Çizilen her sınırda, İsrailli yerleşimcilerin doğal yayılımlarını sağlayacak mekansal avantajlar gözetiliyor. Su kaynakları, verimli araziler hatta ilk bakışta önemi anlaşılmayacak kıymette olan küçük tepeler ve tüm topografya ustaca analiz ediliyor, hava fotoğrafları çekiliyor ve kanunlar, maksimum verim gözetilerek İsrail lehine askıya alınıyor. Gazze’de mülteci kamplarını Haussmanvari bir yöntemle bölüp, askeri birliklerin ve araçların müdahale edebileceği yollar açan da Ariel Şaron olmuştu. 7 Ekim sonrası yaşanan süreçte, Gazze’de yine bir planlama dahilinde operasyon yürütülüyor.
Hayatıyla değil ölümüyle hatırlanan insanlar ne kadar çok. Toplumsal hafızaya nakşolanı da var, hikâyesi öyle ölümlere dair “karşı hafıza”nın baskısıyla sınırlanan, değiştirilen, hatta yok edilenler de… Güncel, neredeyse “sıradan” yollarından birisi de “erişim yasakları”. Öyle müdahalelerle ölümlerin ardındaki gerçekler de kayboluyor, o siluetler de unutuluyor bazen. Kalsa kalsa usulca bir “Ah” geride…
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Anneler Günü vesilesiyle Tunceli'de kaybolan Gülistan Doku'nun annesi Bedriye Doku'yu, Gezi eylemleri sırasında öldürülen Berkin Elvan'ın annesi...
12 Eylül öncesi Fatsa Ülkü Ocağı başkanlığı yapan Müsavat Dervişoğlu: “Kızıldere’de Mahir Çayan’la ölenlerden üçü Fatsalıydı; Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Nihat Yılmaz. Ertan Abi, çok güzel Kuran okurdu. Bize namaz kılmayı öğretti. 12 Mart, Fatsa’ya abanınca ilçe sola yöneldi. Fikri Sönmez, (Terzi Fikri) Devrimci Yol’un adayıydı. Çok has, iyi, doğru ve dürüst bir adamdı. Amasya Cezaevi’nde birlikte yattık.”
Başkaları tarafından onaylanmak, sevilmek, beğenilmek en büyük manevi ihtiyacımız. Fakat bir yandan da zenginlik gibi bir şey; hiçbir düzeyi yeterli olmaz, hep daha fazlası istenir ve bu da bitmez tükenmez bir kaygı kaynağıdır. Peki bunun yarattığı huzursuzluk aşılabilir mi? Tümüyle aşılamaz fakat bazıları başkalarının onayına nispeten daha az ihtiyaç duyar ve dolayısıyla eksikliğinin yarattığı huzursuzluğu daha az hisseder. Onlar kendilerini onaylamış, kendilerinden memnun insanlardır. Böyle insanlar hiçbir rutine bana mısın demez. Mükemmel Günler filminin Hirayama’sı böyle biri.