Bu haftaki notlarda; Taksim Camisi’nin tuvalet sorunu, otobüslerin kutlama merakı, kaldırımdan giden Scooterlar, hızlı trenin hızla tükenen biletleri, Instagram’da fiyat paylaşmayan mekânlar ve pek iyi bir fikir olmayan giysi kumbaraları var.
Türkiye’nin beşinci başbakanı Şükrü Saracoğlu’nun torunu, Merkez Bankası eski başkanı Rüşdü Saracoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden dedesinin başbakanlığı döneminde uygulanan Varlık Vergisi’ni savundu. Saracoğlu, takipçilerinin tepkilerine “Bir devlet adamı harbi finanse edecek parayı bulmak zorunda. Bazıları Aşkale’ye gidecekse gitsinler. Neticede burası Yunanistan değil Türkiye Cumhuriyeti”, “senelerce Osmanlının kaymağını yiyenler bir gün Cumhuriyette bunun vergisini vermeliler değil mi?” gibi cevaplar verdi.
Memleket Partisi lideri Muharrem İnce, Kürtçe eğitim talebiyle ilgili konuştu: "Pedagojiye uygunsa bilin ki üniter devlete de uygundur. Ama pedagojiye uygun değil bu.”
Sedat Peker’in videolarının tetiklediği yeni süreçte gazetecilere pek çok haberin ‘fısıldanacağını’ anlıyoruz. Devlet içindeki güç mücadelesinden bilgi sızıyor, sızdırılıyor. “Sızdırma” haber, kamuoyunda yaygınlaştırılan pejoratif anlamına rağmen gazetecilerin burun kıvıracağı bir imkân değil, utanılacak bir şey hiç değil. Fakat gazeteci, güç odağı içinde çatışan güçlerden birinin cephe yoldaşı haline gelirse, iş değişir.