Sedat Peker, YouTube’da “Zaferin Büyüklüğü Mücadelenin Zorluğuyla Ölçülür” başlıklı 6’ncı videosunda yeni iddialarda bulundu. Peker’in masasında bu kez Yılmaz Özdil’in “Son Cüret” kitabıyla 6 adet zarf ve üzerinde Teşkilat-ı Mahsusa’nın ambleminin bulunduğu yüzük vardı.
İlk kırılma noktası Michael Rubin’in yazısı
Sedat Peker, devlet içindeki yapıların çatışmasında ilk fitili Michael Rubin’in kaleme aldığı bir yazının tutuşturduğunu söyledi.
Peker, yazıda “Sedat Peker etki alanını bu şekilde genişletmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrasında oraya simge olarak birinin seçilmesini sağlar, arka perdeden de ülkeyi o yönetir” dendiğini, bu yazının tuzak olduğunu düşündüğünü söyledi. Peker, “Dedim ki bu tuzak. Bize tuzak kurdular. Tayyip Erdoğan sonrasına kimin planları varsa bizi mahvedecekler dedim” şeklinde konuştu.
“Mehmet Ağar beni aradı, Elazığ mitingini iptal et dedi”
Sedat Peker, ikinci kırılma noktasının ise şehit ailelerinin davetiyle Elazığ’da yapmayı planladığı mitingin valilik tarafından iptal edilmesi olduğunu ifade etti. Peker, Mehmet Ağar ile arasındaki diyaloğu ve Elazığ’da yaşanan süreci şöyle aktardı:
“Bana dedi ki ‘orada CHP’nin de aynı gün mitingi var. Bilgi geldi devletten karışıklık çıkacak.’ Dedim ki ‘abi bizim yetiştiğimiz kültürde şehit aileleri devlet başkanından bile önce gelir, benim buraya gitmem lazım.’ Sonra ‘kalabalık, tekrar görüşelim ben seni arayayım’ dedim. Sonra bir daha aradı kendisi. Dedim ‘abi ben orada en az 30 bin arkadaşın geldi, bir miting yaparım hem de çok güzel olur.’ Dedi ki ‘seni seviyorlar bizim oranın gençleri seni çok seviyor daha önce birçok ilde yaptın yine olur ama provokasyon çıkacak, çatışma saldırı’. Dedim ‘abi devletin polisi var.’ Sonra telefonu kapattık ama konu netleşmedi. Bir baktım Elazığ gazetelerinde ‘Sedat Peker Elazığ mitingini iptal etti’ diye haber çıkmış. Ben de dedim ki açıklama yapın, arkadaşlarım hazır olun Elazığ’a gidiyoruz oradaki kardeşlerimizle buluşacağız. Sonra yine hükümetin içinde bakanlık yapan bir beyefendi o zaman özel kalem müdürü kendisi benim bir yakınımla görüştü, oraya gitmesin karışıklık olacak diyor. O arkadaş da bana söyledi. Dedim ki şehit aileleri çağırdı, Ahmet, Mehmet çağırsa iptal edeyim ama olmaz. Sonra valilikten karar çıkardılar. Güvenlik nedeniyle iptal edildi diye. İkinci kırılma noktası bu oldu.”
‘Cumhurbaşkanı’nın yanına giden iş adamlarına hırsız muamelesi yapıyorlar’
“Bizim basında tanıdığımız çok şanlı büyük iş adamları sayın cumhurbaşkanımızın yanına gidince güvenlik tedbirleri amacıyla 3 tane aramadan geçiyorlar. Oradaki görevli kardeşlerim anlattı. Poliste hırsızlara yapılan muamele vardır. Saatini çıkar, şununu bununu çıkar diye. Bunlara saatini çıkar, onu çıkar bunu çıkar diyorlar. Hırsız muamelesi yapıyorlar. Gerçi bunlar da hırsız. Bir yer kapayım diye… Ve öyle gurursuzlar ki. Bir tek Turgay Cineri var o ‘ne oluyor, bu nedir’ demiş. Şimdi bunlar dik duranlarımız.”
