Elif Akyol
Aslında elbise yok ama modası var: Metaverse ve moda
Siber moda, sanal moda, dijital moda veya meta moda, oldukça yeni bir kavrama verilen türlü isimler. Öyle ki henüz İngilizce’de de Türkçe’de de sabitleyemedik; şimdilik bu tabirler kapışıyor, bakalım hangisi ayakta kalacak? Nedir bu siber moda? Elle tutulmaz, akmaz, kokmaz, ekransız görülmez giysi ve aksesuarların olduğu bir alem. Bu giysiler insanı soğuktan, güneşten korumaz. Ütü istemez. Bunları yıkamak da gerekmez. Dolapta yer tutmaz. Dijital ortamda tasarlanmış 3D görselli bir veri yığınını alıyorsun. İçine fotonu, videonu ya da avatarını yerleştiriyorsun, ta taam.
Türkiye’de Moda Sektörü: “Aradığınız kapsayıcılığa şu anda ulaşılamıyor”
Moda dünyasının, tüketiciye, çoğu zaman sınırlı bir güzellik standardı dayattığını söylesek, herhalde buna kimsenin fazla itirazı olmaz. En azından yakın zamana dek modanın öne çıkan yüzü, vitrini böyleydi. Fakat global moda dünyası süratle demokratikleşiyor. Son on yılda, dünyaca ünlü moda (d)evleri ve yaygın satış ağına sahip hızlı moda markaları, farklı vücut tiplerini, hayat tarzlarını, farklı ırk ve din mensuplarını, yaş almış diyebileceğimiz insanları da anaakım moda görsellerine dahil etmeye ve bu değişimi adeta bir festival havasında kutlamaya başladılar. Peki Türkiye’de? İtalya’dan Brezilya’ya Norveç’ten ABD’ye oluyor; Valentino’dan Fendi’ye, Dolce Gabbana’dan Burberry’ye, Tom Ford’dan The Row’a kadar oluyor ama Elle Türkiye’de olmuyor, Vogue Türkiye’de, Harper’s Bazaar Türkiye’de olmuyor.
Sessiz Lüks: Para konuşur, servet fısıldar
“Quiet luxury” (sessiz lüks) veya “stealth wealth” (gizli zenginlik) geçici bir trend değil, bir hayat tarzı, bir tavır. Kökleri 1800lerin sonuna doğru büyük zenginleşme yaşanan Amerikan Gilded Age’ine (Yaldızlı Çağ) veya 1700ler Madame Pompadour Fransa’sına, şatafata tepkiyle şekillenen bir yaşam tarzı. Görgüye ve köklü zenginliğe övgü. “Sessiz lüks”ün geniş kitlelerin ilgisini çekmesi ise son 5-6 ayda oldu. Bu ilgi patlaması, birkaç magazin vakasıyla da tetiklendi. Bunlardan biri Gwyneth Paltrow’un dava duruşmalarına giderken giydiklerinin haber yapılmasıydı. Çok sade, hatta sıradan görünmesinin arka planını deştiler, mesela düz beyaz boğazlı kazağının $1500 dolarlık etiketini haber yaptılar. Jüriye “bakın ne kadar mütevazıyım, sadeyim, ben de sizin gibiyim” derken, sadece kendi statüdaşlarının anlayabileceği sessiz lüksü de üzerinde taşıyordu.
Barbara Millicent Roberts, namıdiğer Barbie: 64 yaşında bir stil ikonu
Barbie’yi özel kılan, ancak 2000lerden sonra bize batmaya başlayan bu ince belli uzun bacaklı gerçekdışı “mükemmellik” tasviri değildi. Piyasaya çıktığında (1959), Barbie, 50ler ABD’sinin itaatkar, munis, Pleasantville’e yaraşır ev kadını stereotipine bir başkaldırı gibiydi. 60’ların kız çocuklarına “istediğin her şeyi olabilirsin” cesaretini veren bir bebekten bahsediyoruz. Örneğin astronot Barbie, 1965’te piyasaya çıktığında, NASA’da ilk kadın astronotların eğitime başlamalarına daha 13 yıl vardı. Şimdi biz de, 64 yılın pop kültürüne pembe kalemiyle imza atan bu kahramanın önemli stil anlarında tatlı tezatlarla dolu bir yolculuğa çıkalım.
Abdülhamit’in Elması Beckham’ların düğününde
Victoria Beckham’ın oğlu Brooklyn Beckham ve Amerikalı ultra-zengin bir ailenin kızı olan Nicola Peltz önceki gün Florida’da evlendiler. Düğün, maliyeti ve detaylarıyla magazin dünyasını meşgul etmeye devam ederken, bir detay dikkat çekti.