Daha da önemli husus: Türkiye’nin muhaliflere silâh ve ileri teknoloji desteği vermesi Rusya’yı da aynı yönde davranmaya, PKK’ye askeri, siyasi, lojistik, finansal destek vermeye sevk edebilir. Bu da tıpkı Afganistan’da olduğu gibi PKK’yi Talibanlaştıran bir sürece yol açabilir.
“Şiddeti bitirmek için o şiddeti yaratan şartları mutlaka samimiyetle görmeli, onlarla yüzleşmeliyiz ve sonra şiddeti demokratik yollarla bitirecek, ülkeyi barışa ve özgürlüğe taşıyacak adımları hep birlikte atmalıyız. Biz, çözümün demokratik siyasette olduğundan en ufak bir şüphe duymuyoruz. Çözüm, siyasette, özgür ifadede, tartışmada, toplumsal müzakerededir.”
İdlib'deki saldırı sonrasında telefonla görüşen Putin ve Erdoğan'ın ek önlemlerin gerekliliği konusunda anlaştığı bildirildi. Rusya Dışişleri Bakanı ise Türkiye'nin askerlerin konumunu Rusya'ya bildirmediğini yineledi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İdlib saldırısı sonrası ABD’nin Türkiye ile temas halinde olduğunu ve Türkiye’ye yardım seçeneklerini gözden geçirdiğini belirtti.
İdlib’de tutulamayacak büyük vaadlerde bulunmak, diğer Batılı müttefikleri devre dışı bırakıp sahada büyük bir devletle baş başa kalmak, Suriye’de savaşın bittiğini kabul edememek gibi büyük hesap hataları var. Ama bu hesap hataları için kimse hesap vermek istemiyor. O yüzden bütün dünyanın gözü önünde olan bitenleri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gizlemek için sosyal medya yasaklarına başvuruluyor. Halka hesap vermeyi bırakın, bilgi vermek bile istenmiyor.