Prof. Şükrü Hanioğlu’nun ‘Atatürk, Entelektüel Biyografi’ kitabının Türkçe edisyonu yayınlandı. Hanioğlu, kitabını Karar’da Taha Akyol’a anlattı: "Atatürk kültünün yanılmaz yarı-tanrı mucize yaratıcısını değil, devlet kurucusu olan ‘tarihî Atatürk’ü esas almak gerekiyor." “Şahıs kültü, sorunların tartışılmasının önünde ciddi bir engel. Türkiye’nin kutsallıkla tahkim olunan bir ebedî liderlik kültünü içselleştirmesi anlamlı değil. Türkiye ‘benim lider kültüm seninkini döver’ sığlığındaki yaklaşımla güncel sorunlarına çare bulamaz. Atatürk üzerine çalışanların karşılaştığı temel zorluk, Çankaya’da korunan arşivin sınırlı biçimde açılması ve kataloglarının araştırmacılara kapalı olması”
Brooklyn Üniversitesi’nden Louis Fishman; bestesi, Tarkan’ın “Gül döktüm yollarına” şarkısının bestesiyle büyük benzerlik içeren İsrailli müzisyen Saar Badishi’nin 1979 tarihli “Agadat Shalom Shabazi” şarkısını paylaştı: “Merhaba Tarkan hayranları, İsrailli şarkıcılar genellikle arabesk başta olmak üzere Türk ezgilerini alır ve onlara İbranice yeni bir hayat verirler. Ancak 1970'lerden kalma bu İsrail şarkısını bir dinleyin ve 1990'ların sonunda hangi ünlü Tarkan şarkısına dönüştüğünü tahmin edin.”
Uluslararası Hrant Dink Ödülü her yıl olduğu gibi, bu yıl da Hrant Dink’in doğum günü olan 15 Eylül’de verildi. Ödülün Türkiye'den sahibi Açık Radyo oldu.Ödülün Türkiye dışından sahibi Kolombiya'dan José Alvear Restrepo Avukatlar Kolektifi.
Duayen Kürt ses sanatçısı, söz yazarı ve besteci Beytocan hayatını kaybetti.
Uzun süredir yurtdışında kanser tedavisi gören Beytullah Güneri sahne adıyla Beytocan tedavi gördüğü hastanede...
Bu şehirde bir zamanlar birileri yaşadı ve bu birileri bugün şehrin büstlerinde, freskolarında, çeşme kitabelerinde veya sokak adı levhalarında karşılaşabileceğimiz insanlar değildi. Koçu işte şehrin bu “herhangi” insanlarını da onların hikayelerini ve müzik zevklerini de ansiklopediye dahil etmekte tereddüt etmedi. Cerrahpaşa’da bir sokak köpeğinin madde adı olarak dahil edilebildiği bir ansiklopediydi bu. Sadece bu farklılığı bile, Koçu’ya ve onun “ömrümün mahsülü” diye tanıttığı İstanbul Ansiklopedisi’ne minnet duyabilmek için oldukça yeterli bir sebep.