Twitter, Narendra Modi hükümetinin, Enformasyon Teknolojisi Yasası gereğince kaldırılmasını istediği 20’den fazla eleştirel tweeti sansürledi. Örneğin bir Alman gazetecinin, hastane bahçesinde oksijen tankına bağlı maskesiyle yerde oturan bir hastanın fotoğrafını, “Modi rejimi yönetimindeki Hindistan gerçeği. Modi Hindistan’ı çaresiz bıraktı. Modi istifa” diyerek paylaştığı tweet karartılarak, Hindistan’da görülmesi engellendi.
Twitter, Alman gazeteciye tweetinin Hindistan’da sansürlendiğini bildirdiği mesajında, Twitter’ın kullanıcılarının sesine saygı duymaya ve savunmaya güçlü bir şekilde inandığını yazmayı da ihmal etmedi.
Twitter, Alman gazetecinin hastanede boş yatak olmadığı için bahçesinde çaresizce oturan hastanın fotoğrafını paylaşıp, Modi’yi istifaya çağırdığı tweeti, Modi’nin talebi üzerine Hindistan’da sansürledi.
Twitter tarafından yapılan açıklamada, “Geçerli bir yasal talep aldığımızda, bunu hem Twitter kuralları hem de yerel yasalar uyarınca inceleriz. İçerik Twitter’ın kurallarını ihlal ediyorsa, içerik kaldırılacaktır. Belirli bir yasaya göre yasadışı olduğu, ancak Twitter kurallarını ihlal etmediği tespit edilirse, içeriğe erişimi yalnızca Hindistan’da engelleyebiliriz” denildi.
Hindistan’da görülmesi engellenen tweetlerde, muhalefet partisi Kongre’nin üyeleri, gazeteciler ve entelektüellerin Modi’nin vakalar hızla artarken kalabalık seçim mitingleri yapmaya devam etmesini eleştiriliyordu.
Muhalefetteki Kongre Partisi ve bağımsız basın, Modi hükümetinin açıkladığı ölüm sayıları ile hastaneler ve cesetlerin yakıldığı krematoryumlardan verilen rakamlar arasındaki uçuruma dikkat çekerek, hükümeti rakamları manipüle etmekle suçladı. Kongre Partisi, hastanelerde yatak bulamayan hastaların hastane önlerinde yaşadığı trajedinin görülmesini engellemek için bir hastanenin etrafına metal duvar çekildiğini gösteren bir video paylaşarak hükümeti gerçekleri karartmakla suçladı.
Covid kapma riskine rağmen ölmekte olan kocasına kendi nefesiyle oksijen vermeye çalışan bir kadın.
Bir hasta, hastanede yatak boşalmasını beklerken, ambulansta oksijen tedavisi görüyor.
Ambulans yerine küçük bir motorla gelen hastalara oksijen tedavisi uygulanıyor.
Hükümetin hazırlık yapmak için bir yıl zamanı olduğu halde, hastane bahçelerinde oksijen yokluğu nedeniyle sudan çıkmış balık gibi nefes almaya çalışırken ölen hastaların görüntülerinin yayınlamasına karşılık, hükümetten gelen tepki, “Oksijen sıkıntısının sorumlusu pandemiden nemalanmak isteyen stokçu oksijen mafyasıdır. Bu yalanları yayanlar hakkında cezai işlem yapılacaktır” demek oldu.
Felaketin boyutları distopik savaş boyutlarına vardığı için sansür çabalarına rağmen Hindistan dünyanın gündemine oturdu. New York Times, manşetinde mahşer yerini andıran krematoryum fotoğrafını kullandı. New York Times muhabiri Yeni Delhi’den izlenimlerini şöyle paylaştı:
“Krematoryumlar o kadar ceset dolu ki, sanki bir savaş olmuş gibi. Mazgallardaki ateşler günün her saati yanıyor. Pek çok yerde bir seferde düzinelerce cenaze töreni düzenleniyor ve geceleri Yeni Delhi’nin belirli bölgelerinde gökyüzü parlıyor.
Hastalık ve ölüm her yerde.
Mahallemdeki düzinelerce evde hasta insanlar var.
Meslektaşlarımdan biri hasta.
Oğlumun öğretmenlerinden biri hasta.
Komşu iki kapı aşağıda, sağımızda: hasta.
