Soylu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Yıl 2005. Ben Başbakan Yardımcısıyım. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu. Başbakan Davutoğlu. 7 Haziran seçimleri öncesi MYK toplantısında ‘Biz HDP ile anayasa yapabiliriz’ diye bir cümle çıktı ağzından. Hepimiz baktık. Seçim geçtikten sonra AK Parti çoğunluğu elde edemedi, tek başına iktidar kurabilme kabiliyeti oluşmadı. Ya CHP ile ya diğer siyasal partilerle bir araya gelecek. Bugünkü gibi hatırlıyorum. İlk MKYK toplantısında bugün Deva Partisi’nin başkanı Ali Babacan, “Bu işlere bakmamalıyız, şu anda ekonomiyi ayakta tutmalıyız” dedi.”
“Dedim ki, ‘Bizim sorumluluğumuz bugün demokrasiyi ayakta tutmak ve hükümeti kimin kurabileceğine ait çabalarımızı gerçekleştirebilmek’. Bu seçim tamamlanmamıştır, kampanya devam etmektedir, dedim. Kasım’da da seçim oldu. Sayın Davutoğlu ve ekibi CHP’yle AK Parti’nin iktidarı için canhıraş mücadele verdiler. Bir kısım arkadaşlarımız bunun doğru olmayacağını, Türk siyasetinin doğasına aykırı olduğunu, Türkiye’yi başka bir tarafa doğru getirebileceğini ortaya koydu.”
“Büyük bir mücadele başladı. Bir taraftan HDP ile anayasa yapabilme kabiliyeti ortaya koyan birisi. Dert Recep Tayyip Erdoğan. Onu külliyede enterne edip, hareketsiz halde bırakan, ABD’nin Avrupa üzerinden uyguladığı politikayı Türkiye’de hakim kılmak. Bunun doğru olmadığını söyledik. Tartışmalar o kadar şiddetli oluyordu ki, bir ara sayın Davutoğlu tam anlamıyla dengesi kayboldu, ‘Hepinizin odalarında neler konuştuğunu dinletiyorum ve biliyorum’ dedi. 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 arasındaki süreci anlatıyorum.”
Bu iddiaların ardından, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere parti yöneticileri sosyal medya hesabı üzerinden paylaşımlarda bulundu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu:
Ahmet Davutoğlu, resmi sosyal medya hesabından, partisinin hesabından paylaşılan ve parti sözcüsü Serkan Özcan’ın konuştuğu bir videoyu paylaştı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ: Seninle istediğin kanalda o günleri konuşmaya hazırım
“Süleyman Soylu sana yazıyorum. İftiralarınla ilgili seninle istediğin kanalda o günleri konuşmaya ama her şeyi konuşmaya, tartışmaya hazırım. Var mısın? Yalan söyleyen Pinokyo olsun, burnu uzasın mı?”
“Habertürk televizyonuna sesleniyorum: Süleyman Soylu’nun açıklamaları tamamen iftira, cevap hakkımızı kullanmak istiyoruz.”
“Süleyman Soylu:” Davutoğlu’na yakın tink tank kuruluşuna Mithat Sancar geldi”
Bu tink tank kuruluşu: SETA
Kurucusu kim? İbrahim Kalın.
Yöneticisi kim? Fahrettin Altun. Yani bugün ki Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı.
Birisi Sözcü diğeri İletişim Başkanı…
Devam et hikayeye Süleyman Soylu.”
“Sedat Peker; Süleyman Soylu’nun Cumhurbaşkanı, Tolga Ağar’ın da içişleri bakanı olacağı bir projeden bahsediyor. Yaptığı açıklamalarla bu projeyi boşa çıkardığını iddia ediyor. Önceki beyanında da Nisan’dan sonra çok şey değişecek v ülkeye döneceksin demişti. Sn. Soylu, nedir bu?”
“Sn. Davutoğlu’na yapılan parti içi darbenin bizzat içinde olduğunu söyleyen Sn. Soylu’ya soruyorum: Tecrübeli olduğunuz belli olan böyle bir parti içi operasyonu da Sn. Erdoğan için mi planlamıştınız?”
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan: Hesap verme yerine gündemi saptırma derdinde
“Süleyman Soylu hesap vermek yerine kendini kurtarma, gündemi saptırma derdinde. Sayın Genel Başkanımız hakkındaki tüm iddiaları, yalan ve iftiradır. Aynı kanalda, aynı gazeteciler ile Sn.Davutoğlu’nun yarın akşam cevap hakkını kullanmasını talep ediyoruz.”
