Ekim 2017’de gözaltına alınıp tutuklandığından beri özgürlüğüne kavuşamayan Osman Kavala hakkında 8 Ekim’de yayımlanan iddianameye ilişkin bugün online bir basın toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, avukatları Tolga Aytöre ve Köksal Bayraktar, gazetecilerden gelen soruları cevaplandırdı.
“Merhamet talebiyle değil, adalet talebiyle…”
Buğra, konuşmasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki milletvekillerine çağrıda bulundu:
“Merhamet talebiyle değil adalet talebiyle, mülkün temeli olan adalet talebiyle, Adalet ve Kalkınma Partisi başta olmak üzere, meclisteki bütün partilere mensup milletvekillerine seslenmek istiyorum. Ama aynı zamanda, halkın yararına siyaset yapmak isteyenler için çok önemli olduğunu düşündüğüm empati duygularına da seslenmek istiyorum. Benim ve eşimin oğlunu artık göremeyeceğini düşünen annesinin durumunun, milletvekillerini ve siyasetle uğraşan herkesi, özellikle de hangi partiden olursa olsun bütün kadın siyasetçileri ilgilendirmesi gerektiğini zannediyorum.”
Türkiye’de yargının işleyişiyle ilgili problemlerin uzun zamandır tartışıldığının farkında olduğunu söyleyen Buğra, “Ama eşimin başına gelenler, onun kendisine uygun bir suç aranırken üç yıl boyunca tutuklu olarak cezaevinde kalması, Türkiye’de ve Türkiye dışında pek çok insanın dikkatini çeken özel bir durum oluşturmuş durumda. Bu özel durum karşısında, maalesef, artık bağımsız bir yargı sürecinin normal işleyişiyle karşı karşıya olduğumuza inanmam çok zor” diye konuştu.
“Düpedüz işkenceye maruz kaldığımızı düşünüyorum”
“Adalet mülkün temelidir” sözünün sık sık aklına geldiğini söyleyen Prof. Dr. Ayşe Buğra, “Eşimin, benim ve eşimin 94 yaşındaki annesinin düpedüz işkenceye maruz kaldığımızı düşünüyorum” dedi.
Hazırlanan iddianamenin CMK’ya aykırı olduğu söyleyen Av. Tolga Aytöre, “Yaşananları açıklamanın hukuken çok fazla bir yolunu bulamıyoruz. Bu yargılamalar Osman Kavala’yı tutuklu kılmak için hukuka karşı verilen mücadele” diye konuştu.