Soldaki iki kapı: hasta.”
New York Times, ölülerin yakılmak için sokaklarda bekletildiği Hindistan’da gece gündüz çalışan krematoryumlardan birinin fotoğrafını kullandığı manşet haberine, “Korona Hindistan’ı mahvediyor. Gerçek rakamlar karartılıyor” başlığını attı.
Cesetler, krematoryum önlerinde açıkta sırada bekletiliyor.
Krematoryumlar gece gündüz çalıştıkları halde talebe yetişemedikleri için boş alanlar, geçici krematoryum vazifesi görüyor.
Pandeminin ilk dalgasını çok fazla kayıp vermeden atlattığı için zafer ilan eden ve gerekli hazırlıkları yapma gereği görmeyen hükümetin, sıradan insanları ölüme terk ettiği ülkede doktorlar, Twitter paylaşımlarında profesör, subay ve gazeteci gibi elit meslek gruplarının üyelerinin kendilerini tekrar tekrar arayarak aile üyeleri için yatak talebinde bulunduklarını; ancak ellerinden geleni yaptıkları halde ayrıcalıklı insanlar bile bu çaresiz durumda iken, yoksulların yaşadığı felaketi tarif bile edemediklerini söylüyorlar.
Hakikat en aşırı görüntüleriyle her yerde kendini gösterdiği halde, Hindistan sosyal medyasında, aşırı kutuplaşmış bir ülkenin iki cenahında yer alanlar arasında çetin bir “post-truth” mücadelesi yaşanıyor.
Bir muhalif, “60’lı yılların çocuğu olarak hayatımda her türlü krizi gördüm. Üç savaş, kıtlık, doğal felaketler… Bu, 1947’deki bölünmeden sonraki en büyük krizimiz. Hindistan hiçbir zaman böyle icraatta varlık gösteremeyen bir hükümete tanık olmadı. Aranacak kontrol odası yok, ulaşılabilecek kimse yok. Bu bir yönetim iflası” diye yazınca Modi yandaşları, “Tam anlamıyla saçmalıyorsun. Yarım litre benzin ve 1 kilo şeker için 4-5 saat kuyruklarda beklenen 73-74 kıtlığını hatırlıyorum ve o zamanlar pandemi yoktu. Hafızanız tozlaşmış” diye cevap veriyorlar. İnanılması güç ama, muhalefet sağlık sisteminin çöküşünü anlatan paylaşımlar yaparken, Modi’nin yaptığı çift şeritli otoyol projelerinin fotoğrafını paylaşıp, “Yol yaptı” diyen Modi yandaşları var.
Bu satırları yazarken bile kalabalık dini törenlerin yapılmasına izin veren hükümetin sorumluluğu dağ gibi ortada dururken, felaket karşısında ilk refleksi sosyal medyada Modi yerine aşı formülünü paylaşmayan kapitalizme yüklemek olan Batılı anti-kapitalist aktivistler ise başlı başına ayrı bir yazının konusu olabilir.
Bu yazının popülizm ve kutuplaşmanın neden olduğu yönetim iflası ve bunun eninde sonunda halkı nasıl bir sefalet içine sürüklediğini göstermek için küçük de olsa bir ışık yakmasını isterim.
İzmit depremi olduktan 7 saat sonra olay yerine gidip 15 gün boyunca her gün sabahtan gece hava kararana kadar enkaz kaldırma çalışmalarını izlemiş bir gazeteci olarak, hayatımda 1999’dan bu yana hiçbir haberi araştırırken bu kadar sarsılmamıştım. Buna Hindistan örneğinde gördüğüm yönetim iflası ile Türkiye’de geçmişten günümüze zincirleme devam eden yaşadıklarımız arasındaki benzerlikler neden oldu.
Narendra Modi, Hindistan’da 2014 yılından bu yana iktidarda. Siyasi hayatını Hindu milletinin üstünlüğü davasına adayan bu popülist lider, iktidarı sırasında halkının tarifsiz acılar içinde kıvrandığına tanık oluyor. Uluslararası kurumların tahminleri Hindistan’da ölü sayısının Ağustos’ta 1 milyonu bulabileceğini gösteriyor. Bu tablo karşısında dava adamının reaksiyonu ise inkar, kibir ve sansürden ibaret.