“Kabil caddeleri her an ülkeyi terk etme planları hazır siyasilerin ve komutanların son model zırhlı araç konvoylarının, korku dolu düşüncelerle ne yapacağını bilmeyenlerin ve çevre şehirlerden kaçıp gelen evsizlerin arasından geçip gittiği bir yere dönüştü,” diyor Afganistan’ın başkentinde göç ile ilgili ofiste çalışan Gazan*
Tam adını vermek istemiyor; “Taliban geldiğinde güvende olmak istiyorum,” diye ekliyor. Ofisteki altıncı yılında geçmişten beri Türkiye ile göç sorununu ele aldıklarını söyleyen Gazan, “Türkiye’ye göç yeni bir şey değil. Benden önce de vardı. Muhtemelen bundan beş yıl sonra da olacak,” diyor.
Afganistan’da kısıtlı hükümet bütçesine rağmen BM ve diğer uluslararası kurumlardan aldıkları desteklerle çalışan bir göç takip sistemi var. Hem modern hem geleneksel kaynaklarla çalışıyorlar. İran ve Türkmenistan sınırlarına yakın Herat’a bağlı küçük bir yerleşim olan Köşk’ten birileri göç ettiğinde çoğunlukla bunu, kişi Afganistan’ı terk ettikten bir ya da iki hafta sonra öğreniyorlar. “Kayıt sistemi çok eski, uzun yıllar kırsalda pek çok kişi eğer zorunda değilse doğan çocuklarını kaydettirmemiş. Çatışmalar nedeniyle pek çok kişi eyalet merkezine gidip kayıt yaptırmamış. Bu nedenle çoğunlukla geleneksel kaynaklarla göç takip ediyoruz. İran, Pakistan ve komşu ülkelere kabul noktalarından gidenler orada kaydediliyor. Ancak kaçakçılar ile gidenleri tespit her zaman ayrı bir çaba gerektiriyor. Kaçak gidenleri aşiretler, aileler, askerler yahut kaçakçılar üzerinden öğreniyoruz,” diyen Gazan Türkiye’ye son aylarda yoğunlaşan göçle ilgili olarak da şunları söylüyor:
“Çatışmalar yoğunlaştığında her zaman Afganistan’dan çıkış olur. Gönderdiğin görüntülerdeki gibi genç erkekler gider. Özellikle Avrupa yoluna düşerler, çünkü kaçtıklarında İran ya da Pakistan’da hükümet de Taliban da onları bulabilir. Son dönemde de Taliban ilerliyor ve ele geçirdiği yerlerden asker topluyor. Ordumuz ise dağılıyor. Taliban’a teslim olanların yerine ordu da asker arıyor. Genel seferberlik bunun için ilan edildi. Soruna gelince; bu gençlerin çoğu asker değil. Aralarında asker olabilir ancak bu oran yüzde 10’u geçmez. Çünkü çoğunlukla Taliban teslim olanlara af sağlıyor. Sorunlu askerlerin konusu ise aşiretler ve aileler aracılığı ile çözülüyor. Kaçan askerlerin arasında Taliban esirlerine veya cesetlerine kötü muameleleri bilinenler olduğunu tahmin ediyorum, çünkü Taliban onları infaz ediyor.”
Gazan ile görüştüğümüz sıralarda Afganistan’ın Türkiye büyükelçisi Amir Muhammed Ramin de göç ile ilgili bir açıklama yaptı. Ramin açıklamasında “Gelmelerinin nedeni ise şu; ne yazık ki biliyorsunuz Taliban, savaş gücünü ve araçlarını kullanıyor. Bu nedenle Taliban’ın geldiği yerlerde kuzeyde, güneyde, doğuda bu kişilerin anneleri, onların Taliban’a katılmasını istemiyor. Anneleri, durum onların geri dönebilecekleri şekilde daha iyi hale gelene ve netleşene kadar geçici olarak Afganistan’dan ayrılmalarını istiyor. Çünkü birçok bölgede Taliban’a katılmaya ve hükümete karşı savaşmaya zorlanıyorlar. Büyük sayılar halinde Afganistan’ı terk etmelerinin ana nedeni budur,” dedi.
Duygulara hitap etmeye gayret gösteren ideolojik formatı belli bu açıklamada hükümete bağlı milislerin askere zorlamalarına doğal olarak yer verilmemişti. Yine de gerçekten göç edenlerin çoğu Taliban korkusuyla harekete geçen Özbek ve Taciklerden oluşuyordu. Gazan’ın verdiği bilgilere göre, Suriye savaşının başlamasının ardından Afganistan’ın Şii inanca sahip etnik grubu Hazaralar da İran’ı geçip Türkiye’ye geçmeye başlamış. “İran ile çözülemeyen bir sorun bu. Tahran Hazaraları kendi askeri siyasi gücü olarak görüyor. İran’a geçen Hazaraları orada tutmak için Suriye veya Irak’ta savaşmaya zorluyor. Bu nedenle son yıllarda Hazaralar da diğerleri gibi İran’da kalmayıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmek istiyor. Türkiye sınırındaki artışın temel nedeni bu olabilir. Zaten burada kaçtıkları şey savaş. İran’da neden dursunlar ki.”
