Gayane Gevorgyan, ilk kez bundan 10 yıl önce, atalarının 1915’te terk etmek zorunda kaldıkları köyü bulmak üzere yaşadığı Ermenistan’dan kalkıp Van’a geldi. Buldu da. Gevorgyan, bundan altı yıl önce, yani 1915’in yüzüncü yılında bu defa yerleşmek üzere tekrar Van’a geldi ve Van’ın Edremit ilçesine yerleşti. 1915’ten günümüze kadar belki Van’da yerleşip ev satın alan ilk Ermeni olan Gevorgyan, yaşamını Van-Ermenistan arasında gidip gelerek sürdürüyor.
Gevorgyan, Dengbêj İsmail Seyranoğlu’nu sosyal medya aracılığıyla tesadüfen tanıdı. Ermeni kız ile Kürt çobanın aşkını anlatan ‘Metran Îsa’ parçasını Seyranoğlu’nun sesinden dinleyen Gevorgyan, bu parçayı ilk kez annesinin ve ninesinin ağzından dinlediğini hatırladı. Kürtçe ‘klam’ denilen, Türkçeye türkü veya ağıt olarak çevirebileceğimiz bir tarzda söylenen Metran Îsa’yı anne babasının vefatlarına kadar her dinlediklerinde ailecek gözyaşlarını tutamadıklarını yeniden hatırlayan Gevorgyan, bu duyguyla Van ve çevresinde tanınan bir dengbej olan İsmail Seyranoğlu’nun Van’da kurmuş olduğu Divanxane’yi ziyaret etmeye karar verdi.
Aileden miras kalan…
Ziyaretinde kendisine eşlik ettiğimiz Gevorgyan, İsmail Seyranoğlu Metra Îsa’yı seslendirince gözyaşlarını tutamadı. “Bu parça beni annemin babamın köyüne götürdü” diyen Gevorgyan, hikâyesini şöyle anlattı:
“Ailem 1915’te Gevaş’tan Ermenistan’a gitti. Özelikle nenem Metran Îsa’yı her dinlediğinde ağlardı. Annem de çok duygulanırdı. Bu bana da onlardan geçti. Ben de şimdi bu parçayı her dinlediğime duygulanıyorum. Bu parçanın unutulmamış olması da beni çok mutlu ediyor.”
‘İlk ama son olmayacak’
Divanxane’de de kendini hiç yabancı hissetmediğini söyleyen Gevorgyan, “Buraya ilk kez geldim ama son olmayacak. Bundan sonra buraya sık sık geleceğim. İsmail Seyranoğlu beni o kadar güzel karşıladı ki hiç yabancılık çekmedim. Sanki ailemin köyündeymişim gibi hissettim” diye konuştu.
‘Ailemin evini buldum’
Türkiye’de evlenerek vatandaşlık hakkı kazanan Gevorgyan, Van’a ilk kez bundan 10 yıl önce ailesinin yaşadığı köyü bulmak için gelmiş. Zorlu bir araştırma süreci sonunda ailesinin 1915’te terk etmek zorunda kaldığı köyü bulan Gevorgyan, daha sonra yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ailemin evini bulduğumda düşündüm. Van’da bir ev alma imkânım olamaz mı diye… Önce Van halkını tanımak istedim. Annem, babam hep Vanlıların çok misafirperver, duygusal insanlar olduklarını söylerlerdi. Vanlıları tanıyınca ailemin haklı olduğunu düşündüm. Gördüm ki Ermenileri de seviyorlar. Pek çok Vanlı bana ‘Keşke Ermeniler buradan hiç gitmeseydi’ dediler. Tabii ‘keşke’ demekle her şey eskisi gibi olmuyor. Ama ben yine de buradayım. Vanlıları ve Van’ı çok seviyorum. Buraya ziyaret için gelen Ermeniler de çok memnun ayrılıyorlar. Şu anda pandemiden dolayı pek gelen giden yok ama pek çok Ermenistanlının burayı görmek için can attığını biliyorum. Ben buradayım ve ölene kadar da burada kalacağım.”
‘Ortak zenginliğimiz’
Denbêj Seyranoğlu ise Kürtçe yaptığı konuşmada Gevorgyan’ın ziyaretiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Bu ziyarette de gördük ki kültür ve sanat, dinler ve milletler üstüdür. Bir sanat eserinden feyz almak için o kültürün ait olduğu etnik kimlikten olmak gerekmiyor. Gevorgyan’ın içinde yetiştiği kültürle bizim kültürümüz birbirine çok yakın. Kültür ve sanat bütün halkların ortak zenginliğidir. Bu ziyaretinden dolayı kendisine teşekkür ederim.”
Garine Gevorgyan, ziyaretinin sonunda yöresel motiflerle süslenen 120 metrekare büyüklüğündeki Divanxane’yi de gezdi.