Yayımladığı videolar ile Türkiye gündemini belirleyen Sedat Peker, Suriye iç savaşında cihatçı selefi örgüt El-Nusra’ya SADAT organizasyonuyla silah gönderildiği iddiası ile ilgili yeni bir telefon görüşmesi kaydını YouTube’dan yayımladı.
“Pelikan’ın başı o zaten”
Peker’in yayımladığı videonun başlarında Serdar Ekşi, “Ama reisim şu Pelikan’a girmeden aslında, daha girmeden artık…” diyerek ‘Pelikan konusu’nu açıyor. Ekşi şöyle devam ediyor:
“Ama işte ben şeyi aradım, Hilal’in kocası. Pelikan’ın başı o zaten, Süheyb’i ben aradım. Süheyb’i ben aradım, abi ben burada değilim, geleyim mutlaka görüşelim dedi. Görüşecektim onunla. Reisim ben bir görüşeyim mi Süheyb’le?”
Ekşi’nin bu teklifine Peker şöyle yanıt veriyor: “Görüşsen ne diyecek? Yani varım mı diyecek? Yokum diyorlar. Bir enteresan şey var, şunu söylüyor. O şeyle konuştuğumuzda, Fatih (Tezcan) kardeşimle, ben Fatih’i severim, böyle bir geldi bir şeyler anlattı kafamı karıştıracak. Devletin içinde bir grup varmış da, Mehmet Ağar’ı tutuyormuş da, karşıymış da, MİT’i söylüyor. Sanki ben onlarla beraber hükümete şey yapıyormuşum da. Dedim ki kardeşim sen ne anlatıyorsun dedim ya. Git söyle dedim onlara, benim çocuklarımın gözyaşının bedelini ödeyecekler. O Tolga’yı da babasını da… Sinirlendim o zaman biraz şey konuştum.”
Serdar Ekşi, Peker’in bu çıkışına şöyle yanıt veriyor: “İşte Hilal, bu Pelikancılar olarak dedikleri kişiler Hilal’le kocasıyla, Bosphorus ekibi var ya. Benim Süheyb’le ikili konuşmalarımda Mehmet Ağar’dan nefret ediyorlar.”
“Serhat’la beraber Berat Bey”
Sedat Peker, Ekşi’nin bu sözlerine karşılık sözü Berat Albayrak’a getiriyor ve şunları söylüyor: “Bütün hepsini Berat Bey yönlendirmiyor mu Serhat’la beraber? Bilmiyor muyuz diğer taraftan da Mehmet Ağar’la Berat’ın yakınlığı. E Tolga’yı getirdiler Marmara teşkilat başkanı yaptılar. Bunu kim yaptı, Berat yaptı. Herkes biliyor. Birbirinden nasıl nefret ediyorlar anlamıyorum ki o zaman.”
“Metin Abi sözde organize edecek…”
Diyalog bu noktadan sonra ezki milletvekili Fevzi İşbaşaran’ın Sedat Peker tarafından dövdürülmesine geliyor. Peker, İşbaşaran’ı Erdoğan’ın ailesine hakaret ettiği için dövdürdüğünü ve pişman olmadığını anlatırken Metin Külünk’ün çok sinirli olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştüğünü söylüyor. Fakat bunun dövdürmeden önce mi sonra mı olduğu anlaşılmıyor:
“Ben pişman değilim… Karıya, kıza namussuzluk eden bedelini öder. Ben yaptığımdan pişman değilim. Ama senin namusun için, Serhat senin yengenin namusu için yaptım. Cumhurbaşkanımız o zaman sinirliydi. Metin gitti, görüşme yaptı geldi, Metin Abi. Böyle bir şey olur mu arkadaş. Bizim karımızın namusu namus değil mi?”
“MKYK önemli değil”
Serdar Ekşi, Peker’in bu sözleri üzerine şunları söylüyor: “Metin abi biraz kopuk. Kendisinin üstü çizilmiş durumda.” Peker ise bu sözlere karşılık önce ‘Metin Abi’nin AK Parti’nin MKYK’sında olduğunu hatırlatıyor. Ekşi’nin “Ya reisim MKYK önemli değil ya” sözü üzerine ise Peker şöyle devam ediyor: “Nasıl önemli değil, partinin kalbi orası. Metin abiyle bugün görüşeceğim 12’de. O diyormuş sağda solda bu adama bu yapılmamalıydı diye.”
“Bu adam bu silahları kendi parasıyla yolladı”
Diyaloğun son kısmında konu ‘Suriye silahları’na geliyor. Peker şöyle diyor:
“Bir de o Suriye silahları konusu. O kadar namussuzluk yaptılar, bir tanesi bir yerde bir yazı yazdırmıyor. Bu adam bu silahları, kendi yolladıklarını kendi parasıyla yolladı. Oğlum sen oteldeydin, sen de vardın, sen yok muydun? Her seferinde sen de vardın.”
Ekşi, Peker’in bu sözlerini ‘vardım’ diyerek teyit ettikten sonra Peker sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Biz 4 TIR yolluyorduk ya, 4 TIR da onlar veriyordu. Biz onların dağıtımını kendimiz yapmıyorduk. Biz parasını verdiğimiz, kendi aldığımız şeyleri onların dağıtımında. Onlar Suriye’de veriyorlardı başka yerlere. Bunlar silah mı satıyordu? Biz satmıyorduk, sen de vardın ben de vardım. Bir tane gazeteye niye yazmıyorlar, bu adam kendi parasıyla alıyordu, yolluyordu. Öbürleri de benim TIR’la beraber gidiyordu, biliyorsun işte şeye takılmasın diye, devletin şeyi… Daha önceki sıkıntı yaşanmasın diye. Bu namussuzluk ya, vallahi namussuzluk ya.”
Diyaloğun son bölümünde ise Serdar Ekşi konuyu yine baştaki gibi Süheyb Öğüt’e getiriyor: “Reisim ben bu Süheyb’le bir görüşeyim mi? Süheyb çünkü benimle hemen abi geleyim görüşelim dedi.”
“MİT konusu kafama takıldı”
Sedat Peker bunun üzerine konuyu MİT’e getirerek şunları söylüyor: “Süheyb’i bir arasana, benimle görüşmek istemiş. O söylediği MİT konusu kafama takıldı. Bir söyle telefonla konuşalım. Bu nedir bir anlatsın. Mehmet Ağar’ı mahvedeceğim. Beni ikna etsin nedir bu MİT konusu. Bir anlatsın bana. Bir konuş onunla.”
Ekşi, Peker’in bu sözleri üzerine, “Ben salı günü yanına gideceğim, buluşacağız ya, seni arattırayım” deyince Peker, “Salı günü geç olur, pazar günü video çekeceğim, bunları yeniden söyleyeyim” diyor.