Seçimi yeniden Ekrem İmamoğlu'nun kazanacağına inandığını belirten Akşener, "Tayyip bey çalışkan insandır o çalışacak, o kendini gövdesiyle koyacak, ama buna gerek var mıydı sorusu temel sorudur. 28 Şubat'ta yaşadıklarının aynısını birebir Ekrem İmamoğlu'na yaşatıyor, çok ilginç" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, BBC Türkçe'nin de aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin, 23 Haziran'da yenilenecek olan İstanbul seçimlerine ilişkin sorularını yanıtladı.
İstanbul'un tüm ilçelerinde, 2017'deki anayasa referandumu dahil, son 3 seçime ilişkin katılım oranlarını çıkarttıklarını belirten Akşener, AKP seçmeninin yanısıra, Beşiktaş gibi CHP oylarının yüksek olduğu yerlerde de sandığa gitme oranlarında düşüş olduğuna dikkat çekti.
Akşener, "Erdoğan anladığım kadarıyla kendi sandığa gitmeyen seçmenini götürmeye çalışaşacak. CHP, hepimiz, o seçmeni sandığa getirmeye çalışacağız" dedi.
'Bahçeli çözüm sürecini raftan indirdi'
İYİ Parti seçmeninde, sandığa gitme konusunda büyük fire olmadığını belirten Akşener, ancak MHP seçmeninin ne yapacağının önemli olduğuna dikkat çekti.
Yenilenen seçimlerde kendileri açısından avantaj ve dezavantajları olarak neleri gördüğünün sorulması üzerine de Akşener, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Benim sahadaki gözlemim, MHP'nin İstanbul'daki 8.1 oyu var. Bunun 4 puanı (31 Mart'ta) Ekrem İmamoğlu'na gitmiş. Şimdi bu seçmen nasıl tavır gösterecek? Mesela Sayın Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'la ilgili yaptığı açıklama, o seçmeni ciddi etkiler. Kendilerini ülkücü ve MHP'li olarak tanımlayan insanların genelde bir itiraz kültürü vardır. Onu nasıl o seçmen taşıyacak, nasıl yapacak? Şöyle bir şey oluşuyor, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Tayyip Bey meydan meydan, Sayın Bahçeli'nin HDP için oy istediğini anlatmıştı. O zaman hep beraber avaz avaz bağırdık, öyle şey olur mu diye. Bahçeli önce partili başkanlık sistemini raftan indirdi, şimdi avukatlarının Öcalan'la görüşmesinin sakıncası olmadığına dair beyanat vererek, çözüm süreci, açılım sürecini raftan indirdi. Bütün bunlara baktığınız zaman, o 4 puanın üzerine ne konacak, nasıl tutum alacak? Ben Ekrem Bey'e gideceğini düşünüyorum.
"Bir de şu anlatılamaz, 4 oy kullanıyorsunuz, 1'i şaibeli. Hepsini iptal etseler anladım, tümünü iptal etseler kendi içinde bir mantık olurdu hiç değilse. AK Parti, MHP, CHP, İYİ parti seçmeni de pazara, markete gidiyor. Hayatın içinde. Bu kör gözüme parmak sokmak sokmak üzere bir iş oldu. Ben AK Parti seçmeninin de vicdanında taşıyamayacağını düşünüyorum bu işi. Seçmene hakaret çünkü."
Akşener, seçim stratejilerinin ne olacağına ilişkin soru üzerine de, 31 Mart'taki gibi İmamoğlu'nu güçlü bir şekilde destekleyeceklerini ve kendisinin de daha yoğunlaştırılmış bir seçim çalışması yürüteceğini vurguladı. Stratejiyi esas olarak İmamoğlu'nun planlayacağını ve kendilerinin de ona destek vereceğini belirten Meral Akşener, "Ama onun ötesinde, demokratik vicdanla, milli iradenin gaspı, milli irade hırsızlığı arasında yapılan bir seçim olacak" görüşünü dile getirdi.
