Sinan Baykent, Fikir Turu'nda yazdı: Fransa’da ilk defa ulusal-sağ karakterli bir parti iktidara yürüyor. Avrupa çapında yayılan “ulusal-sağ” dinamiğin ateşleyici siyasal, ekonomik ve kültürel faktörleri neler? Bu partiler hangi sosyal sınıfların sözcülüğünü üstleniyor, demokrasiyi nasıl aşındırıyor, İslam düşmanlığını nasıl gerekçelendiriyor ve tüm bu sorulara verdikleri cevapları nasıl tek bir "ahenkli bütün"de harmanlıyor?
Maçın hikayesi de en az atılan gol kadar absürt ve herkes için sürpriz oldu; İmparatorluk ordularının piyade taburlarını andıran hantal ve yavaş oyun, eğer bir İngiliz özgüven gösterisi değilse, bu antikalığın ömrü fazla uzun olamaz; yok eğer durum özü itibarıyla Southgate’in oyun bilgisi ve algısına, doğrudan işaret ediyorsa,-ki ben böyle olduğuna inananlardanım- İngiliz futbol kamuoyunun buna fazla tahammül göstereceğini sanmıyorum.
Özgür Özel: "Erdoğan’a partner değiştirmeyi teklif edersem, Cumhur İttifakı'nı dağıtırım. Ama bu benim sırtıma, AK Parti'nin 22 yıllık hatalarına, sorumluklarına ortak olmak gibi hiç taşımaya niyetim olmayan bir yük koyar. Ben iktidara gidiyorum."
Fransa'da erken genel seçimin ilk turu Pazar günü yapıldı. Sandık çıkış anketlerine göre, aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi oyların yüzde 34'ünü alarak ilk sırada yer aldı. Seçimin ikinci turu 7 Temmuz Pazar günü yapılacak ve Ulusal Meclis'teki sandalye dağılımı belli olacak.
Koç Üniversitesi mezuniyet töreninde konuşan eski Yunanistan Başbakanı sosyalist Çipras, konuşmasını Türkçe “Boyun eğme” diyerek bitirdi. Konuşmayı gören Çipras’ın eski seçmenleri onu “hain” olmakla suçlarken, Türkler ise Türkiye’nin en pahalı üniversitelerinden birinde konuşan Çipras hakkında espriler yaptı: "’İşçiler ayaklanırsa sakın onların taleplerine boyun eğmeyin’ diye sesleniyor olsa gerek”, “Bu konuşma için inşallah para almıştır, kapitalizme bi miktar zarar vermiş olurdu”, “Solun woke’a dönüşümü”.