Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Narin Cinayeti Davası’nda verdiği kararı oy çokluğuyla onadı.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran hakkında “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürmek”ten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası; Narin’in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi’ne sakladığı tespit edilen komşuları Nevzat Bahtiyar’a ise “suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası vermişti.
Başkan kararın bozulmasından yana
İstinaf mahkemesinin başkanı, yerel mahkeme kararının dört sanık yönünden de bozulması gerektiği kanaatinde olduğunu belirterek onama kararına muhalif kaldı. Diğer iki üye hakimin onama yönünde oy kullanmasından dolayı karar oy çokluğuyla onandı.
“Olay öncesinde Narin’in öldürülmesi konusunda verilmiş bir suç kararının bulunduğu sabit değil”
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi Başkanı onama kararına karşı oy yazısında, yerel mahkeme kararında Yüksel Güran, Enes Güran ve Salim Güran için hükmedilen “müşterek fail”lik ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Narin’in olay günü saat 15:11 ila 15:35 arasında öldürülmüş olduğunun sabit olması nedeniyle, sanık savunmaları, tanık anlatımları, kamera görüntüleri ve mevcut delil durumu, eylemin işleniş özellikleri birlikte nazara alındığında, olay öncesinde Narin’in öldürülme konusunda verilmiş bir suç kararının bulunduğu sabit değildir.
Müşterek faillikten bahsedebilmek için failler arasında birlikte suç işleme kararının bulunması ve suçun işlenmesinde birlikte hakimiyetin kurulması zorunlu olup, fiil üzerinde ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının, suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurularak her bir suç ortağının, öldürme eyleminin gerçekleştirilmesi üzerindeki somut fiilinin ve fonksiyonel katkısının ne olduğu somut olay bağlamında delillerle ilişkilendirilmek suretiyle gerekçede gösterilmesi gerekmektedir.
Vicdani delil sistemi kapsamında, hukuka uygun şekilde elde edilen her türlü delilin vicdani kanaatle, akla, mantığa ve bilimsel kurallara uygun olmak koşuluyla serbestçe takdir edileceği benimsenmiş olmakla, sanıklardan Yüksel’in kızı, Enes’in kardeşi, Salim’in yeğeni olan Narin ile faillerin olay günü normal günlük yaşamını idame ettirdikleri, Kur’an kursundan saat 15:14 sıralarında evine gelen Narin’i, yaklaşık 15 dakika içinde anne, abisi ve amcasının müşterek fail sıfatıyla bir araya gelmek suretiyle, öldürme eylemi üzerinde her birinin, 8 yaşındaki çocuğa yönelik direncini kırma, tutma, kaçışını engelleme, ağız ve burnunu kapatmak ve boynuna bası yapmak suretiyle boğma eylemlerini birlikte aynı anda, eylem üzerinde elbirliğiyle birlikte hakimiyet kurmak suretiyle gerçekleştirilmesi şeklinde somut, aktif ve ölüm neticesi üzerinde fonksiyonel katkıları bulunduğunun kabulü akla, mantığa ve hayatın olağan akışına uygun düşmediği kanaatindeyim.”
“Asıl maksadın ne olduğu hususunda niyet okuması şeklinde varılan kanaat ve gerekçe hukuka aykırıdır“
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında cinayetin nedeni “mahkememizce anlaşılamadı” demişti.
Yine gerekçeli kararda, Nevzat Bahtiyar’ın “Salim Güran, ‘Yüksel’le ilişkimi gördüğü için Narin’i öldürdüm’ dedi” beyanı için de şu ifadelere yer verilmişti:
“Bu beyanın Narin’in öldürülmesine sebep olan asıl maksadı gizlemek amacıyla söylendiği şeklinde kabul edilmiştir.”
İstinaf mahkemesi başkanı karşı oy yazısında yerel mahkeme kararındaki bu bölümü de şöyle değerlendirdi:
“’…Salim’in öldürme eyleminin asıl maksadının gizlenmesi için sanık Nevzat’a Yüksel ile ilişkisini gördüğü için maktul Narin’i öldürdüğü şeklindeki söylemlerin de diğer sanıklar tarafından birlikte kararlaştırıldığı ve bu şekilde asıl maksadı gizlemeye çalıştıkları…’ şeklindeki kabul gerekçesi de akla, mantığa ve hayatın olağan akışına, bölgenin ataerkil özellikli yapısına uygun düşmediği, Yüksel ve Salim’in ilişkisinin görülmesinden ve duyulmasından daha önemli Narin’in öldürülmesi için asıl maksadın ne olduğu hususunda deliller kapsamında bir kanaat belirtilmeyip, soyut varsayıma dayalı niyet okuması şeklinde varılan kanaat ve gerekçe hukuka aykırıdır.