Üç aydan kısa bir süre önce Erdoğan, Amerika'yı hükümetini devirmek için komplo kurmakla suçluyordu. Rusya ile "özel ilişkisinden" bahsediyor ve İsveç'in NATO'ya girmesini engellemekle tehditler savuruyordu. Şimdi ise seçimlerde zafer kazanmasının ardından Batı'ya göz kırpmakta. Fakat Erdoğan'ın stratejik olmaktan çok taktiksel olan ve çoğunlukla ekonomik gereklilikten doğan açılımları temiz bir sayfa açıldığı anlamına gelmiyor. Türkiye'nin lideri demokrasi ve insan haklarındaki sorunların üstesinden gelmeye, hatta bunları kabul etmeye bile gerek görmüyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bakan olduktan sonra ilk röportajını, yeni ekonomik politikalarını eleştiren Yeni Şafak’a verdi: “Enflasyon önümüzdeki birkaç ay artmaya devam edecek, hedefimiz kalıcı bir şekilde aşağı çekmek”, “Bütçe dengelerini iyileştirmek için bir defaya mahsus vergi düzenlemeleri yaptık”, “2024’ün ikinci çeyreğinden itibaren faiz düşüşleri konuşulmaya başlanacak”
Adayların katılım için önseçimi kaybederse partinin adayını destekleyeceklerine, bağımsız aday olmayacaklarına dair beyan imzalamaları gerekiyor.
Trump imzalamayı reddediyor.
Gökçeada'da açılacak "Yeniden Buluşacağız: İmroz'un 1964 Belleği" sergisi baskılar nedeniyle iptal edildi. Gökçeada Kent Konseyi, sergi için “Batı Trakya kan ağlarken bunlar bize bizim ülkemizde sövmeye kalkıyor. Kimin haddine” demişti. Kıbrıs’taki olaylara tepki olarak Türkiye, 1964 yılında çıkarılan kararnameyle çoğunluğu İstanbul’da yaşayan Yunanistan vatandaşı 12 bin Rum’u sınır dışı etmiş, Gökçeada ve Bozcaada’daki Rum köyleri boşaltılarak askeri alan ilan edilmiş, okullarda Rumca eğitim durdurulmuş, Gökçeada’ya açık cezaevi açılmış, adalardaki Rumlar göç etmeye başlamıştı.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Sky News Arapça’ya konuştu: “Hazırlıksız, neticesiz Erdoğan ile neden görüşelim ki? Meşrubat içmek için mi?”
“Bir mülteci elektrik yokken, çocuğunu yollayabileceği okul yokken ve sağlık için ilaç yokken nasıl döner? Bunlar hayatın esaslarındandır.” “Halkım isterse bırakırım, dış güçler istediği için değil.”