Avrupa Parlamentosu’nda (AP) 448 evet, 67 hayır oyuyla kabul edilen 2022 Türkiye raporunda; Türkiye’de demokrasi, hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklere saygı alanlarında elle tutulur ilerleme kaydedilmediği belirtiliyor.
Bu olmadan da AB ile üyelik müzakerelerinin yeniden başlama şansı olmadığı mesajı veriliyor. Ayrıca gereken reformlar konusunda siyasi iradenin bulunmadığı vurgusu yer aldı.
Raporda Türkiye’deki mevcut ekonomik durum “kaygı verici” diye tanımlandı.
Raporda Cumhurbaşkanlığının, bağımsız olması gereken Merkez Bankası ve İstatistik Kurumu gibi kurumlara müdahale ettiği belirtilerek bu kurumların bağımsızlığının AB üyeliği için vazgeçilmez kriterler olduğu hatırlatıldı.
Hukuksal güvenliğin olmamasının da yabancı yatırımları ciddi biçimde tehlikeye sokabileceği belirtildi.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da raporda üyelik müzakerelerinin resmen askıya alınması isteniyor.
Dışişleri: “Önyargılı ve gerçeklikten kopuk değerlendirmeleri reddediyoruz”
Dışişleri Bakanlığı’ndan raporun kabul edilmesine tepki geldi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, AP’nin Türkiye-AB ilişkilerinin güçlendirilmesi ihtiyacını görmezden geldiği belirtilerek “raporda önyargılı ve gerçeklikten kopuk değerlendirmelerde bulunmasını kabul etmiyor ve reddediyoruz” vurgusu yapıldı.
Bakanlık, AP içinde terör örgütlerinin yuvalanmasına ve terör propagandasına izin verildiği vurgulayan açıklamanın sonunda şu ifade yer aldı:
Türkiye’yi sığ bir bakış açısıyla değerlendiren bu rapor AP’nin gerçeklerden kopuk, ideolojik ve yanlı tutumunun yeni bir örneğini teşkil etmekte ve sadece AP’nin itibarını zedelemektedir.
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama:
“Avrupa Parlamentosu’nun (AP) tavsiye kararı niteliğinde olan 2021 Yılı Türkiye Raporu, 7 Haziran 2022 tarihinde AP Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir.
Ülkemiz ve AB arasındaki ilişkilerin karşılıklı çabalarla güçlendirilmesi ihtiyacı ortadayken, AP’nin sığ ve vizyonsuz bir yaklaşımla bu ihtiyacı görmezden gelerek, raporda önyargılı ve gerçeklikten kopuk değerlendirmelerde bulunmasını kabul etmiyor ve reddediyoruz.
AP’den öncelikli beklentimiz, dar görüşlü çevrelerin gündemine alet olmaması ve katılım müzakere sürecinin canlandırılması için AB kurumlarına yönelik teşvik edici bir tutum sergilemesidir. Maalesef AP bugüne kadar bunun tam tersi bir tutum takınmıştır. Terör örgütü üyelerinin AP içerisinde yuvalanmalarına ve terör propagandası yapmalarına dahi müsamaha gösteren AP’nin bu tutumu aslında şaşırtıcı da değildir. AP böylece Türk kamuoyu nezdinde hem inandırıcılığını hem de güvenirliğini yitirmiştir.
Bu nedenle, raporda yer alan ülkemize dair demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına ilişkin iddialar ile Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında bir iki AB üyesinin dar görüşlü çıkar sağlama çabalarını yansıtan temelsiz görüşlerin bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır.
Bizim AB’den beklentimiz, öncelikle tüm AB kurumlarının Türkiye’ye yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi, bu çerçevede katılım sürecinin canlandırılması, Vize Serbestisi Diyaloğu’nun hızlandırılması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerinin başlatılması, terörle mücadelede işbirliğinin arttırılması, göç işbirliği kapsamında özellikle Gönüllü İnsani Geri Kabul Planı’nın hayata geçirilmesidir.
Bu konularda atılacak adımları teşvik etmek yerine, Türkiye’yi sığ bir bakış açısıyla değerlendiren bu rapor AP’nin gerçeklerden kopuk, ideolojik ve yanlı tutumunun yeni bir örneğini teşkil etmekte ve sadece AP’nin itibarını zedelemektedir.”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: “Sömürge komiseri diliyle yapılan bencil değerlendirmelerin bir anlamı yoktur”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik de twitter hesabından bir açıklama yayınlayarak rapora tepki gösterdi. Çelik şu ifadeleri kullandı:
“Avrupa Parlamentosu yine gerçeklerden kopuk ve sorumsuz bir Türkiye raporu hazırlamış. Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs meselesinde Yunan-Rum tezlerini esas alan bir yaklaşım sergilemişler. AP göçmenler konusunda üstüne düşenleri yapmayan Avrupa ülkelerini eleştiren ve Türkiye’ye teşekkür eden bir tutum içinde olmalıdır. Ayrıca Türkiye’ye verdiği sözleri yerine getirmeyen AB kurumlarına dönük somut eylem planı önermelidir.
Eleştirdiği konularda Türkiye ile demokratik dayanışma üretmek yerine sadece Türkiye eleştirisi yapan bir yaklaşım sağlıklı değildir. Demokratik kavramları dar bir bakış açısıyla birer siyasi kaldıraç gibi kullanmak bencil bir yaklaşımdır. AP demokrasi ve dış politika konularında diyalog ve ahde vefa temelinde somut demokratik dayanışma mekanizmaları üretmelidir. Sömürge komiseri diliyle yapılan bencil değerlendirmelerin bir anlamı yoktur.
Cumhurbaşkanımız AB tarafından Türkiye’ye verilen ve tutulmayan sözleri kapsamlı bir şekilde sık sık dile getirmektedir. AB kurumlarının sözlerini tutmayan bencil siyasetleri, Avrupa Parlementosu’nun öncelikli gündemi olmalıdır. AP ciddi bir Türkiye raporu hazırlamak istiyorsa, AB tarafından Türkiye’ye verilen sözlerin neden tutulmadığını böyle bir raporun başlangıcına koymalıdır.
AP bencil siyasetler yerine Türkiye’ye demokratik dayanışma ve ahde vefa temelinde diyalog önermelidir.”