Elif Zehra Kandemir

Türkiye-Almanya arasında dezenformasyon krizi: “Kim alacak bu göçmenleri?”

“Almanya haftada 500 düzensiz göçmeni Türkiye’ye sınır dışı edecek.” Geçtiğimiz hafta medyaya bomba gibi düşen bu ifade, iki ülke arasında bir dezenformasyon krizi de doğurdu. Alman basını “Türkiye haftada 500 göçmen kabul edecek” derken, Türkiye’de hükûmet yetkililerine göre ise bu ifade doğru değil. Peki, gerçek ne?

Türkiye-Almanya ilişkilerini 60 kiloluk döner düzeltebilir mi?

Almanya’da güçlü bir ırkçılıkla mücadele mekanizmasını tesis etmeden, kurumsal ırkçılıkla hesaplaşmadan ve de İsrail-Filistin savaşı karşısında Almanya’daki Müslüman toplulukları kriminalize ettikten hemen sonra Sirkeci Garı’nda “aramızdaki köklü ilişkiler”den bahsetmek, oldukça talihsiz bir duruş. Steinmeier’in koca bir döner balyasının önünde kılıçla döner keserek kamuoyuna sunmak istediği misafirlerini doyuran sevecen dede imajı, Türk-Alman ilişkilerini ideolojiler üstü bir bağlama oturtmaya hizmet etmiyor. Steinmeier’in beklenenin aksine Ankara yerine İstanbul’a inmesi ve İmamoğlu ile görüşmesi, Berlin’in Türkiye’deki muhalefete desteğinin açık bir göstergesi. TAZ Gazetesinden Jürgen Gottschlich’e göre bu buluşmanın arkasında finansal bir destek potansiyeli de var.

Alman Polis Teşkilatındaki Neonazi şebeke ve çekilmeyen iflas bayrakları

Uzun, koyu kahverengi saçlara ve hüzünlü bir bakışa sahip Frankfurt’lu genç bir kadın, Seda Başay-Yıldız. Almanya’da asrın en büyük davalarından biri olan NSU davasında, Şimşek ailesinin avukatlığını yapan bu güçlü kadın, son birkaç aydır bir güvenlik skandalının göbeğinde yer alıyor. Hem Türk kamuoyu, hem de Alman kamuoyu ise bu skandala karşı ilgisiz.

Mustafa Yeneroğlu, troller ve AK Parti’nin geleceği

Milletin seçtiği vekile hakaret etmekten geri durmayan çapsız trollere bugün ses çıkarmayanlar, yarın ülkeyi yerle bir etme potansiyeline sahip bu iğrenç dili pasif bir şekilde desteklediklerini unutmamalı. Bu dile karşı çıkmak için, sessiz iyilerin artık seslerini çıkartmaları gerekiyor.

“Katillerin isimleri açıkça söylenmelidir anne!”

​Marwa el-Sherbini bundan tam 8 sene önce Almanya’da Dresden Eyalet Mahkemesinde hâkimin, kocasının ve 3 yaşındaki oğlunun gözleri önünde, İslam düşmanı bir psikopat tarafından 16 bıçak darbesiyle öldürüldü. Annesi canice öldürülen Mustafa, bugün 11 yaşında.

Bir günlüğün savaş delisi-II

Bak bu elimdeki ipi görüyor musun, bunu şehrin etrafına sıkıca bağlayacağız, istedikleri kadar saldırsınlar, tüm dünya izleyip dururken ben, en acı sahneleri zihnimin mutat boşaltma işleminden kurtaramasam da işte bu cılız gibi görünen iple tutacağım şehrini ve artık ne iş yaparsam yapayım, yemek yerken ve yorulurken bu ip hep elimde, hep gergin olacak, artık korkma...

Çocuk bakışlarının yıldırıcılığı ve Şansölye’nin düşüşü

Eğer Wulff’un düşüşüne “İslam Avrupa’ya aittir.” demesi neden olmuşsa, herhalde Merkel’in düşüşüne de “Bunun üstesinden gelebiliriz.” deyişi neden olacak. Alman toplumu azınlıklar, düşenler, ezilenler, savaştan kaçanlar karşısında daha fazla AfD, daha fazla NPD, daha sıkı sınırlar, daha sert yasalar, daha çok merhametsizlik ve daha az çocuk bakışı istiyor. Oysa mültecilere böcek ilacıyla müdahale etmek isteyenlerin unuttuğu bir şey var: Kendilerini korumak amacıyla sınırlarını hava geçirmez bir şekilde kapatan toplumlar, kendi tahammülsüzlükleri içinde boğulmaya mahkûm kalırlar.

Yeni başlayanlar için diasporanın gücü

Almanya’da 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen tasarının onaylanması tepki topladı. Bununla birlikte tartışmayı “soykırım mı, değil mi” sorusundan bağımsız, bir diaspora politikası denemesi olarak okumak da mümkün.

Almanya’nın Karavana Sam’i: AfD

Sağ popülist Almanya İçin Alternatif Partisi 5. Olağan Parti Kurultayını yuhalamalar, alkışlar ve protestolar eşliğinde gerçekleştirdi. Kurultayın ardından partinin Alman siyasi arenasındaki konumu kısa vadede Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.

Bir pinpon topunun acıklı hikâyesi*

Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması'nın birçok boyutu var. Siyasi ve ekonomik perspektifler bir yana bırakıldığında bireysel hikâyelerin büyük resimde ne kadar yer edindiğini sorgulamak da önem taşıyor.