‘Ben bunlara Yalı Çetesi diyorum’
“Değilsiniz, adam değilsiniz. Ben bunlara yalı çetesi diyorum. Boğazdaki yalılardan ziyade. Onlar para için her şeyini onurunu gururunu satan terk edenler. Ulan o kadar paranız var hırsız muamelesi yapılıyor size yine gidiyorsunuz. Tayyip Beyin bunlardan haberi yoktur. Biri çıkar der ki ‘sayın cumhurbaşkanım böyle böyle yapıyor bize böyle olur mu?’ İhale alacaklar 300 milyon dolar, 500 milyon dolar, 1 milyar dolar… Saati çıkar şunu çıkar en son belki içerde donunu indir…”
‘Hürriyet gazetesini ben bastırttım’
2015 yılında Hürriyet gazetesinin internet sitesindeki bir haberin bahane edilerek, gazeteye gerçekleştirilen baskını kendisinin gerçekleştirdiğini söyleyen Sedat Peker bu olayı şöyle anlattı:
“Şimdi bu gazetecilere dedirtiyorlar ya ‘organize suç örgütünün dediğinden bir şey mi olur.‘ Tamam kendi yaptıklarımı anlatacağım. İspatları ile delilleri ile. Pamuk örenin ekibi dinliyor musunuz? (Demirören medya grubunu kast ediyor), sizin gazetenizi ben bastırttım. Evet. Basılmadan önce gelen milletvekilinin telefon sinyallerine de bakabilirsiniz. ‘Bizim gençlik kollarından birtakım arkadaşlar gidecek ama onlar profesyonel değil’ eee… ‘Tamam’ dedim. Ben gönderdim. Lan ne oldu maaşı kadar namusu olanlar, ne oldu. Savcılar; ağır delil, ikrar, ben yaptım. Aydın Doğan yaşlı adam. Ben ölürüm çocuklarıma dert kalmasın. Senin oturduğun koltukta benim emeğim var. Namussuzsunuz ulan. Demirören, seni adım adım takip edeceğim. Azerbaycan her şey.”
“Tayyip Erdoğan çevresini saranları budayacak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarındaki ilişkiye değinen Sedat Peker, “Biz 23 senedir abi diyoruz Tayyip abiye. Ben cezaevinde yatarken ziyarete gittim. Yanımda Trabzon’un ikinci başkanı milletvekilini getirdim destek olmak için gittim. Oraya gittiğim için Yılmaz ailesinin hedefine oturdum, bütün düzenim bozuldu cezaevine yolladılar. Ben Tayyip abiye o yıllarda da sevgi saygı besleyen ta o yaşlarda tanıyıp bu günlere gelen bir insanım. Ve doğru söylüyor. Yemin ediyorum doğru söylüyor. (Erdoğan’ın ‘Suç çeteleri de zehirli bir yılan gibidir; onlarla aynı çuvala girerseniz daha sonra başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz’ sözlerini kastediyor). Bir gün Tayyip abi görecek, uluslararası ölçekte suç örgütleri var ahtapot gibi Türkiye’yi çevre ülkeleri sarmışlar. Görecek ben buna tüm kalbimle inanıyorum. Çevresini saranları budayacağına inanıyorum.”
“Soylu, İbrahim Kalın’ı takip ettiriyor”
“İbrahim Kalın tweet paylaşıyor, sana destek oluyor (Süleyman Soylu’ya sesleniyor), devletin namusu var diyor. Devlet adamı dedim ya ben ona kötü laf demem. (…) Bu İbrahim Kalın’ı takip ettiriyor, biliyor musunuz? Hadi gülelim. Bombalarından biri de bu olsun. Senin haberin yok sana kıyağım olsun. (…) Özel kalem müdürü Hasan Beyi de takip ettiriyor. Ulan sen nasıl bir adamsın arkadaş ya. Sen AK Parti’dekileri kandırabilirsin, öbürlerini herkesi. Beni kandıramazsın. Yemem. Her türlü kandırılmaya karşı anladın, tedbirlerim hazır.”
