Ulusal Seçim Otoritesi (USO) geçen ay seçimlerin 10-12 Aralık’ta, adaylık başvurularının ise 5-14 Ekim tarihleri arasında yapılacağını açıklamıştı.
USO düzenlemelerine göre cumhurbaşkanı adayı olabilmek için Temsilciler Meclisi’nin en az 20 üyesinden veya 15 ilde her ilden en az 1.000 vatandaş olmak üzere toplamda 25.000 vatandaştan imza almak gerekiyor.
Muhalefetin en önde gelen adayı Ahmed Tantavi ise, destekçilerinin adaylığı için imza vermesinin önlendiğini söyleyerek bundan Cumhurbaşkanı Sisi’yi sorumlu tutuyor:
“Destekçilerimiz her gün sabahtan akşama kadar kayıt ofislerinin önünde sıraya giriyor ve imza atamadan evlerine dönüyorlar.”
Öte yandan Middle East Eye’ın haberine göre, milyonlarca memurun ve devlet yardımlarından yararlanan kişilerin Sisi’nin cumhurbaşkanlığı adaylığına destek vermeleri için zorlandığı iddia ediliyor.
44 yaşındaki eski milletvekili Tantavi’nin aile üyeleri, kampanya gönüllüleri ve avukatları, insan hakları gruplarının siyasi amaçlı olduğunu iddia ettiği bir soruşturma kapsamında geçtiğimiz aylarda gözaltına alındı.
Dahası, Tantavi’nin cep telefonu, Mayıs ve Eylül ayları arasında birçok kez siber saldırıya uğradı. Toronto Üniversitesi merkezli Citizen Lab, bu saldırıların Mısır hükümetinden kaynaklandığını öne sürüyor.
Nasırcı ‘Karama’ partisinin eski başkanı olan Tantavi, son yıllarda, özellikle de Temsilciler Meclisi üyesi olarak görev yaptığı 2015-2019 yılları arasında Sisi hükümetine yönelik eleştirileriyle tanınırlık elde etti.
Tantavi, Ağustos 2022’de, iki yıl süreyle başkanlığını üstlendiği partisinden istifa ederek, güvenlik kurumlarının baskıları nedeniyle sekiz aylığına Beyrut’a taşındı.
1979’da doğan Tantavi, aslen Nil Deltası’ndaki Kafrü’ş-Şeyh ilinden. Mansura Üniversitesi’nde muhasebe, Arap Bilim ve Teknoloji Akademisi’nden yönetim bilişim sistemleri okuyan Tantavi, Kahire Üniversitesi’nden siyaset bilimi alanında yüksek lisans yaptı.
2009 yılında Kallin köyünde Karama Partisi’nin sekreteri olarak siyasete giren Tantavi, 2012 yılında partinin siyasi bürosuna seçildi. Ayrıca partinin gazetesinin siyaset editörlüğünü üstlendi.
Ancak Tantavi’nin, 2014 yılında seçimlere katılma kararı alan parti lideri Hamdin Sabahi ile arası bozuldu. Tantavi, seçimlerin yalnızca 2013 askeri darbesini meşrulaştırmaya hizmet eden bir düzmece olarak görüyordu.
Tantavi, 2015 yılında Kafrü’ş-Şeyh ilinde bulunan Kallin’de ve Desuk şehrinde seçim kampanyasını başlattı.
Adaylığı, onu ister Hüsnü Mübarek’in yönetimindeki Ulusal Demokrat Parti aracılığıyla, isterse de Sisi hükümetinin siyasi kolu olan Vatanın Geleceği Partisi aracılığıyla mecliste temsil elde eden varlıklı ve hükümet yanlısı ailelerle karşı karşıya getirdi.
Tantavi, kampanyası sırasında hak ihlaline gençlerin yanı sıra küçük toprak ve işletme sahiplerine de ulaştı. Yerleşik siyasi yapıyla ve güçlü aile bağlantılarıyla mücadele eden Tantavi, 2011 devriminin destekçilerinin oylarıyla meclise girmeyi başardı.
Tantavi, milletvekilliği sırasında İsrail’le normalleşmeye karşı çıkması, servetin yeniden dağıtımı konusunu gündeme getirmesi ve IMF konusundaki tavrıyla gençler arasında ses getirdi. Ancak Tantavi’nin bu tutumları, yandaş basının ve milletvekillerinin tepkisine neden oldu.
Tantavi, Mısır hükümetinin Tiran ve Sanafir adaları üzerindeki egemenliği Suudi Arabistan’a bırakmasını öngören deniz sınır anlaşmasını alenen kınayan birkaç milletvekili arasındaydı.
Sisi’nin üçüncü dönem için aday olmasının önünü açan 2019 anayasa değişikliklerine yönelik eleştirileri, onu meclis saflarında cumhurbaşkanına en sert muhalefet eden milletvekili haline getirdi.
Milletvekili seçildiğinden beri Tantavi’nin yanında olan bir ekip arkadaşı, onu “2011’den bu yana tüm zaferlerini de, yenilgilerini de aynı şekilde paylaşan sıradan bir Mısırlı genç adam” olarak tanımlıyor:
“Tantavi, ister İslamcı ister ordu yanlısı olsun herhangi bir ideolojik grupla aynı safta yer almaması ve birilerinin desteğini satan alacak mali kaynaklardan yoksun olmasıyla diğerlerinden farklı. Kendisi yoksul bir çevreden geliyor”
Cumhurbaşkanlığı seçimi, 109 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan Mısır’ın, Mısır lirasının dolar karşısında değerinin yarısını kaybettiği ve rekor düzeyde enflasyona ve döviz kıtlığına yol açan ciddi bir ekonomik kriz yaşadığı bir dönemde gerçekleşecek.
Ağustos ayında resmi rakamlara göre yıllık enflasyon yüzde 40’a yaklaştı.
Mali krizin, Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı da dahil olmak üzere çeşitli nedenleri olsa da, muhalif figürler ve analistler, krizin asıl nedeninin 2013 darbesinin ardından ordunun ekonomi üzerindeki giderek artan kontrolüne dayandığına işaret ediyor.