Ana SayfaHaberlerKobani Davası’nda gerekçeli karar bir yıl sonra yayınlandı: 32 bin sayfalık gerekçe

Kobani Davası’nda gerekçeli karar bir yıl sonra yayınlandı: 32 bin sayfalık gerekçe

Selahattin Demirtaş ve çok sayıda siyasetçiye ceza verilen Kobani Davası’nda 32 bin sayfayı aşan gerekçeli karar bir yıl sonra açıklandı. Gerekçeli kararla davadaki kararlar için istinaf süreci başlayacak.

Kobani Davası’nda HDP eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile diğer siyasetçilere verilen cezaların gerekçesi bir yıl sonra yazıldı.

Son yapılan infaz düzenlemesi ve yeni çözüm sürecinin ardından kulislere yansıyan bilgilere göre, 16 Mayıs 2024’te karara bağlanan davada, gerekçeli kararın açıklanmasıyla birlikte istinaf sürecinin başlaması bekleniyor. 

Davanın gerekçeli kararının 32 bin sayfayı aştığı bildirildi. Kobani Davası avukatları, üst mahkemeye başvurarak kararın bozulması ve tahliye talebinde bulunmak için bir yıldır bekliyordu.

Kim, ne kadar ceza aldı?

Kobane Davası’nda verilen cezalar şöyle:

Selahattin Demirtaş: 42 yıl

Figen Yüksekdağ: 32 yıl 9 ay

Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Emine Ayna: 12’şer yıl

Ahmet Türk: 10 yıl

Ali Ürküt: 13 yıl 4 ay

Alp Altınörs: 18 yıl

Ayla Akat Ata, Aynur Aşan: 9 yıl 9 ay

Mesut Bağcık, Nezir Çakar, Ayşe Yağcı, Meryem Adıbelli: 9’ar yıl

Bülent Parmaksız: 23 yıl

Günay Kubilay, İsmail Şengül: 20 yıl 6 ay

Nazmi Gür, Pervin Oduncu, Zeki Çelik, Zeynep Karaman: 22 yıl 6 ay

Cihan Erdal, Dilek Yağlı: 16’şar yıl

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu gerekçeli kararla ilgili açıklama yaptı:

Kobanî Kumpas Davası çökmüştür

Türkiye siyasi tarihinin en kapsamlı kumpas davalarından biri olan Kobanî Davasında gerekçeli karar yaklaşık 13 ay sonra açıklanmıştır. Gerekçeli kararın 13 ay boyunca açıklanmaması, siyasi kumpasın devamı niteliğindedir. Bu durum, yargının siyasallaşmasının ve yargılama sürecine siyasi müdahalenin en açık göstergelerinden biridir. Bu süreçle birlikte arkadaşlarımızın tutukluluğu keyfi olarak uzatılmış, hukuksuz mahkûmiyet kararlarına karşı itiraz imkanı ortadan kaldırılmıştır.

Davanın ilk gününden bugüne arkadaşlarımız şahsında demokratik siyaset hakkı yargılanmıştır. Bu davanın rotası hiçbir zaman adalet olmamış; dava, siyaseti dizayn etme aracı olarak kullanılmıştır. Kobanî Kumpas Davasının siyasi iktidar ve yandaş medya tarafından ilk günden beri dayandırılan bütün gerekçeleri boşa düşmüştür.

Gerekçeli kararla bir kez daha Kobanî Kumpas Davasının tüm iddialar bakımından asılsız, hukuk dışı ve siyasi bir dava olduğu ortaya çıkmıştır. Arkadaşlarımız suç işledikleri için değil, demokratik siyaset hakkına sahip çıktıkları için cezalandırılmıştır.

Dava boyunca yapılan olumsuz propagandalar, asılsız iddialar ve şaibeli mahkeme heyetleri siyasi bir mühendislik örneği olarak kayıtlara geçmiştir. Yasin Börü üzerinden yaratılmak istenen siyasi linç ve algı operasyonları çökmüştür.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2020 yılında aldığı kesin kararla, Demirtaş’ın sosyal medya paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve şiddet olaylarıyla hiçbir bağlantısının bulunmadığı hukuki kesinlik kazanmıştır. AİHM’in bu bağlayıcı kararının derhal uygulanması, Türkiye’nin uluslararası hukuka bağlılığının bir gereğidir.

Türkiye’nin barış ve demokratik toplumun inşasını konuştuğu bu dönemde, başta Kobanî Kumpas Davası olmak üzere demokratik siyaset hakkının yargı eliyle engellenmesi artık tarihe karışmalıdır. Bu iklime geçiş için atılması gereken adım, başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere dava kapsamında tutuklu yargılanan tüm arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüklerine kavuşmasıdır.

Türkiye artık siyasi kumpaslarla değil, adaletin ve demokratik değerlerin hâkim olduğu bir ülke olarak anılmalıdır.

MHP’li Feti Yıldız: “Hükmü insanileştiren, bağımsızlaştıran, saygıdeğer yapan gerekçedir” demişti

MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da daha önce sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada gerekçeli kararın önemine değinerek şu ifadeleri kullanmıştı:

“Gerekçe, çağdaş hukuk sistemlerinde bir zorunluluktur. Mahkemeler gösterdikleri gerekçelerle verdikleri kararları hukuki ve maddi açıdan somutlaştırmak zorundadır. Gerekçe; akıl, mantık ve vicdanların tatminini hedefler. Hükmü insanileştiren, bağımsızlaştıran, saygıdeğer yapan gerekçedir.”

- Advertisment -