Ana SayfaHaberlerGündem‘İdam’ mecliste karşılık bulur mu?

‘İdam’ mecliste karşılık bulur mu?

 

15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından, başta darbeden sorumlu tutulan Fethullah Gülen olmak üzere destekçilerine karşı, meydanlardan yükselen "idam" taleplerine "Önüme gelirse imzalarım" karşılığını veren Erdoğan, son olarak Kırıkkale'de eski eşi tarafından çocuğunun gözleri önünde katledilen Emine Bulut cinayetinin ardından bir kez daha idam cezasının getirilmesi gerektiğini ifade etti.

Rusya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere yaptığı açıklamalarda Erdoğan, 'insan hakları ve Avrupa Birliği' gerekçesiyle idam cezasına karşı çıkılmasını eleştirirken bir kez daha parlamentoyu işaret etti:

"Ben parlamento bu işi müzakere eder, tartışır, kararını verirse kesinlikle onaylarım. Vicdanımın sesine de bu noktada inanıyorum."

Erdoğan'ın bu çıkışının ardından gözler bir kez daha partisi AKP'ye ve parlamentodaki muhalefet partilerine çevrildi.

 

Zira Türkiye'nin 7 Mayıs 2004'teki anayasa değişikliği ile mevzuatından çıkardığı idam cezasının yeniden getirilmesi için anayasa değişikliği gerekiyor ve AKP'nin sandalye sayısı, ittifak ortağı MHP destek verse bile anayasa değişikliğine yetmiyor.

 

AKP'de 'kapsam genişler' endişesi

 

Erdoğan'ın daha önce de yaptığı "idamı getirin onaylarım" çağrılarına karşın, AKP grubu bu konuda bir anayasa değişikliği teklifi hazırlayıp, Meclis'te tartışmaya açmadı.

 

Erdoğan'ın son açıklamalarının ardından bu konuda bir çalışma başlayıp başlamayacağı da merak konusu.

 

AKP kaynakları, şu anda bu yönde bir hazırlıkları olmadığını belirtirken, Erdoğan'ın bu açıklamalarına karşın bir anayasa değişikliği yapılmasına parlamento aritmetiği de dikkate alınarak fazla ihtimal verilmiyor.

 

Parti kaynakları, Erdoğan'ın, bu tür infial yaratan olaylar karşısında, 'sorumlu makamdaki bir insan olarak sessiz kalamayacağı, bu konuda yapabilecekleri konusunda kamuoyuna mesaj verdiği, ancak nihai kararı parlamentoya bıraktığına' dikkat çekiyorlar.

 

BBC Türkçe'ye değerlendirmede bulunan AKP'li üst düzey yönetici idam cezasının dönüşü olmayan sonuçları olduğunu anımsatarak, bu konuda çok ince eleyip sık dokumak gerektiğine işaret etti.

 

"Toplumsal infiale göre, linç psikolojisine göre hukuki düzenleme yapılamaz" diyen parti yöneticisi, parlamentonun idam cezasını 550 üyeli parlamento tarafından 450 milletvekilinin oyuyla kaldırdığını" anımsatarak, geri getirilmesinin için de benzer 'ezici kabul'ün olması gerektiğini, şu anda parlamentoda böyle bir tablonun görünmediğini söyledi.

 

Sadece kadın cinayetleri, çocuk istismarı gibi belli suçlar için idam cezası getirilmesi yönündeki öneriler bulunsa da bazı AKP yöneticileri, "Belli suç için getirilecek idamın, nerelere kadar genişleyeceğini kestirmek güç" diyerek buna sıcak bakmıyor.

 

CHP'li Kaboğlu: Öç alma yaklaşımları sonuç vermez

 

Muhalefet partisi CHP'nin idam cezasının yeniden gündeme getirilmesine karşı tavrı biliniyor. Kadın ve çocuğa karşı işlenen suçlardaki hassasiyete karşın CHP, idamın geri getirilmesinin çözüm olmayacağını düşünüyor.

