Türk Tabipleri Birliği’nin de (TTB) aralarında olduğu bazı meslek örgütleri ve akademik çevreler normalleşme için henüz erken olduğunu söylüyor. BBC Türkçe’nin görüştüğü bazı Bilim Kurulu üyeleri ise bu görüşe katılmıyor.
Birçok sosyal ve kamusal alanda uygulanan tedbirler, sosyal mesafeyi korumak ve maske takmak gibi şartlarla kaldırıldı.
Fakat bazı uzmanlar, Türkiye için normalleşmenin henüz çok erken olduğunu ve gevşetilen tedbirler neticesinde salgının seyrinde artış yaşanabileceğini söylüyor.
Salgının en yoğun yaşandığı şehir olan İstanbul’da normalleşme süreci sonrası vaka sayılarında artış yaşanmasından endişe duyuluyor.
Normalleşme süreciyle ilgili kaygılarını ortaya koyan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilimsel Danışma Kurulu, İstanbul’da vatandaşların sosyal mesafe kuralına uymadıklarının gözlemlendiğini ifade ediyor. Kurul, özellikle son dönemde artan sosyalleşme ve kural ihlalleri sebebiyle şu ana kadar iyi giden durumun tersine dönebileceğini kaydediyor.
Normalleşme sürecine hızlı girildiği görüşünde olan kurul, “Fiziksel mesafeye uyulmuyor. İkinci dalga Ekim ayı gibi gelebilir. Şu an en zorlu süreç başladı” diyor.
Kurul evden çalışma sisteminin bir süre daha devam etmesi gerektiğini savunurken, İstanbul’da toplu ulaşımdaki yüzde 50 doluluk uygulamasının süreceğini ve bununla ilgili tüm tedbirlerin alınacağını kaydediyor.
BBC Türkçe’nin görüştüğü Bilim Kurulu üyeleri ise Türkiye’nin artık normalleşme sürecine girmesi gerektiğini düşünüyor.
‘Adı konulmamış bir toplumsal bağışıklık yoluna gidiliyor’
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Avrupa’da son 14 günde kümülatif vaka sayısında en fazla artış yaşanan beş ülke arasında Türkiye’nin de bulunduğunu açıkladı. WHO Avrupa Bölge Müdürlüğü Direktörü Dr. Hans Kluge bu ülkeleri Rusya, İngiltere, Türkiye, Belarus ve İtalya olarak sıraladı.
WHO’dan yapılan açıklamada, sosyal kısıtlamaların gevşetilmesi ve ekonomilerin tekrar canlandırılması ile ilgili olarak acele edilmemesi gerektiği belirtildi.
BBC Türkçe’ye konuşan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, Kluge’nin açıklamasını hatırlatarak, “Şu an vaka sayısındaki artışta Avrupa’da üçüncü sıradayız. Bu, alışveriş merkezlerinin erken açılmasıyla başlayan normalleşme sürecinin bir sonucudur” diyor.
Adıyaman’a göre bugün başlayan normalleşme adımları pek çok açıdan riskli.
65 yaş ve üzeri kişilerin evde tutulmaya devam edilerek ölümlerin azaltılmasının hedeflendiğini belirten Adıyaman, geri kalanların “sürü bağışıklığına itildiği” görüşünde:
“Strateji, ölümlerin az olmasına yönlendirilmiş durumda. Hastaların yüzde 80’i semptom göstermiyor. Bu kişileri bütün Türkiye’ye dolaşıma sokuyorlar ve virüsün kontrolsüz bir şekilde yayılmasını kabul etmiş oluyorlar. Sanki adı konulmamış bir toplumsal bağışıklık yoluna gidiliyor. Bu kabul edilebilir değil.”
Sinan Adıyaman WHO’ya göre geçiş süreci için “salgının kontrol altına alındığının kanıtlanması” gerektiğini hatırlatıyor ve Türkiye’de hala ortaya çıkan günlük vaka sayılarının bile salgının kontrol altına alınmamış olduğunu gösterdiğini savunuyor.
Adıyaman ayrıca normalleşme kararlarının halk sağlığı ve epidemiyolojik veriler gözetilerek değil, ekonomik sebeplerle alındığını düşünüyor:
“65 yaşın üzerine sokağa çıkma yasağı var ama eğer iş yeri sahibiyseniz, çıkabiliyorsunuz. Bu bile tek başına neyin sağlanmaya çalışıldığını ve önceliğin ne olduğunu ortaya koyuyor.”
Bilim Kurulu üyeleri: Normalleşme için erken değil
Hükümet yetkileri salgın süresince koronavirüs salgınıyla mücadele konusunda birçok idari ve toplumsal tedbirin Bilim Kurulu’nun tavsiyesiyle alındığını sıkça dile getirdi.
Ancak bu tedbir ve kararlarda Bilim Kurulu üyelerinin tam olarak ne kadar etkili olabildiği, özellikle halk sağlığını ilgilendiren kararlarda Bilim Kurulu’nun onaylamadığı hususlar olup olmadığı konusu belirsizliğini korudu.
Peki bugün başlayan normalleşme adımları Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri miydi?
BBC Türkçe’nin görüştüğü bazı Bilim Kurulu üyeleri, normalleşme için henüz erken olduğu değerlendirmelerine katılmadıklarını ve belli kurallara uymak kaidesiyle normalleşme sürecinin başlaması gerektiğini düşünüyor.
Bir Bilim Kurulu üyesi, “İdareciler ülkenin genel gidişatını da düşünmek zorunda. Biz Bilim Kurulu olarak bilimsel açıdan ne kadar destek verebiliriz, o kısma bakıyoruz. Normalleşmenin de bir şekilde olması gerektiğini biz de kabul ediyoruz açıkçası” diyor.
Kaynak: BBC Türkçe