Cengiz Kapmaz

Voltaire’ci ‘özgürlük’ mü, Wilde’cı diyalektik mi?

Voltaire’ci ifade, kendini oluşturma hakkını dışsallaştırılmış ahlâk öngörüsüne dayandırır. Kendisini sabitler, dışarıyı aktif kılar. Wilde’cı ifade oluşturma hali, içselleştirilmiş ahlâk esasına dayanır, hareketli momentum içerir. Durağan değil dinamiktir. Dışarıdaki dinamizmi içeriye davet eder.

Kürt sorununda propaganda savaşları

Kürt sorununda sahada şiddet kullanan tarafların yürüttüğü bir savaş var. Ancak asıl büyük savaş sahada değil söylem üstünlüğünde. Buna psikolojik savaş adı verilmekte. Amaç taraftarlarda motivasyon, tezlerde meşruiyet, halkta rıza oluşturmak.

Alevilerde yükselen yeni kuşak

Eski kanaat önderleri, Alevileri eskisi kadar yönlendiremiyor, üzerlerinde ciddi söz sahibi olamıyor. Çünkü Aleviliğin kentleşerek değişen sosyal yapısı, yeni zihniyet ve formasyonda öncüler talep etmekte. Alevilerin sessiz makul çoğunluğunu temsil edecek, eski Türkiye’nin değil yeni Türkiye’nin muhalefet kodları ile düşünen Alevi aydınları ve sivil toplum örgütlerine şiddetle ihtiyaç var. Yeni bir İnanç Önderleri kuşağı bu krizi bitirecek tek kesit; ancak henüz, aşırı politikleşmiş dernek ve sivil toplum örgütleri yerine Aleviler adına söz söyleme ehliyetine kavuşmuş bulunmuyor.

Taraflar müzakere masasına nasıl döner?

Eğer güçlü bir barış vizyonu ortaya konulacaksa yeni başlayacak bir müzakere zemini oluşturmaya yönelik öngörüden değil başlanan ancak sona eren müzakerelere yeniden dönmeyi sağlayacak perspektiften hareket edilmelidir.

Barış isteyenlerin Sisifos çilesi

Devlet demokratik özerklik talebini kabul edilemez, KCK de demokratik özerklik talebinin gerçekleşmesini olmazsa olmaz olarak masaya getirdi. Tarafların bu bakış açısında değişen bir şey yok. Ne devlet demokratik özerklik vermeye yanaşıyor, ne de KCK bu talepten vazgeçiyor. Bu tablo karşısında, çıkıp yeniden müzakere masasına dönün demek neyi değiştirecek?