Akit gazetesinin iddiasına göre “185 gündür hiçbir derse girmeden sırtlarını rektörlük binasına dönerek Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasını protesto eden Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin, dikildikleri yerden zam almaları tepkilere yol açtı.”
Akit, iki ‘tepki’yi aktarıyor okurlarına: AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı ve ‘eğitimci-yazar’ Tarık Sezai Karatepe.
Çamlı, Boğaziçili akademisyenlerin amacının “Robert Koleji kurucusu Hamlin’in hatıralarına hizmet etmek olduğunu” ifade ediyor ve şöyle diyor:
“Oradaki akademisyenlerin yaptığı eylem aslında o okulun kuruluşunda temellerinde olan ulvi bir maksada hizmet etmektir. O ulvi maksat da bu milletin çocuklarını, kendi değerlerine düşman edici ve emperyalist maksatlara açık hale getirmek. Yaptıkları iş o. Amaçları, Robert Koleji kurucusu olan Hamlin’in hatıralarında yazdığı gibi maksadına hizmet etmek, çocukları milletin değerlerinden kopartmak ve emperyalist değerlere hizmet edici bir hale getirmek. Direnişleri, orada yaptıkları eylemin maksadı budur. O akademisyenler basit bir eylem yapmıyorlar.
“O okulun kuruluş değerlerine sahip çıkıyorlar. Maksatlarını kendileri aşikar ettikleri için onları tebrik ediyorum. Orada eylem yapan akademisyenleri ve son zamlarla gelirleri artan eylemci akademisyenleri tebrik ediyorum.”
“Bunların istediği rektör şampanya patlatacak, dansöz oynatacak”
‘Eğitimci-yazar’ Sezai Karatepe daha da açık konuşuyor:
“Bu akademisyenler 200 yıllık alışkanlıklarını bir türlü bırakmadılar. Bu akademisyenler, milli, yerli ve Anadolulu bir duruş sergileyecekleri yerde Tanzimatın getirdiği, batıcı, özentili bir düşünceyi Anadolu’ya hakim kılmaya çalıştılar ama bu hiçbir zaman karşılık bulmadı. Bunlar da Anadolu’da yalnız kaldıklarını, İstanbul öğrencilerinin kendilerini yalnız bıraktığını görünce daha da hırçınlaştılar ve olmadık eylemlere kalkıştılar. Bu akademisyenlerin işi dikilerek eylem yapmak değil, kitaplara gömülerek, öğrenci yetiştirmek, öğrencileri muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak, Hz. Ali Efendimizin istediği gibi ‘öğrencileri 100 yıl sonrasına göre yetiştiriniz’ şuuruyla eğitmektir. Şimdi bu akademisyenler 200 güne yakındır hiçbir şey üretmediler, hiçbir şey yapmadılar. Onlarda biraz kul hakkı bilinci olsa, bütün zamanlarını öğrenci yetiştirmek için harcarlar. Çünkü onlar öğrenci yetiştirmek için maaş alıyorlar. Bunun hiç vebalini taşıyorlar mı? Öğrenciler nazarında üniversiteye kötü puan veriyorlar. Buna hakları yoktur.
“Bunlar karşılarında güçlü, eğitimli, donanımlı bir rektör istemiyorlar. Bunların istediği rektör şampanya patlatacak, dansöz oynatacak, yıl sonu partilerinde ahlaksızlık yapacak. Dolayısıyla da istedikleri ortamı bulamayınca da o ortamın gelmesi için çeşitli provokasyon işlerine kalkışıyorlar. Onlara kalsa yeni gezi olayı planlayacaklar ama Allah’tan öğrencilerimiz şuurlu. Dikilerek maaş alıyorlar yazıklar olsun.”