İngiltere temelli The Guardian, Adalar’daki minibüs protestolarını gördü:
İbrahim Aycan, Büyükada’da yeni kullanılmaya başlanan ve İstanbul’un güney kıyılarındaki cennet köşesini tehdit ettiğini söylediği elektrikli minibüslere karşı topyekûn savaş açmış durumda.
Avukat ve Ada Dostları Derneği Başkanı Aycan: “Biz burada huzurlu bir hayat yaşıyoruz. Bu araçları görmek bizii üzüyor. Bırakın insanlar yürüsün ve bisiklete binsin”
Büyükada, turistler için popüler bir yer, 16 milyonluk İstanbul nüfusunun birçoğu için de bir sığınak.
Temel hizmetler haricinde adalarda motorlu taşıtlar yasak ve hatta yerel yaban hayatını korumak için 2020 yılında faytonlar bile yasaklanmıştı.
Ancak 15 Haziran’da hizmete giren 12 kişi kapasiteli tartışmalı yeni minibüsler, adaların dar sokaklarında yol alıyor.
Yeni ulaşım türüne karşı protesto liderlerinden biri olan Aycan, Marmara Denizi’ndeki Adalar’ın en büyüğü olan Büyükada’da adalılar tarafından verilen bir isim olan bu “canavarbüslerden” biriyle karşılaştığında bedenini bir bariyer olarak kullanıyor:
“Dün evime giderken yolda bir otobüs gördüm. Randevum vardı ama yarım saat boyunca önünde donup kaldım”
Kimliği yitirmek
İlk gün sekiz protestocu gözaltına alındı ve yerel halk o günden bu yana her gün, spontane bir şekilde gösteriler düzenledi.
58 yaşındaki Kamer Alyanakyan çocukluğundan beri her yazını, bahçeleri rengarenk begonvillerle dolu beyaz ahşap villalara ev sahipliği yapan Büyükada’da geçirmiş:
“Kimse bize fikrimizi sormadı. Adanın sokakları yayalara ait ve biz bu kimliği kaybetmek istemiyoruz,”
Minibüslerin kaldırılmasını talep eden bir dilekçeyi imzalamaları konusunda bölge sakinlerini ikna etmek için kapıları çalıyor.
Kafesi iskeleye 40 dakikalık yürüme mesafesinde olan Mehmet Can, yeni otobüslerin “daha küçük” olabileceğini kabul ediyor ancak “daha konforlu” olduklarını söylüyor.
Hepsinden önemlisi, her gün on binlerce insan adalara akın ettiği için onları ” yaz aylarında gerekli” olarak görüyor:
“(Yetkililer) sırf bir grup insan havlıyor diye onları bir kenara atmayacaktır”
‘Baskıya’ karşı direnmek
Muhalefet partisi CHP tarafından yönetilen İstanbul Belediyesi, minibüsleri savunarak toplu taşımanın başta yaşlılar olmak üzere “ada sakinleri için bir zaruret” olduğunu söyledi.
Ayrıca bu minibüslerin, mevcut küçük elektrikli servis hizmetinin aksine, engelli insanlar için erişilebilir olduğunu da savundu.
Belediye ile yakın diyalog içinde çalışan İstanbul Kent Konseyi “Yaya caddelerini savunmak isteyen adalıları destekliyoruz.” diyerek minibüslere karşı çıktı.
1930’larda adalarda araba kullanımı yasaklanmıştı ve 1984’ten bu yana adalar yaya bölgesi ve koruma alanı olarak kullanılıyor.
Alyanakyan, belediyenin en nihayetinde geri adım atacağına inanıyor.
Aktivist, Temmuz ayında Amerika’nın otomobil başkenti Detroit yakınlarında, otomobilsiz yollarıyla bilinen Mackinac Adası’nda bir festivale katılacak:
“Oradaki insanlarla, yetkililerle konuşacağım. Onlara soracağım: ‘Nasıl dayandınız? Baskıya nasıl direndiniz?”