanlar şöyle:
“Kaçak sigara ve çay işi durmasın diye Cumhurbaşkanı’yla görüştüm”
“Sürekli raporlar yazıyordum ama eline geçiyor muydu? Bilmiyorum, çünkü başdanışmanlar kendisini kolayca göremiyordu.
Seçimler öncesinde Güneydoğu’da büyük sıkıntı vardı, MGK’da alınan kararla kaçak akaryakıt işi durdurulmuştu. Bölge insanının bundan başka gelir kaynağı yoktu. Aileler kurbana ortak girer gibi birer kamyon alıp zula depo yaptırmış, bununla geçiniyordu. MGK bu işi ‘kazanç PKK’ya akıyor’ diye durdurunca ellerinde başka imkan kalmadı. Aileler çöktü, kamyonların vergisini bile ödeyemez duruma geldiler.
Ben de bari ‘çay ve sigara işi durmasın’ dedim. Karıncalar diye adlandırılan insanlar sınırın ötesinden gidip kaçak getiriyorlardı. Binali Bey’e (Yıldırım) açtım konuyu, ‘iyi fikir’ dedi. Cumhurbaşkanı’nı kolay kolay göremediğimiz için, randevu da alamıyoruz, bir önüne atlamadığımız kalmıştı, bir gün, MGK’ya gidişi öncesinde, önüne çıktık, yakaladık, ‘efendim şöyle bir konu var’ diye… Binali Bey, ‘bakın İlnur güzel söylüyor’ dedi, Cumhurbaşkanı ona döndü, ‘senin başka işin yok mu Binali?’ dedi, Binali Bey sustu, bana döndü, ‘yahu sen bu işlerle niye uğraşıyorsun? Ne biliyorsan onu yap.’ Ben de çay işinin çok önemli olduğunu anlattım, zaten sigaraya alerjisi var, dedi ki, ‘Eee, ben Rize’deki çay üreticisine ne diyeceğim?’ Neticede, öylece kala kaldık. Sıfıra sıfır, elde var sıfır.”
“Gülnur Aybet için ‘evlendirin’ dedi”
“Beni önce Yüksek İstişare Kurulu’na alacaklardı, sonra Fahri Kasırga, ‘Anayasa engel oluyor, kuramıyoruz’ dediği için olmamıştı. Sonradan kurdular ama oraya uzmanlığı olmayan bir ekibi TBMM Başkanlarını filan aldılar. E, uzmanlık yoksa kurul ne üretebilir?
Ardından 10 tane kurul oluşturuldu, beni de Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu’na almışlar. O gün kurulda Cumhurbaşkanı herkese teker teker, ‘kaç çocuğun var?’ diye sordu, ben ‘beş kızım var’ dedim, sıra Gülnur Aybet’e gelince, ‘ben evli değilim’ dedi, Cumhurbaşkanı döndü bizlere, ‘bunu evlendirin’ dedi. O gün kendisini ilk ve son kez görmüş olduk, bir daha toplantıya katılmadı, toplantıları İbrahim Kalın yönetiyordu.”
“TBMM, 12 Eylül’ün Danışma Meclisi gibi oldu”
“O çalışmalar sırasında meclisin Cumhurbaşkanı’nı denetleyeceği de bize anlatılmıştı ama sonra baktık ki, öyle bir şey yok. 12 Eylül’ün Danışma Meclisi gibi oldu bu meclis. Yetkileri olmayan bir meclis.
Bakanlıklar, müsteşarlıklar kalktı, devletin planlama görevi yok. Yani Türkiye’nin çivisi çıktı.”
“Bizi Cumhurbaşkanı’na yanaştırmıyorlardı”
“Birçok dış geziye gittik ama aynı uçağa binmedik. Bizi yanaştırmıyorlardı. Cumhurbaşkanı ayrı bir uçakla bakanlarıyla gidiyor, biz ayrı gidiyorduk başdanışmanlar olarak.
Oralara gidiyoruz ama ne için gidiyoruz? Ne yapacağımızı filan da bilmiyoruz. Otel odalarında oturuyoruz. Önceden temaslar yapılıp bize randevu alınsa mesela, orada görüşmeler yapabilseydik. Bu hiç olmadı. Turistik gezi bile olamadı çünkü elçiliğin bize verecek arabası yoktu.”
“Cumhurbaşkanı’nın bıyık takıntısı var”
“(Cumhurbaşkanı’nın) Bıyık takıntısı var. Külliyede bıyıksız adam yok. Benim dışımda yoktu. Ben de kemoterapi geçirmiştim, o yüzden çıkmıyordu bıyığım.
Benim kaç defa önümde oldu, ‘bıyık bırakılacak’ dedi (Cumhurbaşkanı). Hatta Mevlüt Çavuşoğlu bile bıyık bırakmak zorunda kaldı. Hasan Doğan da bıyık bıraktı.”
“Cumhurbaşkanı halen ufku görebiliyor mu şüpheliyim”
“Torunlarını şu kadarcık seviyorsa sistemi rayına oturtacak kararı almalıdır. Sayın Cumhurbaşkanı eften püften bir adam değil, bence gerçeği görüyor ama nasıl olabileceğini kafasında tartışıyor. Türkiye’yi seçime götürmeli, bunun en geç iki yıl içinde yapılması lazım, yoksa eyvah.
Cumhurbaşkanı’nın eskiden ufku görebildiği bir dönem vardı. Acaba şimdi görebiliyor mu? Ben ciddi şüphedeyim. Ülkede ciddi sıkıntı var, aslında kendisi bir vatanseverdir.”