İmralı’da Öcalan Komisyon üyelerine ne dedi? Tutanakların özetinin tam metni

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda, komisyon adına İmralı'ya giden heyetin Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye ilişkin MİT tarafından tutulan tutanağın 4 sayfalık özeti okundu.

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 19’uncu toplantısı gerçekleştirildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında yapılan toplantıda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın İmralı’da terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesine ilişkin MİT tarafından tutulan tutanak okundu. 

TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Bozkurt tarafından okunan 4 sayfalık özet tutanak şöyle:


Somut adımlar konusunda bir direnç bulunduğunu çünkü örgütün merkezini Kandil’den Suriye sahasına taşımasının sorunu çözmediği ifade edilmesi üzerine, kendisinin (Abdullah Öcalan) örgütün lideri olarak her saha için kesin talimat vermesi gerektiğini, bu adımlar gerçekleştiğinde yeni bir iklimin oluşacağını ifade etmiştir.

Abdullah Öcalan ayrıca, bu soruyu defaatlesordunuz diyerek, sözlerinin arkasında olduğunu, sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretini ortaya koyduğunu, imkânlarölçüsünde de gayret göstermeye devam edeceğini ifade etmiştir.  
                                                           
27 Şubat çağırısında ayrı devlet olmadığını, federasyon olmadığını, idari özerklik olmadığını, kültüralist çözümler olmadığınınhatırlatılması üzerine Abdullah Öcalan “EVET ÖYLE” diyerek onaylamıştır.

Hüseyin YAYMAN tarafından Suriye konusunda sorulan sorulara; SDG’nin 10 Martta anlaşma yaptığı, anlaşmanın 8 madde olduğu, bunları esas aldıklarını, Suriye başta olmak üzere bölgedeki İsrail’in hamlelerine karşı çok dikkatli olunması gerektiğini, Suriye için üniter yapı ve yerel demokrasi benimsediğini söylemiş, yerel savunma gücünün olup olmayacağını sorusuna cevap olarak, savunma gücü yok, asayiş kapsamında güçler yani “polis gibi” cevabını vermiştir.

Bu coğrafyada Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk yaşayamayacağını belirterek uzun bir tarihsel anlatımda bulunmuş ve Sultan Sencer’e referansla bu birlikteliğin tarihsel önemine vurgu yapmıştır.

Reel sosyalizm düşüncesini 1995’ten beri terk ettiğini, zihinsel dönüşümün sancılı bir süreç olduğunu, normalde PKK’yı 1993’te feshetmesi gerektiğini söylemiş ancak her seferinde bir elin bu girişimini sabote ettiğini ifade etmiştir. Bu sabotaj sürecini darbe mekaniği olarak tanımlamış, 1993’ten günümüze Turgut ÖZAL, Süleyman DEMİREL, Necmettin ERBAKAN ile dolaylı görüşmelerinin nihayete erememesinde de bu darbe mekaniğinin etkisinin olduğunu belirtmiştir.

“Ferhat Abdi Şahin’i tanıyor musunuz, talimatınızı dinler mi?” sorusuna cevap olarak Abdullah Öcalan, kendisine yakın kişilerden biri olduğunu, kendisine bağlı olduğunu söylemiştir. 

Kendisine, Türkiye için hiçbir zaman gerçekleşmeyecek iddialarda bulunmanın süreci sabote etmek olacağını, buna dikkat etmek gerektiğini belirten ifadelerde bulunulmuştur.

Gülüstan KILIÇ KOÇYİĞİT’in “Sizi çok sağlıklı ve zinde gördüm. Kadın hareketiyle ilgili söyleyeceğiniz hususlar var mıdır?” diye sorması üzerine, Abdullah Öcalan, selamlarını iletmiş ve görüşme tamamlanmıştır.


Somut adımlar konusunda bir direnç bulunduğunu çünkü örgütün merkezini Kandil’den Suriye sahasına taşımasının sorunu çözmediği ifade edilmesi üzerine, kendisinin (Abdullah Öcalan) örgütün lideri olarak her saha için kesin talimat vermesi gerektiğini, bu adımlar gerçekleştiğinde yeni bir iklimin oluşacağını ifade etmiştir.
Abdullah Öcalan ayrıca, bu soruyu defaatlesordunuz diyerek, sözlerinin arkasında olduğunu, sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretini ortaya koyduğunu, imkânlarölçüsünde de gayret göstermeye devam edeceğini ifade etmiştir.                                                              
27 Şubat çağırısında ayrı devlet olmadığını, federasyon olmadığını, idari özerklik olmadığını, kültüralist çözümler olmadığınınhatırlatılması üzerine Abdullah Öcalan “EVET ÖYLE” diyerek onaylamıştır.
Hüseyin YAYMAN tarafından Suriye konusunda sorulan sorulara; SDG’nin 10 Martta anlaşma yaptığı, anlaşmanın 8 madde olduğu, bunları esas aldıklarını, Suriye başta olmak üzere bölgedeki İsrail’in hamlelerine karşı çok dikkatli olunması gerektiğini, Suriye için üniter yapı ve yerel demokrasi benimsediğini söylemiş, yerel savunma gücünün olup olmayacağını sorusuna cevap olarak, savunma gücü yok, asayiş kapsamında güçler yani “polis gibi” cevabını vermiştir.
Bu coğrafyada Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk yaşayamayacağını belirterek uzun bir tarihsel anlatımda bulunmuş ve Sultan Sencer’e referansla bu birlikteliğin tarihsel önemine vurgu yapmıştır.
Reel sosyalizm düşüncesini 1995’ten beri terk ettiğini, zihinsel dönüşümün sancılı bir süreç olduğunu, normalde PKK’yı 1993’te feshetmesi gerektiğini söylemiş ancak her seferinde bir elin bu girişimini sabote ettiğini ifade etmiştir. Bu sabotaj sürecini darbe mekaniği olarak tanımlamış, 1993’ten günümüze Turgut ÖZAL, Süleyman DEMİREL, Necmettin ERBAKAN ile dolaylı görüşmelerinin nihayete erememesinde de bu darbe mekaniğinin etkisinin olduğunu belirtmiştir.
“Ferhat Abdi Şahin’i tanıyor musunuz, talimatınızı dinler mi?” sorusuna cevap olarak Abdullah Öcalan, kendisine yakın kişilerden biri olduğunu, kendisine bağlı olduğunu söylemiştir. 
Kendisine, Türkiye için hiçbir zaman gerçekleşmeyecek iddialarda bulunmanın süreci sabote etmek olacağını, buna dikkat etmek gerektiğini belirten ifadelerde bulunulmuştur.
Gülüstan KILIÇ KOÇYİĞİT’in “Sizi çok sağlıklı ve zinde gördüm. Kadın hareketiyle ilgili söyleyeceğiniz hususlar var mıdır?” diye sorması üzerine, Abdullah Öcalan, selamlarını iletmiş ve görüşme tamamlanmıştır.

Önceki İçerikİmralı’da Öcalan Komisyon üyelerine ne dedi? Tutanakların özetinin tam metni