11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kayseri’deki Abdullah Gül Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde konuştu. Gül, konuşmasında Türkiye’deki üniversitelerde bir vasatlaşma gözlemlediğini belirtti, dünyada silahlanmaya ayrılan yüksek bütçeleri eleştirdi:
“Bir tarafta savaş, komşunuz Kuzey’de. Diğer tarafta büyük iklim değişiklikleri, gıda sıkıntıları, açlık… Bütün bunlar olurken öbür tarafta da ülkelerin inanılmaz şekilde savaş, silahlanma için büyük paralar harcadığını görüyoruz. Halbuki milyarlarca dolarlık bu silaha harcanan paralar sürdürülebilir bir kalkınmaya, eğitime, sağlığa, insanlığın iyiliği için harcanmış olsa dünya tabii çok farklı olur.”
Gül Türkiye’nin eğitimle ilgili verilerini de hatırlatarak eleştirilerini sıraladı: “Üniversiteye giriş imtihanının neticeleri dün açıklandı. Eğitimciler de analiz ediyor. Baktığımızda hiç iç açıcı bir durum yok. OECD ülkelerinin ortalamalarının gerisinde olduğumuzu hatta 37 ülkenin içerisinde çok gerilerde olduğumuzu görünce de açıkçası çok kaygılanıyorum. Siyasetçilerin de, devlet adamlarının da, planlamacıların da, eğitimcilerin de hepimizin kaygılanması gerekir.”
Eğitimde yapılan büyük binaların değil, içeriğin önemli olduğunu vurgulayan Gül, “Bir barakada iyi öğretmenlerle eğitim yaparsınız çok iyi başarılar elde edersiniz. Ama bir sarayda iyi öğretmen, iyi öğretim üyeleri yoksa çocuklar sadece yıllarını tüketirler. Onun için eğitim dediğimizde tabii ki binalarımız var, hükümetlerimiz bu konularda çok büyük yatırımlar yaptılar, bir de bu yapıların içi var… Bilgisayar mezunları var, onlara hiç tereciye tere satar gibi olmayayım ama bir hardware var demir parçası dediğimiz, bir de software var; onun içindeki esas programlardır. Binlerce dolar veriliyor. Dolayısıyla eğitimin içinde binalardan sonra öncelikli olarak buna önem vermek lazım” dedi.
Yüksek Öğretim Kurulu’nun da dikkatini çekmek istediğini belirten 11. Cumhurbaşkanı Gül şöyle devam etti:
“Üniversitelerde bir vasatlaşma görüyorum. Çok şükür bütün illerimize üniversite götürdük, yani hükümetlerimiz bunları yaptı. Şimdi her ilde üniversite var. Ama iyi üniversitelerin sayısını çoğaltmak lazım. Amerika’da da, Avrupa’da da, her yerde üniversite var ama az önce isimleri de sayıldı, çok iyi üniversitelerin sayıları belli. Türkiye’de de bunu teşvik etmek gerekir. Bundan hiç çekinmemek gerekir. Nasıl serbest piyasa ekonomisinde şirketler, firmalar, üreticiler düzgün bir şekilde, kurallar çerçevesinde rekabet ederlerse, kalite ortaya çıkar, yarış, motivasyon ortaya çıkar, o hedefleri alır yüceltir. Akademide de bunu yapmak lazım. Kapasitesi olan üniversitelerin önünü açmak ve iyi üniversite sayısını çoğaltmak lazım. Bu çok önemli. Siyasetçiler, devlet adamları, hepimiz deriz ki dünyanın ilk 500, 300, 200 üniversitesi içerisinde hâlâ Türk üniversitesi yok deriz ve üzülürüz. Onun için bunu süratli bir şekilde bitirmemiz gerekir. Üniversitelerde bir vasatlaşma tehlikesinden bahsettim. Eminim ki YÖK bunları hep inceliyordur ama bunun üstünde çok durmaları Türk üniversitelerinin geleceği ile ilgili yapacakları en iyi iş olacaktır. Ümit ediyorum ki onlar da hep bunlarla ilgileniyorlardır.”