Haber Analiz: Akın Özçer
Fransa’da haftalardır beklenen kabine değişikliği Cumhurbaşkanı François Hollande’ın onayı ile bugün gerçekleşti. Manuel Valls’ten önce başbakanlık görevini üstlenmiş olan Ayrault Dışişleri Bakanı olurken, Quai d’Orsay için ismi geçenlerden Hollande’ın çocuklarının annesi Ségolène Royal, yerinde (Çevre Bakanı) kaldı. Kulislerde Bayan Royal’e diplomatların sıcak bakmadığı konuşuluyordu.
Aslında yeni kabinedeki değişiklik Dışişleri’nden ve Sosyalist Parti içindeki rotasyondan ibaret değil. 2017 seçimlerine yaklaşılırken François Hollande, partinin soluna açılmak istiyordu. Bu bağlamda Avrupa, Ekoloji-Yeşiller EELV’nin (Europe Écologie Les Verts) patronu Emmanuelle Cosse, Bayındırlık ve İskân Bakanı oldu. EELV’den ayrıca Jean-Vincent Placé Devlet reformundan, Barbara Pimpoli de çevreden sorumlu Devlet Sekreteri olarak atandılar.
Valls hükümetinden ayrılan önemli isimlerin başında Laurent Fabius’un yanı sıra Adalet Bakanı Christiane Toubira geliyor. 2012’den bu yana Ayrault ve Valls hükümetlerinde bu görevi yürüten Guyana asıllı politikacı, terör suçlarından hüküm giyen çifte vatandaşların vatandaşlığının düşürülmesiyle ilgili anayasa değişikliğine karşı olduğu için Hollande ‘la ters düşmüş ve görevinden ayrılmıştı. Bunun üzerine yerine Jean Jacques Urvoas atanmıştı.
Sağ eğilimli Le Figaro’nun görüşlerine başvurduğu siyaset bilimci Thomas Guénolé, bu kabine değişikliğinin, her ne kadar Hollande’ın 2017’de yeniden seçilmesi için bir sıçrama olarak öngörülüyorsa da, amacına ulaşamayacağını düşünüyor. Bunun nedeni değişikliğin siyasi çizgide bir değişikliği de beraberinde getirmiyor olması. Siyasi çizgi değişikliği için Hollande’ın yeni bir Başbakan ataması gerektiğini, bakanlıklar arası değişikliklerle bu konuda kamuoyunu ikna edemeyeceğini belirten Guénolé’ ye göre, EELV’ye açılım “Solda birlik” için yeterli bir girişim değil. Çünkü örneğin radikal Sol’dan Jean Luc Mélanchon, ekolojist Sol’dan Noël Mamère, Nicolas Hulot, Daniel Cohn-Bendit veya Cécile Duflot, sosyal demokratlardan Martine Aubry ve Bertrand Delanoë gibi ağır toplardan kabineye giren kimse yok.
Thomas Guénolé, François Hollande’ın bundan sonra ne yaparsa yapsın başarısız bir dönem geçirmiş olacağı kanaatinde. Başta bütçe açığı gibi ekonomik ve işsizlik gibi sosyal konular olmak üzere, dış politika ve terörle mücadelede son derece başarısız bir grafik çiziyor. Bu nedenle, Sosyalist Parti adayı olursa ikinci tura kalamayacağı görüşünde ki bu tahmin 2002’de olduğu gibi, Sağ ve aşırı Sağ adayların yarışacağı bir ikinci tur öngörüsünü beraberinde getiriyor.
Anımsanacağı gibi, 2002’de ikinci tura ılımlı Sağ’ın adayı Jacques Chirac ile aşırı Sağ’ın adayı Jean Marie Le Pen kalmıştı. Bu defa ılımlı Sağ’ın adayı belli değil ama aşırı Sağ’ı Marine Le Pen’in temsil edeceğine kuşku yok. Peki, Sol bu denklemi değiştirebilir mi?
Hollande bütün Sol’un katılması kaydıyla bir ön seçim düzenlemekten yana. Ama Jean-Luc Mélenchon daha şimdiden Sosyalist Parti’nin düzenleyeceği bir ön seçime katılmayacağını açıklamış bulunuyor. Bu durumda Sosyalist Parti’de 2011’de Hollande’ın kazandığına benzer bir ön seçim yapılmayacak. Guénolé, Hollande’ın ön seçim düzenlenmesini istememesini doğal karşılıyor, çünkü ona göre Cumhurbaşkanı’nın ön seçimi kaybetme olasılığı yüksek.
Fransa’da bugüne kadar ikinci kez adaylığını koyarak kazanmış iki isim var: François Mitterrand ve Jacques Chirac. Ama Guénolé ’ye göre François Hollande’ın bu iki ismin izinden gitme şansı, “imkânsız bir olasılığın gerçekleşme olasılığına bağlı. “ Ama bugünkü kabine değişikliği, Hollande’ın yine de bu şansın peşinden gittiğini gösteriyor.