Afgan düzensiz göçmenlerinin Türkiye’de Taliban’dan kaçan Afgan ordusu mensupları olarak algılanmasına neden olan iki durum var: Zeytinburnu’nda asker kıyafetleri ile yakalanan düzensiz göçmenler ve muhalefetin, hükümetin Afgan göçmenleri kabul konusunda ABD ile anlaştığı iddiası.
Afganistan’da göç ile ilgili ofiste çalışan Gazan, birinci durumla ilgili olarak, “İran sınırındaki kaçakçılık noktaları uzun süredir Taliban kontrolündeydi. Askerlerin üniformaları ile Taliban kontrolündeki bir yerden geçmeleri büyük risk olurdu. İran’a kaçmak isteseler sınır kapısı düşmeden çok rahat geçerlerdi,” diyor.
Diğer yandan Taliban’ın, Kabil hükümeti için çalışan pek çok asker, komutan ve yerel yöneticiye aileler, aşiretler ve diğer etkisi geniş geleneksel kurumlar aracılığı ile ulaşıp anlaşma ve uzlaşma yolunu seçtiği, pek çok şehri bu şekilde ele geçirdiği de uluslararası basına bilgi veren Afganistanlı gazeteciler tarafından ifade ediliyor.
Zira geleneksel Peştun töresine göre af, sığınma konusunda ne kadar İslamcı olursa olsun Taliban için çiğnenmesi zor kurallar var ve pek çok Kabil yanlısı asker bunu bildiği için Afganistan’ı terk edip bedeli ailesine ödetmektense teslim olmayı seçiyor. Öyle ki kurmay yönetimi, lojistiği ve motivasyonu çöken Afgan ordusu askerleri Taliban’a teslim olmak için kamyonlarla teslim olma törenlerine gidiyor.
Tüm göstergeler gelenlerin asker olmadığını, çatışma zamanlarında yükselen zorla askere alma uygulamalarında askere alınan gençler olduğunu gösteriyor.
Erken evliliğin geleneksel geniş aile formatında ekonomik bir ortaklık doğurması nedeniyle popüler olduğu Afganistan’dan gelen genç düzensiz göçmenler eş ve çocuklarını arkalarında bırakıyor. BBC’ye konuşan Afgan asıllı Türkiye’de yerleşik bir kaçakçı, “Eşlerini ve çocuklarını Afganistan’da bırakıyorlar, çünkü çoğu yasadışı olan bu mültecilerin gittiği yollar çok tehlikeli” diyor. Oysa ABD için çalışan Afganlar aileleri ile düzenli şekilde özel göçmen statüsü alarak ABD’ye gidecek. Yani aileleri de onlarla olacak. ABD özel göçmen statüsü ile ABD’ye alınacak Afganlar Katar, Kosova, Kazakistan ve Kuveyt’ten nakledilecekler.
Türkiye’deki iddiadan sonra ABD açıklama yapmış, özel göçmenlik statüsü ile gelecek olanları Türkiye dahil herhangi bir ülkeye yönlendirmediklerini belirtmişti.
Kaçakçılar bile sınırdan günlük 1000-1500 Afgan geçmiyor derken televizyonlara çıkan siyasiler sayıları binlerle ifade etmeyi yetersiz bulmuş olacak ki konuyu sürü söylemine bağladı. Irkçı ve güvenlikçi korku senaryolarını insanların zihinlerine işlemek için birbiri ile yarıştı. Oysa geçen yıla göre Afganistan’da çatışmalar nedeniyle yerinden olanların sayısı %29 artmış, Pakistan ve İran’a gidenler olsa da çoğu ülke içinde yer değiştirip korunma umuduyla Kabil’e kaçmıştı.
Türkiye’de geçtiğimiz günlerde Altındağ’da Suriyelilere yönelik pogrom nasıl öncesindek aylarca süren ırkçı ve ideolojik çarpıtılmış haber, medya mesajları ve söylemi ile pişirildi ise Afganlar konusunda da aynı süreç işletiliyor. Üstelik bu defakinde uluslararası alanda dile getirilen yalanlar da devrede.
*Afganistan’da başkent Kabil’deki göç ofisinde çalışan yetkili, güvenlik nedeniyle Gazan adını kullanmak istedi.