BBC’nin görme engelli Washington muhabiri Gary O'Donoghue, Trump’a suikast girişimi sırasında tanık olduklarını yazdı: “Silah seslerinin sona erdiğini hissettiğimizde, Iona beni yerden kaldırdı ve şok olmuş kalabalık çıkışlardan boşalırken birden canlı yayına geçtik. Iona, dehşete düşmüş seyircileri canlı yayında benimle konuşmaya bir şekilde ikna etti. Biri, canlı yayın yaptığımız için çok öfkeliydi, durmam için bağırdı. Birisi bana yaklaştı ve "Önce onlar ateş etti. Bu artık bir savaş” dedi. Bir diğeri, "İç savaş başladı" diye bağırıyordu.
Birleşik Krallık başbakanının resmi konutu olan 10 Downing St. ilk kez bir Yahudi aileye ev sahipliği yapacak. Eşi Yahudi olan Keir Starmer, İşçi Partisi'nin ezici bir çoğunlukla seçimleri kazanmasının ardından Cuma günü Kral Charles III huzurunda yemin etti. Starmer'ın kendisi Yahudi olmasa da çocuklarını Yahudi olarak yetiştiriyor. Starmer, ülkeyi yönetirken ailesinin Şabat yemeklerinde toplanmaya devam edeceğini söylüyor. Starmer aynı zamanda İsrail'in en sıkı destekçilerinden.
ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi, Suriye Özel Temsilcisi ve IŞİD ile Mücadele Koalisyonu Temsilcisi James Jeffrey, ABD’nin Gazze’de savaş sonrası planladığı yeni yönetim planını yazdı. Londra merkezli Al Majalla dergisi ve Şarku'l Avsat gazetesinde yayınlanan makalede Jeffrey, ABD’nin Gazze’de ‘Çok uluslu bir idari yapı’ tasarladığını iddia ediyor. Jeffrey, savaş sonrası Gazze’nin yönetim statüsünün Hamas’ın yenilgisine, İsrail’in geri çekilmesine ve G7 ülkeleriyle bazı Arap devletlerinin bölgede kontrol sağlamasına bağlıyor.
Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısı köhnemiş bir binayı yıkan depreme benzetilebilir. Çatlaklar zaten kendini göstermeye başlamıştı. Fakat artık bu binanın temelleri de görülebilir hale geldi. Kuruluşundan bu yana 120 yıldan fazla bir süre geçen Filistin'deki Siyonist proje, yani bir Arap, Müslüman ve Orta Doğu ülkesine bir Yahudi devleti empoze etme projesi, artık çökme ihtimaliyle karşı karşıya olabilir mi?
İskoçya eski başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi lideri Hamza Yusuf, Guardian’a yazdı: “Wilders ve Farage gibileri, aile barbeküsünde çok fazla alkol aldıktan sonra ağzından tuhaf sözler kaçıran zararsız, eski kafalı amcalar olarak karikatürize ediliyordu. Fakat Müslüman karşıtı nefreti görmezden gelme eğilimi, bu nefretin politik söylemimizin sınırlarından ana akımına doğru büyümesine izin vermiş oldu. İslamofobi o kadar kabul edilebilir ve olağan hale geldi ki artık bunu gizleme zahmetine bile girmiyorlar.”