Haberler

Seçim tarihiyle ilgili konuşan Erdoğan: “Resmi olarak cumhurbaşkanının burada bir yetkisi var. 10 Mart'ta Cumhurbaşkanı olarak biz bu yetkimizi kullanacağız. Ondan sonra 60 gün süre var. O süreyi de kim değerlendirecek? Yüksek Seçim Kurulu. Ama biz kararımızı inşallah Mart ayının 10'unda açıklayacağız.”

Nesin Vakfı’nın 2 milyon TL’sinin Hazine’ye devredilmesiyle ilgili açıklama yapan Ali Nesin: “2017 yazında Nesin Vakfı’na komşu 8 dönümlük arazi satışa çıkmıştı. Babam da birkaç defa bu araziyi almaya yeltenmiş ama parası çıkışmadığı için alamamıştı. Facebook’tan duyuralım, biraz destek gelir, kalan miktarı krediyle tamamlarız diye düşündük. (…) Sanırım 2021’de (yani araziyi alışımızdan dört yıl sonra) o arazinin komşu arazisine İsmail Ağa cemaatine bağlı bir tarikat taşındı. Bir süre sonra da Valilik, “izinsiz bağış kampanyası” yaptığımız gerekçesiyle Vakf’a müfettişler yolladı. Bu yazımızı kampanya olarak addetmişler… Olacak şey mi!”

Sinan Ateş’in dayısı, Sinan Ateş’in mezarı başında konuştu: “Evladımızın katili Meclis’tedir. Onlara oralar kalmayacak. Onlara dar olacak”, “Cumhurbaşkanının bizleri aradığına dair bilgiler geçse de bizi danışmanı aradı”, “Atanan savcının siyasi rengi bellidir. Biz bunu kabul etmiyoruz”, “Bugün itibarıyla gördük ki, Cumhur İttifakı’na verdiğimiz desteklerin hiçbir anlamı, önemi yokmuş”.

Öğrencisi geçen yıl 90 yaşında hayatını kaybeden felsefeci Richard Bernstein’in son dersini yazdı: “Ertesi hafta Zoom'a giriş yaptığımda, sınıf arkadaşlarımdan bazıları halihazırda derse girmişlerdi. Bernstein da Zoom’a girmişti ama kamerası kapalıydı. "Beni duyabiliyor musunuz?” dedi. “Nerede olduğumu açıklamak istiyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse, şu an hastanedeyim. Yeterli oksijenim olmadığı için beni buraya geri gönderdiler. Ben gerçekten çok iyiyim, zihnen de gayet iyiyim" diye devam etti. Kamerayı açtı ve işte tam karşımızdaydı: gömleği yoktu zira göğsüne elektrotlar bağlanmıştı ve burun deliklerine giden tüplerle birlikle bir yataktaydı. Biraz dağınık ve seyrelmiş olan beyaz saçları, ışığın içinde eriyor gibiydi.”

İstanbul’daki İsveç Konsolosluğu binasının camına "Kitap yakan aptalın fikirlerini paylaşmıyoruz" yazan bir kağıt asıldı.