İş Bankası ve Denizbank, ABD’den gelen yaptırım uyarılarından sonra Rus ödeme sistemi MİR’i kullanmaktan vazgeçti. Ambargolar yüzünden uluslararası kredi kartlarını kullanamayan Rus turistler MİR kartlarını kullanıyordu. Geçen hafta Financial Times, ABD’li yetkililerin MİR sistemine dahil olan Vakıfbank, Ziraat Bank, İş Bank, Denizbank ve Halkbank’ı mercek altına aldığını haberleştirmişti. Erdoğan, Soçi’de Putin’le görüşmesinin ardından MİR sistemi için “hem onlar için hem bizim için çok çok rahatlatıcı bir sistem” demişti.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Şangay İşbirliği Örgütü’ne tam üyelik” hedefini değerlendirdi: “Dünya politik olarak ikiye ayrılmış durumda; demokrasiden yana olanlarla otoriter rejimlerden yana olanlar. Biz öteden beri demokrasiyi savunan bir partiyiz ve demokrasiyi savunan dünya içerisinde olmak zorundayız. Yerimiz demokrasidir, demokrasiyi savunan uluslararası kurumların yeridir. Dolayısıyla bizim otoriterliğe özenmememiz gerekiyor. (…) Türkiye Cumhuriyeti parlamentosu olarak, AB'nin öngördüğü bütün standartları kendi ülkemize getirelim ve dönelim AB'ye diyelim ki; biz bütün standartları yerine getirdik, bize verdiğin sözü tut."
Bundan tam 14 yıl evvel, yine bir Eylül ayında bir Fatih Terim portresi yazmıştım. Güzin Sarıoğlu dünkü “Fatih Terim harikalar diyarında” başlıklı yazısında ondan söz etti. Madem öyle, dedim, ben de o yazıyı 14 yıl sonra bir daha yayımlayayım… Okuduğumda şunu gördüm: 2008 Türkiyesi, kendisiyle birlikte -artık ne kadar değiştiyse- Fatih Terim’i de değiştirmiş gibi görünmüş o zaman gözüme. Fakat şimdi baktığımda, bir Rusun Nobel ödüllü yazar Svetlana Aleksiyeviç’e söylediği o çok çarpıcı söz geliyor aklıma: “Rusya’da 5 yılda her şey değişir fakat 200 yılda hiçbir şey değişmez.”
Köken (etimoloji) ve şecere (genealogy) çalışmalarıyla elde edilen sonuçlarda çok fazla kusur bulunur. Ehli bile çokça yanılır. Charles’ın cülus töreninden bir kaç gün önce “Yakında kral olması beklenen Prens Charles’ın Hz. Muhammed’e dayandırılan şeceresi!” diye bir Tweet attım. WhatsApp grubunda kıyamet koptu. (Kral Charles’ın şeceresini sık elek kullanarak inceledim; zincirde bir tane çok zayıf halka var: Sevillalı Zaida (1070-1107) ve Kastilya Kralı VI. Alfonso’nun (1040-1109) kızları meselesi.)
Mustafa*, 26 yaşında Müslüman bir eşcinsel. Dindar-muhafazakâr bir ailede büyümüş. İslam’da yasaklandığı savunulan bir cinsel yönelime sahip olduğunun farkına vardıktan sonra çok zorlaşan hayatının bir bölümünde dinden uzaklaşmış ancak sonrasında tekrar Müslümanlığa yönelmiş. Hikâyesini kendi ağzından dinlediğim Mustafa eşcinselliğin bir tercih değil fıtrat olduğunu savunuyor: ‘’Eşcinsellere haklarını vermek istediğini söyleyen bir başbakandan, kamu spotu ile nefret sözcüklerini yayan bir cumhurbaşkanına… Peki şimdi elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin, kim daha dönme!’’