 

CHP İstanbul Milletvekili ve kendisi de anayasa hukuku İbrahim Kaboğlu'na, her ne kadar zaman zaman gündeme getirilse de, idam cezasının getirilmesinin, geriye getirilmesinin "neredeyse imkânsız" olduğunu belirtirken, getirilmesi halinde de önemli olumsuz sonuçları olacağına dikkat çekti.

 

İdam cezasının yeniden getirilmesi için Anayasa değişikliği yapılması gerektiğini ve bunun da kolay görünmediğini belirten Kaboğlu, böyle bir değişiklik yapılsa bile, Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası sözleşmeler dikkate alındığında sonuçlarının ağır olacağını söylüyor:

"Türkiye, idam cezasını, tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) mekanizması çerçevesinde anayasadan çıkardı. AİHS 6 ve 13. No'lu protokolleri onaylayarak çıkarttı. Bu nedenle sadece anayasa ile sınırlı bir konu değil, aynı zamanda AİHS sözleşmesi düzeyinde sonuçları olacak bir konu. Bu nedenle hukuken idam cezasının geri getirilmesi imkânsız olmasa da çok zor.

 

"Çünkü Türkiye'nin insan hakları alanındaki kazanımları, idam cezasının getirilmesini imkânsızlaştırıyor. Ama esasen, kadın- erkek eşitliği, yani cinsiyet eşitliği konusunda izlenmesi gereken politika, alınması gereken önlemler yerine öldüreni idam etmek şeklinde bir tür açık öç alma duygusuyla gündeme getirilen yaklaşımlar sonuç vermez.

 

"Kadın erkek eşitliği temelinde yapılması gereken politikalardan bizi uzaklaştırır. Üçüncü olumsuz tarafı ise idam cezasının getirilmesinin; Türkiye'nin iade beklentisinde olduğu birçok darbeci suça bulaşmış kişilerin de iadesini engeller. Çünkü hukukta şöyle bir kural var, daha ağır ceza, idam cezası öngörülmüşse, iade edecek devlet iadeden kaçınır. Burada böyle bir tehlikeyle de Türkiye karşı karşıya kalabilir."

 

İbrahim Kaboğlu, Emine Bulut cinayeti gibi toplumda yaralar açan olaylar karşısında, suç işlemeyi önleyecek radikal önlemler alınması gerektiğini belirterek, "Bunu yapmak yerine idam cezası gibi slogancı yaklaşımları gündeme getirmekten kaçınmak gerekiyor" görüşüne yer verdi.

 

İYİ Parti: Kadın ve çocuk suçlarından getirilebilir

 

İdam konusunda muhalefet partileri içinde en dikkat çekici tavır değişikliği ise İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'den geldi.

 

Geçmişte yaptığı açıklamalarda idamın çözüm olmadığını, Erdoğan'ın gündem değiştirmek için konuyu ortaya attığını dile getiren Akşener, Bulut'un ailesini ziyaretinin ardından, "Sayın Cumhurbaşkanı aynı zamanda AK Parti'nin genel başkanı. Partisine verecek talimatı, onlar hazırlayacak, ben de imzalayacağım" diyerek destek açıkladı.

 

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, partisi AKP parlamentoda çoğunluğu elinde bulundurmasına karşın, sürekli idam konusunu gündemde tuttuğuna dikkat çekti.

 

Türkan, "Genel başkanımız da böyle bir niyetiniz varsa, çoğunluğunuz var, getirin parlamentoya diyor. Tabii, düzenlemenin kapsamı, sınırı çok önemli. Gündeme gelmesinin nedeni kadın cinayetleri, çocuk istismarının ciddi anlamda artması. Onun için sınırları doğru çizmek lazım" dedi. Türkkan'a göre düzenlemenin ne niyetle yapılacağı da önemli:

"Şimdi AKP, bazı uygulamalarında yaptığı gibi idamı da muhalefetin üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi sallandırmak istiyorsa, o kabul edilemez. Ama mesela devlet mallarının peşkeş çekilmesi de bu düzenlemeye dahil olacak mı, onlar da olursa getirirler bakarız. Ama genel başkanımızın da dediği gibi, çocuk istismarı ve kadın cinayetlerine dönük hassasiyetlere dönük bir düzenleme yapılabilir."