“Süleyman Soylu’nun oğlu, uyuşturucu operasyonundan önce Nevzat Kaya’ya ‘5 milyon dolar verirsen seni dosyadan çıkartırız’ dedi”
“Şimdi bu 613 kişiye dinleme kararı almış, bu arkadaşlar bir organizasyon. (…) Dünyanın en büyük uyuşturucu operasyonu diye bir operasyon yaptın ya 1.5 sene falan önce, gazetelerde herkesi inandırdınız lüks arabalarını falan gösterip. Dünyanın en büyük uyuşturucu operasyonunda yarım kilo uyuşturucu olmaz mı. Nerede bu uyuşturucu. Allah aşkına dinleyin sayın savcılar delilleriyle anlatacağım. O operasyonda Nevzat Kaya diye şahıs var. Yeniköy Motors’un sahibi, operasyondan 10 gün öncesine kadar kendi bindiği arabada Süleyman Soylu’nun oğlunun ihtisaslı plakası var. Yani Emniyet’ten, oradan buradan geçer.
“Operasyondan 10 gün önce gidiyor büyük bir operasyon olacak diyor”
“Yani İçişleri Bakanı’nın ailesine ait görünüyor plaka. Operasyondan 10 gün önce gidiyor, Engin oğlum böyle böyle büyük bir operasyon olacak, bu ihtisası iptal etmemiz lazım. Tamam. Tarihine bakın operasyondan kaç gün önce? O Yeniköy Motors’un sahibi Nevzat Kaya’nın kullandığı araç plakasının ihtisası iptal edildi. 10 gün önce. İki; telefon irtibatları Engin’le ne zaman kesildi? 10 gün önce. Engin buna diyor ki, 5 milyon dolar verirsen seni bu dosyanın içinden çıkarabiliriz. O da diyor kardeşim ben onlara iki araba sattım niye para vereyim diyor. Anlamıyor. Tamam diyor. Operasyon oluyor bunu da alıyorlar. Bu cezaevinde, sonra karısı Engin’i arıyor. Ailece görüşüyorlar. Tabii bunlar dostlarına yapar en güzel özellikleri o. Biz onu çok severiz!
“Savcılar delil istiyor… Ya gidin son iki ayda oraya hangi iş adamları gelmiş bir bakın. Bu adam ne iş yapıyor orada? Geleni gideni kesiyorlar. İnsanların FETÖ ile olan mücadeleye inancını yok ettiniz. Bana Sedat Peker terör örgütü diye açın. Cezadan korkan senin gibi olsun. Allah yemin olsun yanlış adam yanlış zaman yanlış seçim göreceksin. Süslü Sülü vallahi seni de tutuklayacaklar.
“Ya, sabıkası olan Erdal Aras’ı 14 farkla genel başkan seçildikten sonra MKYK’ya sen üye yapmadın mı? Sabıkası var nasıl yaptın? Telefonları sinyalleri var. Şimdi kimse yazı yazmadı ama bu savcılar gelir bir gün yazarlar. Vallahi tutuklanacaksın. Ve 10 tane en az ağırlaştırılmış müebbet alacaksın.”
“FETÖ’yü siz bu hale getirdiniz”
“FETÖ’yü siz bu hale getirdiniz. FETÖ’nün çocuğu gibi dolanıyordun peşinde. “Bilmiyor mu insanlar bunu. Herkes biliyor. Hep bu zenginler mi FETÖ’cü oluyor. Senin ilgi alanına zenginler giriyor gariplerle ilgilenmezsin. Hey gidi Sülü hey, neler yapmayacağız.
“Şimdi bu 613 kişiye dinleme kararı almış bu arkadaşlar, bir organizasyon. Ancak hem kendisi hem yardımcısı söylediğim şeylerle ilgili danışmanı hep FETÖ kelimesi geçiriyor. Bak yapmayın. Samimi söylüyorum. Devlet aklı ve devlet namusu devletin sahip olduğu iki şeydir. Devletin namusunu yaraladınız ama devletin aklını yaralarsanız mahvoluruz.”