Ahmed, Londra merkezli İngilizce yayın yapan Suudi Arabistan basını Mecelle’ye konuştu.
Ahmed, 10 Mart anlaşmasında Şara’nın önerileri arasında Abdi’nin veya başka bir SDG komutanının Genelkurmay Başkanı ya da Savunma Bakanı görevini üstlenmesi olduğunu açıkladı.
Anlaşmaya göre SDG’nin Suriye Ordusu’na aşamalı olarak entegrasyonunda mutabık olunduğunu anlatan Ahmed, resmi kurumlara kademeli entegrasyona açık olduklarını, ortak askeri komiteler ve ekipler aracılığıyla bunun gerçekleştirilebileceğini belirtti:
“Ani ve doğrudan bir entegrasyon olumsuz sonuçlar doğurabilir. Çatışmalardan veya yapısal sorunlardan kaçınmak için kademeli bir model benimsemeliyiz. SDG’nin Suriye’nin askeri yapısındaki gelecekteki statüsü halen netlik kazanmadı. Şam bu konuda hâlâ net bir vizyona sahip değil. Özel komiteler kurulması yönünde ön anlaşma olmasına rağmen, Şam’ın yanıt vermemesi nedeniyle bu gerçekleşmedi”
Zamanlama konusunda da konuşan Ahmed, uzman komitelerinin Şara’nın New York ziyaretinden önce toplanmış olması gerektiğini, ancak bu toplantıların yapılmadığını ve SDG’nin davet edilmediğini ama çabaların sürdüğünü ve kapsamlı uzlaşmalara ulaşmak için diyaloğun en iyi yol olduğunu söyledi
SDG’nin büyüklüğüne dair bilgi veren Ahmed, yaklaşık 100.000 üyeden oluştuğunu, bunların 12.000–13.000’ini Kadın Savunma Birlikleri’nden (YPJ) kadın savaşçıların oluşturduğunu söyledi.
Ahmed, kadın savaşçıların terörle mücadeledeki rolünün altını çizdi ve gelecekte de varlıklarının korunmasının önemini vurguladı.
19 Eylül’de bir grup bölge uzmanına konuşan Şara’ya atfedilen, “SDG entegrasyonu Aralık ayına kadar gerçekleşmezse Türkiye’nin askeri harekât düzenleyebileceği” yönündeki açıklamaya ilişkin Ahmed şüphelerini dile getirdi: “Alıntılanan sözlerin doğruluğundan emin değilim. Böyle doğrudan tehditlerin yapılacağına inanmıyorum. Ayrıca, Suriye’nin uzun süren çatışması göz önüne alındığında bir yıl içinde hızlı bir çözüm beklemenin gerçekçi değil.”
İlham Ahmed, Suriye’de adem-i merkeziyetçi bir sistemin gerekliliğini yineledi. Ahmed, bunun geçiş süreci için hayati olduğunu ve yerel kimlikleri silen önceki rejimlerin merkeziyetçi politikalarının aşılması açısından zorunlu olduğunu söyledi.
Suriye geçiş hükümetiyle yürütülen görüşmelerde merkezi ve yerel otoriteler arasında yetki dağılımını içeren adem-i merkeziyetçi bir sisteme dair net bir vizyon sunduklarını anlatan Ahmed, “Öneri, halkı temsil eden bir kanat ve vilayetleri temsil eden bir diğer kanattan oluşacak iki meclisli parlamento öngörüyor. Ayrıca anadil eğitimi güvencesi ve karar alma mekanizmalarında kadınların siyasi temsiline de yer veriliyor” dedi.