Washington Post ve ABC News’ün aktardığına göre Trump, son günlerde Savunma Bakanı Pete Hegseth, Genelkurmay Başkanı Dan Caine ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir dizi güvenlik toplantısı gerçekleştirerek Venezuela’ya yönelik askeri seçenekleri değerlendirdi. Bu seçenekler arasında, rejime bağlı askeri tesislere yönelik sınırlı operasyonlardan liman ve havaalanlarını hedef alan daha geniş ölçekli bir müdahaleye kadar çeşitli planlar bulunuyor.
Trump’ın sözleri, ülke içinde tansiyonun en yüksek olduğu anda geldi. 2025 Nobel Barış Ödülü sahibi muhalif lider María Corina Machado, hafta sonunda yaptığı konuşmada orduyu doğrudan rejimden ayrılmaya çağırdı. Machado’nun çıkışı ülke siyasetinde yeni bir kırılma yarattı. Muhalif lider, askerlere seslenirken şu ifadeleri kullandı: “Silahlarınızı bırakın. Halkla birleşin. Maduro’nun emirlerine uymayın. Kendi halkınıza ateş etmeyin.”
Machado, Maduro rejiminin çökmekte olduğunu savunarak ordunun “tarihin doğru tarafında yer almak için son şansı” olduğunu vurguladı. Uzmanlara göre bu çağrı, özellikle genç subaylar ve alt rütbeler arasında yankı uyandırsa da Venezuela ordusunun üst komuta kademesi hâlâ büyük ölçüde Maduro’ya bağlı.
Devlet Başkanı Nicolás Maduro ise hem ABD’nin askeri hazırlıklarını hem de muhalefetin ordudaki etkisini artırmaya dönük hamlelerini “dış destekli bir darbe girişimi” olarak nitelendirdi. Maduro, ABD’nin Trinidad ve Tobago açıklarında başlattığı geniş kapsamlı tatbikatları “şiddetli bir provokasyon” olarak tanımlayarak, “Venezuela’yı diz çöktürmek isteyen güçlere boyun eğmeyeceğiz” dedi.