 

MHP: Terör suçlarını kapsamalı

 

İdam cezasının "savaş ve çok yakın savaş hallerinde işlenmiş suçlar hariç" olmak üzere yasayla kaldırıldığı 2002'de, koalisyon hükümeti ortağı olmasına karşın, idam cezasının kaldırılmasına karşı olduğu bilinen MHP, bu nedenle Erdoğan'a doğrudan destek veren tek parti.

 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız, idam cezasının yeniden getirilmesinin özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra toplumun talebi olduğuna dikkat çekiyor.

 

İdam cezasının kaldırılmasıyla getirilen "ağırlaştırılmış müebbet" cezasının bazı suçlarla ilgili toplumsal vicdanı soğutmadığını belirten Yıldız, bunların başında terör suçlarının geldiğini ve parti olarak terör suçlarında idam cezasının getirilmesini talep ettiklerini belirtti.

 

İdam cezasının ağırlaştırılmış müebbet için cezası öngörülen tüm suçlar için getirilmesi gibi bir talepleri olmadığını ifade eden Yıldız, "Terör suçları, işte toplumda infial yaratan hunharca veya birden fazla insana dönük katliam yapanlar için düzenleme yapılabilir" dedi. İdam cezasıyla ilgili Uluslararası toplumdan gelecek tepkilere de dikkat çeken Yıldız, bu konuda Türkiye'nin çekineceği bir durum olmadığı görüşünde:

"İdamı getirirseniz AB'yi unutun diyecekler, zaten AB'yi unuttuk. Kaldı ki Türkiye'nin imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin koruduğu hakların başında 'hayat hakkı" gelir. Ülkeyi bölmek isteyen teröristlerin caydırıcı ceza alması lazım. O nedenle AK Parti Meclis'e getirirse biz gerekli katkıyı sağlarız.

 

"Bir de idam cezasıyla ilgili, adli hata yapılırsa, geriye dönüşü olmayan sonuçları olur' deniyor. Bu eleştiriyi yapanlar, en yakın örnek olarak Ergenekon ve Balyoz davalarını gösteriyorlar. Eğer idam cezası olsaydı, o dönemde cezaları onananlar idam edilirdi, yeniden yargılama yapılamazdı, geri dönüşü olmazdı deniyor. Bu haklı görünebilir. O nedenle biz yargılamayı, adli hatayı sıfıra indirecek şekilde yapmalıyız."

 

HDP: Şuursuzluk

 

CHP gibi idam cezasına karşı net tutumuyla bilinen diğer parti ise HDP. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Erdoğan'ın, ikide bir meydanlara çıkıp, "Ben idam istiyorum, Meclis'ten gelirse onaylarım" konuşması yapmasının demokrasi ve insan hakları açısından son derece sakıncalı olduğunu belirtti.

 

Oluçi "Bir cumhurbaşkanı toplumdaki böyle bir ruh halini kışkırtmak yerine tam tersine insan haklarına dayalı bir tutum takınmalıdır. Ama Erdoğan'dan böyle bir tutum beklemek de büyük bir hayal" dedi.

 

İnsan haklar ve ceza hukuku felsefesi açısından idamın caydırıcı bir ceza olmadığına işaret eden Oluç, Avrupa Konseyi üyesi olan Türkiye'nin tekrar idam cezasını getirmesinin AB ve demokratik dünya ile ilişkileri 'dinamitlemek' anlamına geleceğine vurgu yaptı.

 

Ancak önümüzdeki süreçte AKP-MHP ittifakının bu öneriyi gündeme getirmeyeceğinin garantisi olmadığını da ifade eden Oluç, "Biz böyle bir düzenleme Meclis'e geldiği zaman asla taviz vermeyiz. AKP-MHP ittifakı, demokrasi, evrensel hukuk ilkeleri, insan haklarına aykırı öneriler getirme potansiyeline sahip, müsait. O nedenle getirmezler diyemiyorum. Cumhurbaşkanı'nın bunu sürekli gündeme getirmesi de zaten tam bir şuursuzluk halidir. Bu şuursuzluğu TBMM'de de devam ettirmemelerini diliyorum" diye konuştu.

Kaynak:BBCTürkçe

- Advertisment -