Adı uyuşturucu kaçakçılığına karışan, Interpol’ün Kırmızı Bülten’le aradığı Sırbistanlı mafya lideri Bojanic, Sarıyer’deki villasında yakalandı. Polis ekipleri, 2020’de ortadan kaybolan Sırbistanlı Rosto Mijonovik'in cesedinin gömülmüş olabileceği şüphesiyle villanın bahçesinde kazı çalışması başlattı. Kılıçdaroğlu: “Kara para, sahibini getirir dedim. Dünyanın ne kadar mafya pisliği varsa, paraları ile birlikte şehirlerimize geldi. Kartellere sesleniyorum; şehirlerimizi terk edin. Sizi yok edeceğiz. Kirli paranızı alın gidin. Size kurban vereceğimiz tek bir evladımız yoktur.” Kılıçdaroğlu kartellere seslendiği tweetini Sırpça olarak da tekrarladı.
Francis Fukuyama yazdı: Liberal demokratlar, demokrasilerin kaçınılmaz bir düşüşte olduğu yönündeki Rusya ve Çin merkezli algıyı kabul eden bir kaderciliğe teslim olmamalıdır. Modern kurumların uzun vadeli ilerlemesi ne doğrusal ne de otomatik bir süreçtir. 1930'larda faşizm ve komünizmin yükselişi ya da 1960'ların ve 70'lerin askeri darbeleri ile birlikte, yıllar içinde liberal ve demokratik kurumların ilerleyişinde büyük aksaklıklara ve tökezlemelere şahit olduk. Bütün bunlara rağmen liberal demokrasi, alternatifler çok kötü olduğu için dayanabildi ve tekrar tekrar geri geldi. Hiçbir otoriter hükümet, uzun vadede liberal demokrasiden daha çekici bir toplumsal tasavvur sunmaz. Bu yüzden liberal demokrasi tarihsel ilerlemenin amacı veya bitiş noktası olarak kabul edilebilir. Yoksul, yozlaşmış veya şiddete meyilli ülkelerden yeni bir hayat için ayrılmak isteyen milyonlarca insan tercihini Rusya, Çin veya İran'dan yana değil; liberal ve demokratik Batı ülkelerinden yana kullanıyor.
Adalet hissi belki hiç olmadığı kadar zedelenmiş durumda Türkiye’de. 1 Kasım 2022’de Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan 123 bin bireysel başvurunun olduğunu belirtiyor, "Dünyanın hiçbir anayasa mahkemesinde, hiçbir ulusal insan hakları mahkemesinin önünde bu kadar başvuru yok" diyordu. Bunlar belki de, hâlâ içinde bir parça umut taşıyanların başvuruları. Mecali kalmayanların sayısını bilmiyoruz…
The Economist, Gezi davasından aldığı 18 yıllık ceza nedeniyle Silivri’de bulunan Hakan Altınay’ın ‘Avrupa ve Türkiye arasında kurulacak iyi bir sohbetin vadettiklerinden ümidi kesemeyiz’ başlıklı yazısını yayınladı. Dergi Altınay’ın yazısını “Cezaevinden yazan Hakan Altınay, Avrupa’nın Türkiye’yle tekrar diyalog kurmasını istiyor, ülkesinin otoriterlik mazeretiyle gözden çıkarıldığına inanıyor” spotuyla paylaştı. Altınay: “15 Temmuz 2016’da Türkler olarak kendi savaş uçaklarımızın ülkemizin parlamentosunu bombalamasına tanık olduk. Türklerin büyük çoğunluğunun bu darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen geçtiğimiz yıllarda önde gelen Avrupa gazetelerinin görüş sayfalarında ‘Türk muhalif’ tanımıyla kendisine yer bile buldu. Aynı zamanda Türkiye’deki üst düzey yetkililer de on yılı aşkın süredir Avrupa’ya karşı hırçın bir dil kullanmaya başladılar. Bu kısır döngüyü birlikte kırabilecek miyiz?”
Kadıköy Fikirtepe’de üç kişinin hayatını kaybettiği patlamayla ilgili sorular cevapsız kaldı: Olay gecesi İstanbul Valiliği, patlamada hayatını kaybeden iki Özbekistan vatandaşının kimliğini tespit ederken, dairenin sahibi ve 2019’da tahliye edilmiş katliam hükümlüsü Mustafa Karahan’ın kimliğini nasıl tespit edemedi? Olay gecesi İstanbul Valiliği’nin “tespit edilemedi” açıklamasından beş dakika önce ‘Türk Savunma Teşkilatı’ adlı bir Twitter hesabı ‘TKP-ML üyesi M.K’ bilgisine nasıl erişti? Soylu, başsavcı İsmail Uçar’ı arayarak olayla ilgili ‘kendilerinden habersiz terör soruşturması başlatılması’ rahatsızlığını neden iletti?