11 Eylül saldırıları sonrası Pakistan’da tutuklanarak ABD’ye teslim edilen ve 2002-2006 arasında iddianame olmaksızın Guantanamo Üssü’nde tutulan Murat Kurnaz’ın hikâyesini annesi Rabiye Kurnaz’ın gözünden anlatan film “Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush” (Rabiye Kurnaz George W. Bush’a karşı) 72. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde (Berlinale) en iyi senaryo ve en iyi başrol oyuncusu dallarında Gümüş Ayı ödüllerinin sahibi oldu.
Film, “terörist” suçlamasıyla tutuklanan oğlu için yaşadığı Almanya’da, memleketi Türkiye’de ve muhatabı ABD’de çalmadık kapı bırakmayan Rabiye Kurnaz’ın ABD Başkanı George W. Bush’a dava açmasını ve sonunda oğlu Murat’a kavuşmasını konu ediniyor.
Rabiye Kurnaz’ı canlandıran oyuncu Meltem Kaptan “En İyi Başrol Oyuncusu,” filmin senaristi Laila Stieler de “En İyi Senaryo” ödülü dalında Gümüş Ayı ödülünü aldı.
Meltem Kaptan ödül töreninde.
Filmde Rabiye Kurnaz’ı Almanya’da yaşayan oyuncu Meltem Kaptan, en büyük destekçisi Avukat Bernhard Docke’yi Alexander Scheer canlandırıyor.
Alexander Scheer, Meltem Kaptan, Rabiye Kurnaz ve Bernhard Docke.
Dünya prömiyeri geçtiğimiz Cumartesi 72. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde yapılan filmin yönetmenliğini Andreas Dresen yapıyor.
“Rabiye Kurnaz gegen George W. Bush” filminde Rabiye Kurnaz’ı canlandıran Meltem Kaptan ve Avukat Bernhard Docke rolünde Alexander Scheer.
Din eğitimi almak için Pakistan’a gitti 5 yıl dönemedi
1982’de Almanya’nın Bremen kentinde doğan Türkiye vatandaşı Murat Kurnaz, 2001’den itibaren İslam’a yönelerek sakal bıraktı ve Bremen’deki Ebu Bekir Camisi’ne gitmeye başladı. Ebu Bekir Camisi’nde Pakistan merkezli Tebliğ Cemaati mensuplarıyla tanıştı.
2001 yazında Türkiye’de evlenen Kurnaz, eşini Almanya’ya getirmeden önce Tebliğ Cemaati’nin Pakistan’daki okullarında birkaç ay din eğitimi almak için 3 Ekim 2001’de Almanya’dan Pakistan Karaçi’ye gitti.
11 Eylül saldırılarının hemen ardına denk gelen bu seyahat ve sonrasında yaşananlar Kurnaz’ın hayatını değiştiren sürecin başlangıcı oldu.
Pakistan’da bulunduğu zamanı sorunsuz geçiren Kurnaz’ın kâbusu, Almanya’ya dönüş için havaalanına giden otobüste başladı. Pakistan emniyet görevlileri ten rengi diğer insanlardan açık olan Kurnaz’ı gözaltına aldı.
O dönem ABD’nin Taliban militanlarını ihbar edenler için koyduğu para ödülü nedeniyle Pakistan’da yakını olmayan yabancılar ve kimsesiz Pakistanlılar ödül almak için ABD’lilere ihbar ediliyordu. Afganistan’daki ABD güçlerine teslim edilerek Kandahar’a götürülen Kurnaz, daha sonra Guantanamo’daki ABD askerlerinden kendisi için muhbirlerin 3 bin dolar aldıklarını duyduğunu anlatacaktı.
Kandahar’daki ABD üssünde Usame Bin Ladin’in yerini söyleyemeyen Kurnaz; elektrik verme, Filistin askısı, kafayı suya batırıp tutma gibi işkencelerden geçti.
Ocak 2002’de Guantanamo’ya götürülen Kurnaz, fiziksel ve psikolojik işkence görmeye devam etti.
Guantanamo’da geçirdiği birkaç aydan sonra ABD makamları hakkındaki suçlamaların bir dayanağı olmadığı kanaatine vararak Almanya hükümetine Kurnaz’ı iade etmeyi teklif etse de o dönem görevde olan Gerhard Schröder hükümeti buna yanaşmadı.
Almanya’nın bu tavrı nedeniyle dört yıl daha Guantanamo’da kalmak zorunda bırakılan Kurnaz, 24 Ağustos 2006’da Merkel hükümetinin girişimi sonucu Almanya’ya dönebildi.
Döndükten sonra medyaya 2002’de kendisini teslim almayan dönemin Almanya hükümeti aleyhinde açıklamalar yaptı.
“Almanya’nın güvenliğiyle ilgilenmek durumundaydım”
Özellikle dönemin istihbarat birimlerinin koordinasyonundan sorumlu başbakanlık müsteşarı (şimdi Cumhurbaşkanı olan Frank-Walter Steinmeier) Kurnaz konusundaki eleştirilerin odağındaki isim olmuştu.
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier.
2007’de konu hakkında Federal Meclis’te kurulan araştırma komisyonuna ifade veren Steinmeier, ailesi Almanya’da yaşamasına rağmen Türkiye vatandaşı olan Kurnaz’ın o dönemde Türkiye’ye gönderilmesini daha uygun bulduğunu belirterek “Başbakanlık müsteşarı olarak Almanya’nın güvenliğiyle ilgilenmek durumundaydım” demişti.
Komisyonda ifade veren bir başka isim, dönemin İçişleri Bakanı Otto Schily, Kurnaz olayıyla ilgili tüm karar ve davranışlardan kendisinin sorumlu olduğunu belirterek, “Kurnaz belki kandırılmış olabilir. Ama zararsız değildi” diye konuşmuştu.