Kariye Müzesi, Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek camiye çevrildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dün imzalanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi bugün (21 Ağustos) Resmi Gazete’de yayınlandı.
Kararname, Danıştay’ın geçen yıl 1945 tarihli Kariye Camisi’ni müzeye çeviren Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesine dayandırıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını taşıyan kararnamede şöyle deniyor:
“29 Ağustos 1945 tarihli ve 3/3054 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Fatih ilçesindeki Kariye Camisi‘nin müze ve müze deposu olarak kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilmesine ilişkin kısmi, Danıştay Onuncu Dairesinin 11 Kasım 2019 tarihli kararıyla iptal edildiğinden, Kariye Camisi yönetiminin 22 Haziran 1965 tarihli ve 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 35’inci maddesi gereğince Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına karar verilmiştir.”
Kararın arkasında yine emekli öğretmen İsmail Kandemir var
Kariye Müzesi’nin camiye dönüştürülmesiyle ilgili Danıştay’daki davayı, Ayasofya’yla ilgili 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptalini isteyen başkanlığını emekli öğretmen İsmail Kandemir’in yaptığı Sürekli Vakıflar, Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği açmıştı. 1945 yılında Kariye Camii’nin müzeleştirilmesini onaylayan Bakanlar Kurulu kararının altında döneminde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün imzası vardı.
Danıştay’ın geçtiğimiz ay Kasım ayında aldığı Kariye Müzesi kararına rağmen süreç Ayasofya’daki gibi hızlı ilerlemedi. Cumhurbaşkanı kararname için sekiz ay bekledi. Bu arada Kariye Müzesi ziyaretçilerini kabul etmeye devam etti.
Fetih’ten sonra Fatih camiye çevirmemişti
Kariye, adını “yerleşim yeri dışında” anlamına gelen Khora kelimesinden alan, Bizans döneminin İsa’ya adanmış önemli manastırlarından biriydi.
Tam yapılış tarihi ile ilgili altıncı ya da sekizinci yüzyıldan kalma olduğu düşünülen Khora Manastır Kilisesi, 14’üncü yüzyılda yeniden onarılarak bugünkü şeklini almıştı.
Yıllarca önemli dini merasimlerde saray kilisesi ve şapeli olarak kullanılan Kariye, Fatih’in İstanbul’u fethinin ardından camiye çevrilmemiş, 1511 yılında Fatih’in “sofu padişah” olarak bilinen oğlu II. Bayezid’in sadrazamı Atik Ali Paşa tarafından camiye dönüştürülmüştü.
1945’de İnönü’nün imzasıyla müze olmuştu
1930’lu yıllarda Ayasofya’daki mozaikleri ortaya çıkaran Amerikan Bizans Enstitüsü’nün duvarlarındaki mozaikleri ortaya çıkardığı Kariye Camii, 1945 yılında altında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün imzası olan bir Bakanlar Kurulu karıyla müzeye dönüştürülmüştü. 1948 ve 1958 yıllarında restore edilen bina müze olarak açılmıştı. Kariye’de 2013 yılında başlayan restorasyon çalışmaları ise devam etmekteydi.
İyi korunmuş mozaik ve freskleriyle dünya çapında tanınan Kariye Müzesi, İstanbul’u ziyaret eden turistlerin de uğrak noktalarından biriydi. Kariye Müzesi’nin yanı başındaki çay bahçesi ise İstanbul’da muhafazakar kesimin buluşma yerlerinden biriydi.
Kültür Bakanlığı mozaik ve freskolarını övüyordu
Kariye Müzesi cami olurken, geriye müzeyle ilgili Kültür Bakanlığı’nın hazırladığı site ve tanıtım broşürleri kaldı.
Bakanlığın hazırlandığı tanıtım kitapçığının kapağında “ Mozaik ve fresko sanatının en güzel örneklerini bir arada görebileceğiniz İstanbul’daki tek müze” cümlesi dikkat çekiyor.
Kültür Bakanlığı’nın resmi sitesinde Kariye Müzesi şöyle tanıtılıyor:
“Kariye Müzesi iyi korunmuş mozaik ve freskleriyle dünya çapında tanınıyor. Doğu Roma resim sanatının son döneminin önemli ve güzel örneklerini sunuyor. Mozaiklerdeki derinlik fikri ve figürlerdeki hareketli üslup; Orta Çağ’da Rönesans Dönemi’ni haber veren üstün bir sanatsal değer taşıyor… Müze 14. yüzyılda yapılan hayranlık uyandırıcı fresk ve mozaiklerini Logothetes (hazine sorumlusu) Theodoros Metokhites’e borçlu. Dış nartekste (Doğu Roma bazilika ve kiliselerinde genellikle batı giriş bölümü) Hz. İsa’nın hayatı, iç nartekste ise Hz. Meryem’in hayatını anlatan mozaikler bulunuyor. Canlı bir anlatıma sahip olan freskler de Hıristiyan teolojisinden önemli sahneleri betimliyor. Kariye’nin renkli ve kaliteli zemin ve duvar yüzeylerindeki mermer süslemeleri de ilgiyi hak ediyor.”