'Mitili atmasında sorun yok, istiharat…'
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, yenilenecek seçim için "İstanbul'a mitili atacağız" sözlerinin anımsatılması üzerine Akşener, Bahçeli'nin tavır, davranışlarıyla birebir karşı karşıya kalmış, bu konuda "derin tecrübesi" olan bir kişi olduğunu belirtti:
"O açıdan sorun yok. Ama ilginç yani, İstanbul'a mitil… Mitil atmak, yani istirahat… İyi bir şey. Yani ben öyle sayın Bahçeli'nin hiç çalışkanlığına şahit olmadım, 15 yıl politika yaptık. Dolayısıyla umarım fayda sağlar. Neyse ben sıramı savdım, evimin önü basıldığı için, sayın Kılıçdaroğlu'na da saldırıldı, o da sırasını savdı, bakalım sıra kimde? En güzeli bu…"
'Elele tutuşup Kürtlere hakaret ettiler'
Abdullah Öcalan'a 8 yıl sonra avukat görüş izin verilmesinin İstanbul'daki Kürt seçmeninin tutumunu etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin bir soru üzerine de Meral Akşener, "Tabii oraya oynanıyor da, bütün bir seçimi, 31 Mart'ı, HDP üzerinden, PKK üzerinden üzerinden Kürtlere hakaret ederek götürdüler. AK Parti, Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli elele tutuştular, Kürtlere hakaret ederek seçim yaptılar" görüşünü dile getirdi.
Türkiye'de İslami kesimin, geçmişte Milli Selamet Partisi, sonrasında Refah Partisi olmak üzere hiçbir zaman etnik aidiyet üzerinden seçim kampanyası yürütmediğini ifade eden Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama bu seçimlerde nelere şahit olduk. Hayatı boyunca HDP'ye oy vermemiş, dindar Kürtleri kaybetti AK Parti. Bunları geri döndürebilecek mi? HDP seçmenini kastetmiyorum. HDP seçmeni de diyelim ki, Öcalan ile hükümet uzlaştı, Devlet Bey de cevaz verdi ki öyle görünüyor. Öcalan, İstanbul'daki etnik aidiyet üzerinden oy kullanan HDP seçmeni üzerinde ne kadar etkili? HDP yöneticileri ne kadar etkili? Ben 29 arkadaşımın PKK'lı diye vatandaşlık numaralarına kadar PKK'lı ilan edildiğine şahit oldum genel başkan olarak. Ortak özellikleri Kürt olmaları. Pervari'de aday gösterdiğimiz şahıs, Süleyman Soylu'nun Demokrat Parti Genel Başkanlığı döneminde aday olup seçimi kazanan kardeşimizdi. O kadar acımasız şekilde o arkadaşımızı bile PKK'lı yaptılar.
"Bu seçim sadece milli irade gaspı değil, siyasi gelenekler üzerinden kolay oy alınan sahtekar bir sistem var. Ona da ders verileceğini düşünüyorum. Türkiye'de genel bir sahtekarlık var bu, tepelerde rüzgar yapanlarda, o sahtekarlığa da cevap verecek bu seçim."
CHP yöneticileri, İmamoğlu için kullanılan "Her şey güzel olacak" sloganına sık sık "Her şey çok da zor olacak" diyerek, partili ve seçmenleri rehavete karşı uyarıyor.
Bunun anımsatılması üzerine de Akşener, Erdoğan'la ilgili dile getirilen "Kazanacak olmasa, seçimi iptal ettirmezdi. gibi bazı ön kabullere kendisinin katılmadığını ifade etti. Erdoğan'ın her davranışına çok fazla önem atfedildiğini belirten Akşener, "Temel mesele, İstanbul'un rantından vazgeçemedi ve kendini koydu tartıya…" dedi.
'Partili cumhurbaşkanlığı, Erdoğan'a tuzak'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimi kazansa vatandaşın dürüstlükle kazandığına inanmayacağını, kaybettiğinde de kendisinin çok zor durumda kalacağını belirten Akşener, Erdoğan'ın "çok derin, büyük stratejileri olduğu" kanısında olmadığını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Esas mesele ekonomiyle ilgili damadında ısrar etmesi. Esas mesele, bu partili cumhurbaşkanlığının kendisine kurulmuş bir tuzak olduğunu anlayamamış olması. Yani ferah ferah Türkiye'yi yönetebilecek bir pozisyondayken, partili cumhrubaşkanlığı… Yani yıllarca anlattılar anlattılar, ağlandı, bağırıldı edildi, daha da geriye gidildi, bu nasıl izah edilecek. Şimdi kimse kalkıp da millet ittifakı paydaşlarına döndürüp de siz, bize de CHP'den sektirilmeyeye çalışılan, 'camileri ahır yaptınız', o propagandayı yapamayacak. Kimse aptal değil. Vatandaşın aptal yerine konulduğu süreç bu.
Tayyip Bey çalışkan insandır o çalışacak, o kendini gövdesiyle koyacak, ama buna gerek var mıydı sorusu temel sorudur. Milli irade, milli irade, yani 28 Şubat'ta kendi yaşadıklarını birebir Ekrem İmamoğlu'na yaşatıyor şu anda çok ilginç. Ben umutluyum, İmamoğlu, seçimi kazanır."