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem: “Türkiye hep birlikte oturdu bir İçişleri Bakanının dakika dakika bitişini seyrediyor”
“Türkiye hep birlikte oturdu bir İçişleri Bakanının dakika dakika bitişini seyrediyor”
“Anlayamazsınız… Beni en büyük çeken, sigorta poliçesi basılırken cırt cırt eden yazıcının sesi…”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Burak Dalgın: Bu durumun yegane olumlu yönü…
“Bu vahim durumun yegâne olumlu yönü:
Niçin kuvvetler ayrılığı?
Niçin güçlü parlamento?
Niçin bağımsız ve tarafsız yargı?
Niçin özgür basın?
Niçin sınırlı devlet?
gibi konularda net bir kanıt sunması”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin: Hakikatleri iddianamede görmek istiyoruz
“Hakikatleri, bir organize suç örgütü liderinin ağzından çıkan sözlerle değil, yürekli bir cumhuriyet savcısının kaleminden çıkan iddianamede görmek istiyoruz.”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu:
“Ülkeyi öyle bir hale getirdiniz ki eli kanlı bir suç örgütü liderinin esiri oldunuz… Bu ayıp size yeter ama nerde o izan.”
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu: “Tam bir tiyatro”
“15 dk sonra Soylu’nun programını bıraktım, Çukur’u seyrediyorum. Soylu programı tam bir tiyatro; muhalif gazetecilerle konuşuyor, yazık; Merdan Yanardağ ve İsmail Saymaz’ın muhalif gazeteciliği buraya kadar, yazık!”
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık: Soylu, Peker’in elindeki bilgilerin Erdoğan’la da ilgili olabileceğini ima etti
“Soylu, “Herkesin ipi elimde diyen bir deli karşısında sessizlik hakim” diyerek Cumhurbaşkanı ve AKP’nin sessizliğini eleştirirken, Peker’in elindeki bilgilerin Erdoğan’la da ilgili olabileceğini ima etti.”
“Davutoğlu üzerinden AKP’ye “ihanet edenler”, HDP üzerinden “bölücüler”, uluslararası “oyuncak” olmuş bir mafya be FETÖ diyerek “oynanan oyunun”, “komplonun” denklemini kurdu.”
“Davutoğlu ve Sancar SETA (Davutoğlu kurdurmuştu) toplantısında “Öcalan serbest kalacak, Kuzey Suriye’de bir Kürt devlet kurulacak” konuşmaları/görüşmeleri yaptı. Biz engelledik” diyerek Çözüm Süreci’nin bitmesine atıf yapıyor. Meali: Çözüm sürecinde böyle sözler verildi.”
“Soylu konuşmasının başında Peker’in istihbarat servisi elemanı olduğuna atıf yaptı. Ancak bu dediği Peker’ itibarsızlaştırmaz aksine ifşalarının devletle bağını güçlendirir.”
Bir kez daha kendisinden önceki İçişleri Bakanlarının “başarısızlığına” vurgu yapan Soylu, kendi döneminin “başarıları” nedeniyle hedef seçildiğini öne sürdü.
“Türkiye ve Erdoğan üzerine bir operasyon yapılıyordu ben bunu gördüm ve kendimi feda ettim demeye getiriyor.”
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz: “Milletin Kürsüsü bölümünü beyefendiye ayıralım”
“Süleyman Soylu ısrarla Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in kendisine sahip çıkmasını istiyor. Buradan öneriyorum; ilk grup toplantımızın Milletin Kürsüsü bölümünü beyefendiye ayıralım. Biraz da oradan maval okusun.”
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu: Adım Süleyman Soylu değil ki onun gibi terör örgütleriyle iş tutayım
Soylu, İstanbul CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun tehdit altında olmasına rağmen neden koruma verilmedi sorusu üzerine şu yanıtı verdi:
“CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun korumalarını aldım. Tehdit yoktu. Sizin tehdidiniz yok. Herhangi bir rapor yok, korumanız olması gerekir mi? Hayır. Sonra ne oldu? Mesela Kaftancıoğlu’na tehdit nereden gelebilir? Bunu takip eden, hedef gösterildiği zaman konuya müdahale eden devletin kurumları var. Kaftancıoğlu’nun korumasını aldım, 15 gün sonra Kaftancıoğlu DHKP/C tehdit etti. Niye tehdit etsin? Bir sektör oluşmuş. 2017’de Özgür Taşdemir. Bütün sistematiği, iki yerde kumarhanesi var. Bu kumarhaneler sebebiyle, DHKP/C baskını sebebiyle, bu tehdidi yenilediler. DHKP/C’nin kurgu tehdidi üzerine bir tehdit daha yenilediler. Ben bunu 2018’in ortalarında öğrendim. Sedat Peker’in polis koruması olduğunu öğrendim. Canan Kaftancıoğlu’nun da koruması olduğunu bilmiyorum.”
CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarda Soylu’ya şu ifadelerle cevap verdi:
“Yalancı! Madem tehdit yoktu (kendisinden daha büyük tehdit yok bu arada) öncesinde ne diye yakın ardından özel koruma statüsüne alınmışım? Sonrasında ise cevap hakkımı kullandırırlarsa yayında söyleyeceğim.”
“Suç örgütleri ile tuttuğu işler ortalığa dökülen devletin utanç vesikası içinde bulunduğu kirliliği başkalarına yapıştırmaya çalışmakta.”
“Yayını izlemiyordum şimdi farkettim yayına bağlamıyorsunuz bari şu cümlemi okuyun. Benim adım Canan Kaftancıoğlu, adım Süleyman Soylu değil ki onun gibi terör örgütleriyle iş tutayım! Herkesi kendisi gibi sanıyor alçak!”
Eski Milletvekili ve Eski Büyükelçi Ünal Çeviköz:
“Sekizinci video şimdiden karaborsaya düşecek. Bu gece Peker’e çok malzeme çıktı.”
Gazeteci Seyhan Avşar: “Ne yazık ki ülkedeki adli ve idari soruşturmalar kişisel husumetlere dayanıyor”
“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şu an elinde tuttuğu belgede ismi geçen eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Özgür Taşdemir’in FETÖ borsasındaki rolünü yazdığım için hakkımda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.”
“FETÖ borsasında ismi geçen iş adamı da, Taşdemir’de hiç tutuklanmadı. Taşdemir hakkında idari bir soruşturma yürütüldü evet. Ancak bu soruşturmanın nedeni FETÖ borsasında ismi geçen iş adamının eski bakan Berat Albayrak’a yakın olmasından kaynaklıydı.”
“Dahası bu idari soruşturmadaki amaç sadece iş insanın Albayrak’a yakın olması da değildi. Soylu ile İstanbul eski emniyet müdürü Mustafa Çalışkan’ın arasındaki savaşın göstergesiydi çünkü Taşdemir, Çalışkan’ın ekibindeydi.”
“Ne yazık ki ülkedeki adli ve idari soruşturmalar kişisel husumetlere dayanıyor. Sonra çıkıp yapılanlar övünülerek anlatılıyor”
Gazeteci Levent Gültekin: 2 saat konuşup hiçbir şey söylememek…
“Soylu, hiç bir soruya cevap vermiyor, tam bir vakit kaybı. 2 saat konuşup somut hiçbir şey söylememek de büyük meziyet.”
Programda BBC Türkçe’nin bir haberi hatırlatılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “BBC Türkçe ekonomik ve siyasi dezenformasyon kanalıdır” dedi.
BBC Türkçe’nin resmi hesabından bu açıklamanın haberi şu şekilde paylaşıldı:
AF Örgütü, son yıllardaki işkence ve kötü muamele iddialarına dair acil eylem, rapor ve çağrıları paylaşarak cevap verdi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya programda Türkiye’deki hak ihlalleri ile gözaltı ve tutuklamalardaki kötü muameleye ilişkin bir soru soruldu.
Kendisinin Uluslararası Af Örgütü’nün muhatabı olduğunu ve sık sık karşı karşıya geldiklerini hatırlatan Soylu, “Her seferinde onlar Türkiye’de gideceği yerleri söylerler. Göndeririz, her yeri ziyaret ederler. 4,5 yıldır işkence ile ilgili en ufak bir şey önümüze koymadılar. Sistematik işkence ile ilgili önümüze bir şey koymadılar” dedi ve Af Örgütü’nün bu konulara siyasal gözlükle baktığını savundu.
Af Örgütü’nün Türkiye hakkında işkence tespiti yapmadığını ancak sadece kötü muamele ile ilgili tespitlerinin olduğunu söyledi.
Söz konusu kötü muamelelerin de uyuşturucu örgütlerine karşı olduğunu dile getiren Soylu, “Ben ‘bacaklarını kırın’ dedim ya, benden kaynaklanıyor” diye konuştu.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye ise Süleyman Soylu’ya Twitter’dan Türkiye’de son yıllardaki işkence ve kötü muamele iddialarına dair acil eylem, rapor ve çağrıları paylaşarak cevap verdi.