Berfin Özek 15 Ocak 2019’da dershaneden evine dönerken ayrılmak istediği erkek arkadaşı Casim Ozan Çeltik’in asitli saldırısına uğradı. Saldırı günü yüzü ciddi derecede zarar gören Berfin, sağ gözünü de bu saldırı sırasında kaybetti.
Casim Ozan Çelik 9 Nisan 2020’de “kasten yaralama” suçundan 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Berfin, “Ozan’ı seviyorum, onunla evlenmek istiyorum” diyerek şikâyetini geri çekti. Berfin’in şikâyetini geri çekmesi pek çok kişiyi öfkelendirdi. Dava sürecinin başından beri ona destek veren İskenderun Kadın Platformu, “’Öldüren sevgi istemiyoruz’ şiarımıza ters düştüğünden, bu saatten sonra Berfin Özek ile ilgili hiçbir çalışmada yer almayacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz” açıklamasında bulundu.
Berfin, şikâyetini çekmesinin üzerinden birkaç ay geçtikten sonra pişman oldu ve sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Öncelikle başta ailem olmak üzere herkesten özür diliyorum. Verdiğim bu kararın ne kadar yanlış ve ne kadar sağlıksız olduğunu yine yanımda olan, olmayan herkes sayesinde fark etmem zaman aldı.”
Berfin’in uğradığı şiddet, diğer pek çok kadına şiddet haberi gibi, medyada kendisine geniş bir yer buldu. Pişmanlık açıklamasından birkaç ay sonra Berfin, katıldığı programlarda hikâyesini anlattı. Bize, belki de farkında olmadan anlattığı tek bir şey vardı: İçinde bulunduğu karmakarışık şiddet döngüsü.
Yaşadığı ve onu sonunda saldırganıyla evliliğe götüren süreç bir ‘flört şiddeti’ döngüsü olarak tanımlanıyor. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği flört şiddetini “duygusal/romantik/cinsel bir beraberlik içerisinde ya da beraberlik bittikten sonra partnerlerden birinin diğeri -ya da birbiri- üzerinde güç ve kontrol kazanmaya çalıştığı zarar verici davranış biçimleri” olarak tanımlıyor.
Berfin’in katıldığı bir televizyon programında anlattıkları, bu tanımla uyumlu görünüyor: “Fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, sözlü şiddet… Hepsi vardı.”
Saldırgan önce “Seni seviyorum, ayrılmayalım” dedi. Berfin “Ben istemiyorum, ayrılmak istiyorum” dedikten sonra ölümle tehdit etti.
Berfin bu programda yalnızca maruz kaldığı şiddeti değil, olaydan sonra yaşadığı duygusal zorlanmaları, toplum tarafından maruz kaldığı damgalanmayı ve onu saldırganını affetmeye iten süreci de anlattı:
“Ruhum çökmüş bir durumda. Bazen iyi olmaya çalışıyorum, bazen dibe batıyorum. Dipsiz bir kuyu gibi… O kuyunun içinde çığlık atıyorum.
“İşte o kız, yüzü yanan kız diye işaretetmeleri çok zoruma gidiyor. İnsanların beni parmakla göstermelerini istemiyorum artık. Evet, ben o kızım.
“Ondan intikam alacağım dedim. Cesaretimi toplayıp aynısını yapmayı düşünüyordum. Çok çaresizdim. Affetmek kesinlikle söz konusu değil.”
Berfin katıldığı bir başka programda saldırıya uğradıktan sonraki süreçte yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
“İnsanlar sürekli ne oldu, niye oldu, neden şikâyetini geri aldın diye sordular. Kimse bana Berfin, nasılsın demedi. Hep yargıladılar beni, hep küçümsediler.”
Berfin Özek, tüm bu yaşananların ardından 9 Aralık 2021’de Casim Ozan Çeltik’le evlendi.
Evliliğinin ardından da sosyal medyada eleştirilerin hedefi oldu. Bazı kullanıcılar onu ihanetle suçladı.
Fakat belki de benzer bir felaket yaşasalardı, onu yargılayanların hiç değilse bir bölümü de onunkine benzer tepkiler verecekti. Berfin’in saldırganını tekrar tekrar affetmesi, ona tekrar tekrar geri dönmesi aklıma geçtiğimiz aylarda Netflix’te yayımlanan MAID dizisindeki o meşhur repliği getirdi: “Şiddet gören birçok kadın yedi denemeden önce şiddet döngüsünden kurtulmayı başaramıyor.”
Cinsiyet temelli şiddete maruz kalan kadınlar, Berfin Özek örneğinde olduğu gibi toplum tarafından suçlanabiliyor. Ancak unutulmamalı ki şiddet döngüsünden kurtulmak mümkün, fakat kolay değil. Toplumsal normlar, psikolojik zorlanmalar, sosyoekonomik yetersizlik, manevi ve/veya hukuki destekten yoksun kalma gibi birçok sebep nedeniyle şiddet kadınlar için kısır bir döngü haline gelebiliyor. Yani, şiddet döngüsü içerisinde kaybolan kadınları yargılamak bir çözüm değil.
Belki de toplum olarak üzerimize düşen, Berfin’i saldırganıyla evlendiği için yargılamak yerine “Berfin, nasılsın?” sorusunu sorabilmektir…