2018’de yayınlanan ilk sezonuyla Türkiye’ye ilk Emmy Ödülü’nü kazandıran Şahsiyet dizisinin Gain’de başlayan ikinci sezonu 1990’lı yıllarda Türkiye’de yaşanan faili meçhul cinayetlere ve bu cinayetlerin aydınlatılması için mücadele veren Cumartesi Annelerine odaklanıyor. Dizinin yeni sezonunda yıllardır yurtdışında olduğu, zamanında faili meçhul cinayetlere bulaştığı ve ‘kimsenin yüzünü görmediği’ Kader isimli karakter ile Yeşil’e de gönderme yapılıyor.
Kocaeli'de geçirdiği trafik kazasının ardından yoğun bakımda tedavisi devam eden sunucu ve yazar Metin Uca hayatını kaybetti.
DHA'nın haberine göre, Metin Uca, Kocaeli'nin Dilovası ilçesindeki...
10 Kasım’da tam saat 09.05’de canlı yayın açıp, para topluyorlar. Mareşal üniformasıyla düğünlere gidiyorlar, açılışlara katılıyorlar, kitap yazıp imza günü düzenliyorlar. Bazıları ajanslarla çalışıyor, belgeselerde oynayanları var. Atatürk benzerleriyle konuştuk. Düğüne mareşal üniformasıyla katıldığı için eleştirilen emekli MEB müfettişi Nejdet Bardak, “kıramadığım manevi kızımın düğünüydü” diyor ve “sadece masrafları için para aldığını” söylüyor. “Dolandırıcı” dediği ilk ‘Atatürk’ Göksel Kaya’ya benzetilmekten ise çok rahatsız. 10 Kasım 9’u 5 geçe TikTok yayını açıp, bağış toplayan Serdar Görel, menejeri ve ajansı olan profesyonel bir oyuncu. Göksel Kaya ise dünyadaki meslektaşlarını hatırlatıyor: “Moskova’daki Lenin benzeriyle de 5 dolara resim çektiriyorsunuz”
Avusturya şansölyesi ve merkez sağcı Avusturya Halk Partisi ÖVP’nin lideri olan Nehammer, son haftalarda, İsrail’e verdiği destekle dikkat çekiyor. 25 Ekim’de İsrail’e giden ve Netenyahu’yla görüşen Karl Nehammer; 22 Ekim’de, 17 yaşındaki bir Türk kızın Viyana Sinagogu’ndan İsrail bayrağını indirmesi sonrasında sert açıklamalarda bulunmuştu. Türk medyasına pek yansımayan bu olayın ardından Cumhurbaşkanı Van der Bellen durumu yumuşatmaya çalışarak, “o kızın bunu bilinçli olarak yapmadığını umuyorum” diye konuşmuştu. Türk kız, sorguda, olay sırasında sarhoş olduğunu söylemişti. Bayrağı indiren kızın ve ona eşlik eden diğer Türk gençlerinin modern, laik görünümlü ve Avusturya vatandaşlığı sahibi gençler olmasından ötürü, olay fazla büyütülmedi.
Habertürk yazarı Murat Bardakçı, Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım’ın 1947 yılında gittiği Niğde’deki Çiftehan kaplıcalarında iki yakın dostuna eski harflerle dikte ettirdiği ve bir arşivde saklanan 260 sayfalık hatıratını buldu, yakında kitap olarak yayınlayacağını duyurduğu hatırattan Atatürk’ün ölümüyle ilgili bölümleri paylaştı: “Ölüm hâlinde yatan ağabeyime candan bakanı olsa idi canım yanmazdı. Herhangi zaman ilâç arasa yerinde yoktur, herhangi zaman su istese yerinde yoktur.”
“Odasına giren “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” diyor ve sıralanıyorlardı.. Yalnız o gece çok çırpındı. Bu tazyike tahammül edemeyen karyola kırılmış, hemen değiştirmişler. Dördüncü günü “Diiil, diiil, diiil” diye diye bir bağırma çıkardı. Sonra iyileşti.” “Sevincinden artık ölmeyeceğini zannederek Bay Celâl Bayar’a dağlarda ev istedi. Kendisini teskin etmek için ağabeyciğime “Dağlarda yaptıracağın ev çok rutubetli olmasın, çok güneşli olsun, sana elimle sütlü börekler, muhallebiler yapacağım” dedim. Sevinerek: “Yapacak mısın kardeşim, yapacak mısın kardeşim?” dedi.” “Vefatından sonra ve geldik. İlk iş olarak otomobilimizi hemen aldılar. Hizmetçilerimizi aldılar. Kapıya süngüsü takılmış bir nefer koydular. Sağa sola kıpırdanacak hiçbir serbest vaziyet bırakmadılar.”